Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Mayıs 2024 Salı

Bir şarkının hikâyesi: Artık Bu Solan Bahçede...

Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer Yok

Şarkının bestecisi Prof.Dr. Alaeddin Yavaşça, güftekârı Faruk Nafiz Çamlıbel...

Hikâyesi hazin; Alaeddin Yavaşça nın muayenehanesine bir gün Faruk Nafiz Çamlıbel gelir ve karısının hasta olduğunu Ordinaryüs Prof.Dr.Kazım İsmail Gürkan’dan karısı için randevu almasını rica eder. 

Yavaşça randevuyu alır, Faruk Nafiz Çamlıbel ve eşi ile beraber Prof.Dr. Gürkan'a giderler.

Hoca bayan Çamlıbel'i muayene eder ve Alaeddin Yavaşça'ya bayanın çok ilerlemiş bir kanser hastası olduğunu ve geç kalındığını, artık tıbbi olarak yapacak bir şey olmadığını söyler ve ilave eder, hanımefendinin kalan ömrünü ağrısız geçirmesi için gereken artık ne yapılacaksa yapılmalı, der.

Yaşaşça bu durumu öğrenir, Çamlıbel’e zar zor söylediğinde Faruk Nafiz Çamlıbel çok üzülür, dünyası başına yıkılır. 

Kısa bir süre sonra hanımefendi vefat eder.

Faruk Nafiz Çamlubel vefattan bir süre sonra bir gün çok hüzünlü bir şekilde Alaeddin Yavaşça'ya uğrar, cebinden çıkardığı kağıttaki şiiri okur ve bestelenmesini istirham ederek Alaeddin Yavaşça'ya verir...


Şiirin sözleri şöyle:

Artık bu solan bahçede 
Bülbüllere yer yok
Bir yer ki 
Sevenler sevilenlerden eser yok
Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok
Bir yer ki sevenler sevilenlerden eser yok


Güfte: Faruk Nafiz Çamlıbel
Beste: Prof.Dr. Alaeddin Yavaşça
Makam: Hicâz

Evet bu fani dünyanın bahçeleri herkes içün bir gün solacak, güller lâleler kuruyacak, bülbülleri ötmez olacaktır...
virane olunca da baykuşlar ötecek bülbüllerin yerinde, baykuşlara mekân olacaktır bülbül yuvaları !
Masallar "bir varmış bir yokmuş" diye başlar ya...; insanoğlu da şu yalan dünyaya gelir var olur, vaktini tamamlar gider yok olur...insanın doğasında var hani, varlığına sevinmek yokluğuna yerinmek...gelen vefâ umar, sonunda ise bî-vefâ olduğunu anlar dünyanın, artık iş işten çoktaaan geçmiştir...

İşte bu fani dünya içün, türkülerde "Ah yalan dünya..." olmuş geçici konaklama yeri içün, bakınız Aziz Mahmud Hüdayi neler demiş:

Kim umar senden vefâyı
Yalan dünyâ değil misin
Muhammed-i Mustafâ'yı
Alan dünyâ değil misin

Yürü hey bî-vefâ yürü
Sensin hod bir köhne karı
Nice yüz bin erden geri
Kalan dünyâ değil misin

Sihr ile donadup kendin
Meydâna salan semendin
'Âleme mihnet kemendin
Salan dünyâ değil misin

Kasd edüp halkın özüne
Toprak doldurup gözüne
Ehl-i gafletin yüzüne
Gülen dünyâ değil misin

Eğer şâh ü eğer bende
Her kişiyi salan bende
Kimse mekân tutmaz sende
Vîrân dünyâ değil misin

Kimisini nâlân edip
Kimisini giryân edip
Âhir-i kâr 'uryân edip
Soyan dünyâ değil misin

İşin gücün dâim yalan
Çok kişiden arta kalan
Nice kerre boşaluban
Dolan dünyâ değil misin