Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Şubat 2022 Cumartesi

Fillerin tepişmesi kime yarar ?

Çatışmanın gölgesi düşünce insanlığın üstüne...
Sisli, puslu hava çökünce yeryüzüne... Gözgözü görmez olunca...
Çakallar kurt, tilkiler aslan kesilir...
Çatışmayı körükleyen çığırtkan seyircilerin tezahürat sesleri yükselir, kolay lokma olan piyon ileri sürülür, hadi yiğidim korkma diklen sen, arkanda biz varız, bize güven, koruruz seni derler...

Ya sonra...?
Tilkilerin müşavir olduğu yerde kedilere kaplan rolü biçerler...
Bir muktediri zora sokmak, gücünü zayıflatmak için çatışmayı fiştekleyen muhaliflerin zımnî çıkarları adına kullanabilecekleri gladyatörler ise her zaman bulunur ve zalim muktedirler tarafından salataya maydanoz yapılır...
Çatışmalardan en çok etkilenenler, zarar görenler; zayıflar, garipler, kimsesizler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar olur...

Bu çatışmaların ortasında kalan insanların çaresizliğini, mahzunluğunu, gözlerindeki korkuyu, yüzlerine yansımış kaygıyı görenlerin vicdanları sızlıyor mu acaba, ne dersiniz...!
Filler tepişirken, çimler ezilir...
Yazık, çok yazık...monarkların tepişmeleri ve çıkar kavgaları arasında çiğnenen ve ezilen ise insan ve "insanlık" tır...

24 Şubat 2022 Perşembe

Ya sel, ya yel, ya el alır götürür...

Sevdiğin dünyalığı; ya sel alır, ya yel alır, ya el alır götürür.

Sen sen ol güvenme hiç bu dünyanın varına
Sel gelir götürür de kum bırakır ardında
Gece gündüz didinip biriktirsen yarına
Bir kibrit çöpü yeter dünyalık mirasına !

Akıllı o ki; dünyada misafir gibi barına
Kim öle kim kala bilinmezki yarına
Nasibi olan anca beyaz kefene sarına
Hakikât; gelen göçer ebediyet diyarına !

Sen sen ol güvenme hiç malına makamına
Bin derd imiş, kavuştun bak, hevesin ikrâmına
Ne çok istemiştin oysa erdin mi muradına
Seneler alır gider göçtü derler namına

Akıllı o ki; dünyada misafir gibi barına
Kim öle kim kala bilinmezki yarına
Nasibi olan anca beyaz kefene sarına
Hakikât; gelen göçer ebediyet diyarına !

Gel, gör, geç, oyalanma; şu dünyada ey yolcu
Sen hakikatle ol, sana neymiş şucu bucu
Gönül işgâl altındayken dünyalıksa bir ucu
Sanırsın attığın taşlar birer şeytan kovucu !

Akıllı o ki; dünyada misafir gibi barına
Kim öle kim kala bilinmezki yarına
Nasibi olan anca beyaz kefene sarına
Hakikât; gelen göçer ebediyet diyarına !

Seneler ötesinden Aşık Veysel usta dedi
Tabir kaleme sığmazdı, güle kıymet verilmezdi, 
Güzel yüzü görülmezdi, aşık ve maşuk olmasa
Güzellik para etmezdi insandaki aşk olmasa


Kimki has insan ola; gönüllere talip ola
Evreni dolaşa dura safî muhabbeti bula
Hak ve hakikat uğrunda çıka yola hem yorula
Arı duru insan ola, vara Hakk'ın divanına !

22 Şubat 2022 Salı

Hâlis merâmı olmayanlar...

Bir yanda altınla yatıp kalkanlar, bir yanda altın suyuna batırılmış teneke ile batanlar...
Bir yanda müdahele edilemez gerçeklik, diğer yanda sanal veya artırılmış sanal gerçeklik...
Bir yanda yeryüzünü hamak zanneden ahmaklar; ötede dünya misafirlerine tahsisli konaklar...
Bir yanda miskin ve tembel içün uyku ve atalet bahane, öte yanda cevval içün gayretkeşlik şahane...
Bir yanda yemeğe dayanamayan oburlar, öte yanda açlıktan iştahı kapananlar...
Bir yanda yıllara sari uyku kaçıran ihtiraslar, ötede burdaki hesaplarını mizana ısmarlayanlar...
Bir yanda haksız menfaat avcıları, öte yanda Hak ve hukuk savunucuları...
Bir yanda hizmet üreten, ürün imal eden, yorulan, terleyenler...söyleyecek kelâmı olanlar...

Diğer yanda; söyleyecek kelâmı, verecek selâmı, uğraşacak alanı, hâlis bir merâmı bile olmayanlar...
Ve; iş yapan, mal ve hizmet üreten ve söyleyecek kelâmı olanların dedikodusunu yaparak hem nefeslerini, hem de vakitlerini boşa harcayarak ömürlerini tüketenler...
Bir yanda ülkü ve ilkesi olan halis muhlis inanç mahsubları, öte yanda ülküsü ve ilkesi olmayan patates dini mensupları...

19 Şubat 2022 Cumartesi

Apolitik...

 

Görcez görcez
Yalancıların maskesiz hâlini görcez...

Bulcez bulcez
Neyi arıyorsak onu...ya Mevlâ'yı, ya belayı...

Sorcez sorcez
Hangi yoldan hedefe vardığınızı sorcez...

Geçcez geçcez
Bir bardak suda fırtına kopartanları geçcez...

Bilcez bilcez
Hain kim, yalaka kim, dalkavuk kim bilcez...

Seçcez seçcez
Adamları adam olmayandan seçcez...

Bakcez bakcez
Her söz taşıyanın sözünün gerçekliğine bakcez...

Alcez alcez
İlmi her nerede bulursak alcez...

Kaçcez kaçcez
Cahilden, virüsten kaçar gibi kaçcez...

Saçcez saçcez
İyiliği her tarafa saçcez

Saycez saycez
Para saymıycez, insana saygı duycez, insanı saycez...

Koşcez koşcez
Niteliği artırmak içün koşcez...

Gelcez gelcez
Hepsinin üstesinden gelcez...
Yazcez yazcez
Güzelim dilimizin ne kadar kötü kullanıldığını yazcez...

Affınıza magrûren...yazacağız !

17 Şubat 2022 Perşembe

Dilemma...Ya..., ya...!


Yarından kalan hatıralar
Düne atılan oltalar
Ustadan bozma kalfalar
Eğreti duran yaftalar
Hayal ülkesi dükü
İstikbâlin ağır yükü
Hayallerin söküğü
Düğümlerin çözüğü
Karanlığın nûru
Işığın körlüğü
Hayrın şerri
Şerrin hayrı
Geçici hazlar
Seçici kazlar
Kem nazarlar
Gözü bozulanlar
Devin cücesi
Dağın faresi
Pis sinek yedilisi
Oyun stratejisi
"Schröndiger"in kedisi
İhtimallerin ikisi
Bire bir
İkiye bir
Üçe İki
Denge stratejisi
Tahterevalli terazisi
Dilemma...
Ya....ya....! ! !

14 Şubat 2022 Pazartesi

Gecenin rengi de beyaz olsa...

Yeryüzü beyaz
Gökyüzü beyaz
Deniz beyaz
Beniz beyaz
Olsa...değil mi ?

Gecenin rengi de beyaz olsa...

Beyaz;
İyinin, iyiliğin
Temizin, temizliğin
Saf ve katışıksızlığın
Günahsızlığın
rengi değil mi ?

Fikri, düşüncesi, aklı, gönlü
Beyaz olmalı insanın değil mi ?

Hem;
Kirden arınmış olanların da
Elleri beyaz olmalı değil mi ?

Beyaz eller
Beyaz kalemlerle
İyi ve temiz fikirleri
Sevgiyi, ilâhî aşkı
Birliği, dirliği
Beyaz kağıtlara
Beyaz mürekkep ile yazmalı...
Kötü ve kötülükler
Nefret ve kin
Hatıralarda
Hayallerde
Ve rüyalarda
Hatta lisânda
Yer bulamamalı...

"İnsan"ın
İçi de beyaz, dışı da beyaz olmalı...

13 Şubat 2022 Pazar

Kartallar yüksek uçar, kargalar sürüyle...

Zirvelerin de üzerinde 1000 m. den daha yüksek irtifada uçan, keskin gözlü, asil, kuvvetli pençeli, çevik ve atik olan Kartallar, 4-5 yaşlarına gelince erişkin olurlar ve 50-100 sene arasında yaşarlar...

Kartallar yükseklerde ve yalnız uçarlar...

Ömer Hayyam'ın şu sözü mânidâr;
"Kargalar sürüyle, Kartallar yalnız uçar..."

Kargaların kuru ve gürültücü kalabalığı yanında Kartallar sükuneti sever...onların gürültüden aşırı rahatsız olma davranışlarını terbiye eğitiminde kullanır Kartal terbiyecisi Orta Asya Türkleri...
Kuru kalabalık sözünü duymuşsunuzdur, kuru kalabalıkların boş teneke tıngırtısı, fındık kabuğunu doldurmaz lakırtısı bol olur... Lakırtısı bol tipler, padişahları eğlendiren soytarılar gibileri, her devirde kahkaha meclislerinin vazgeçilmezi olmuşlar, karga avazları olsa bile...
Karga sürülerinin gürültücülüğüne karşılık, yalnızlığın verdiği huzur belki de Kartalların tercihi...

Cesaret yoksunluğu, döneklik ve korkaklık temelli sürü davranışı ve  saldırganlığından ikrâhtır belki de Kartalların yalnız uçmalarının sebebi...

Kartallar, kargalar gibi sürü halinde uçmaz, leş aramazlar...Onlar yeryüzünden yükseklerde süzülürken keskin bakışlı gözleriyle avlarını tesbit edince 300 km.'nin üzerinde bir hızla dalışa geçer ve avı pençeleriyle kavrayarak avlarlar, alın teriyle beslenirler...

Hareket eden her canlı kartallara av olabilir...

Diğer kuşlar yanında, fare, sincap, tavşan, tilki, geyik, dağ keçisi gibi hayvanlarla da beslenirler...

Sinsilikte ve sıvışmakta, omurgasızmış gibi kuyruğunun girebildiği delikten geçebilmede usta farelerin aman vermez avcısıdırlar Kartallar...

Kıvrım kıvrım sürünen yılanların da keskin avcısı olan "Yılan kartalı", yılanı kendisini ısırmayacak bir şekilde pençeleriyle yakalayarak yükseklere doğru yükselir, sonra yılanı kayalık bir yere o yükseklikten bırakarak ölmesini sağladıktan sonra yer...

Kartal terbiyesi, ehlileştirilmesi, Orta Asya Türkleri arasında çok zor olsa da yapılmaktadır, ama kartalların esareti sevmediği de bilinmektedir...
Kartal; asil duruşu, zirvelerin hakimi oluşu, pençelerinin güçlü, uçuş ve avcılık kabiliyetinin yüksek oluşu sebebiyle  bir çok büyük devlet ve imparatorluk tarafından  (mesela Selçuklu İmparatorluğu) sembol olarak kullanılmıştır.
Kartal metaforu üzerinden insanoğlunun nankörlüğüne dair şu veciz söz hatırdan çıkarılmamalı: "Kartala değen okun kendi teleğinden olması kartalı en çok acıtan imiş..."

Cenap Şahabettin'e ait iki veciz söz:
"Kartalın beğenmediğini kargalar kapışır."

"Zirvelerde kartallar da bulunur yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğundan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir"

Kartallarla ilgili Kazak Türkleri'ne ait bir atasözü ile yazıyı noktalayalım: 
"Köpek sahibi için, Kartal kendisi için avlanır"...

Vesselâm...

12 Şubat 2022 Cumartesi

Meclis-i a'lâ yahut ednâ...


Bil ki; meclis-i ehl-i hicab küdûretten hâlî değil
Hem meclis-i ehl-i inkâr hicâbiyetten mutsuz değil
Kişi; ya müdavim-i meclis-i a'lâ, yahut ednâ ola
Ol kişi ebnâ-i cinsleri ile sohbetlere dala
Mahcûbların kelâm-ı güzafında ruhsuzluğa müdrik ola
Ednâ, a'lâ meclisine dâhil ola, tâ müstefid ola

10 Şubat 2022 Perşembe

Sevelim, sevilelim...


Yunus Emre ne der:

Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz
Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer, cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlar isen, mani'sini dinler isen
Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz
★★★
Haydi...
Yunus'ca dünyâya yaklaşmaya...

Haydi...
Bir tarağın dişleri gibi
Omuz omuza,
Aynı safda, yan yana
Durmaya...
El ele tutuşmaya
Sırt sırta dayanarak
Yaşamaya...

Haydi...
Düşküne, zayıfa,
Gurebaya, fukaraya
Yetime, yolda kalmışa
Can-ı gönülden
Destek olmaya...

Haydi...
Dertlinin derdine
Ortak;
Hastanın acısına
Paydaş olmaya...

Haydi...
Affetmenin yüceliğini
Merhametin huzuru ve niceliğini
"İnsan" olmaklığın sadeliğini
Hoşgörünün zirvesini
Tevazunun neş'esini
Yakalamaya...

Haydi...
Gönülden gönüle
Köprüler kurmaya
Sevinç ve tasayı
Paylaşmaya
Millet kazanında pişmiş
"Aşura" olmaya...

Haydi...
İlmin tenceresi
İrfânın penceresi
Güzel ahlâkın mümessili
"İnsan"ın temsili 
Olmaya...
★★★
'Yunus'çası;
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz !

9 Şubat 2022 Çarşamba

Ah fukaralık...nenen çarık giyerdi

Ah ah...
Dışarıda yeme içme 
Lüks mü oldu ne ?
Kuru soğan ekmeğe
Razıyız desek de
Onlar bile neredeyse 
Ziyafet oldu bulabilene...

Ah ah...
Gündüz başka gece başka 
giyerdik ya
Aynanın karşısına geçip geçip
Çokca vakit kendimizi süzerdik ya
Kombin olsun derdindeydik ya...

Ah ah...
Bir avuç suya bile 
Hasret kalacağız bu gidişle desene
Düşünsene
Hani tonlarca suyla
El yüz yıkardık
Eskilerde...

Neyseki
Hırslarımızı frenleyen
Gözümüzü  doyuran
Kanaatimiz var...
Sıkarız dişimizi
Mevcutla yetiniriz...
Hem şükrederiz...
Ah ah...ne günlerdi değil mi?
Bir elimiz yağdaydı ötekisi balda
Pabuçlarımız sığmıyordu dolaba
Bir giydiğimize sıra gelmiyordu bir daha...

Bilmemki, yoksa;
Eski Mısır'daki gibi
Bolluk devri bitti de
Kıtlık dönemi mi başladı !

Ah ah...
Bol bulup
şımardığımız
tasarruf yapmadığımız
har vurup harman savurduğumuz
günler vardı 
bir zamanlar...
Değil mi ?

Acaba ve belki de...!
Belki de gerçekten şımarmıştık
Kendimiz olmaktan çıkmıştık...
Bir karadeniz türküsü...

Mısırı kuruttun mu
Anbarda duruttun mu
Nenen çarık giyerdi
Bunları unuttun mu

6 Şubat 2022 Pazar

Homo homini sacra res...siyah, beyaz ve gri

İnsan söylediği sözden, ettiği kelâmdan sorumludur da, ya söyleyemediği söze, etmediği edemediği kelâmlarına ne demeli...

İnsan şöyle dursun, soru şu:

-Her şeyin iki yüzü mü var ?

Fizikçilere göre somut olan maddenin görünen yüzünün ardında enerji var...

Canlı bilimcilere göre vücud denilen maddî bedenin arka yüzüne bindirilmiş hayat var...

Dünyanın ve ayın güneşi gören aydınlık yüzünün arkasında ışık almayan taraf, karanlık yüzü var...

Astrofizik tesbitler ile, madde ötesinde ışığı kırmayan, yansıtmayan, görünür olmayan, diğer maddeler üzerindeki etkisi yalnızca kütle-çekim etkisiyle tespit edilebilen karanlık madde var...
İnsanın insanlara dönük yüzü var, görünenin ardında bir de kendine dönük iç yüzü...
İnsanın insandan beri olamayacağı, insanın insana mecbur ve muhtaçlığı hakikati asla göz ardı edilmeden mevzuyu değerlendirmeli...
Roma'lı düşünür devlet adamı ve tiyatrocu 
Lucius Annaeus Seneca'nın “insan insanın kutsalıdır" (homo homini sacra res) dediği gibi de yaşayabilir hayatı insan; Thomas Hobbes'in "insan insanın kurdudur" (homo homini lupus est)  dediği gibi de yaşayabilir...
Yaşlı kızılderili reisi çadırının önünde torunuyla,  biri beyaz, diğeri siyah iki kurt köpeğinin boğuşmasını izliyorlar.

Reisin beslediği ve gözü önünden ayırmadığı köpekleri seyrederlerken, torun niçin ikisini beslediğini, birinin aslında yeterli olduğunu  ve neden siyah ve beyaz olduğunu merak eder ve sorar.

Reis:
– O köpekler  benim için iyilik ve kötülüğün sembolleri. İnsanın içinde de, iyilik ve kötülük sürekli boğuşur durur.

Torun:
– Peki, sence hangisi kazanır bu boğuşmayı ?

Reis:
–  Ben, hangisini daha iyi beslersem o kazanır !
Zahiri başka batını başka, özü başka sözü başka, iki yüzlü, yazısı turası olan para gibi olmamak içün, kızılderili reisin dediği gibi siyah ve beyaz köpeklerin boğuşma sahnesini unutmamalı insan...

İyiyi, aydınlığı, ışığı sembolize eden beyazı beslemeli; kötüyü, karanlığı, zulmeti temsil eden siyahı beslememeli insan...

Ya gecedir vakit ya gündüz...

Ya iyi tarafta olunur ya kötü; ya siyah ya beyaz...

Gri yok mu peki ?

Var tabi, işte o münâfık, iki yüzlü, kimin yanına varsa sizdenim diyeni...

Dünya kuruldu kurulalı siyah beyaz boğuşması, Habil Kabil çatışması, gri alanda olmanın ni'metine(!) talip münafıklar hep olmuş...

Kızılderililere ait bilgece sözlerden biri ile nokta koyalım: "Gece ve gündüz bir arada yaşayamaz".

Vesselâm...

5 Şubat 2022 Cumartesi

Hükm-i Ezel...

Ey evreni değiştireceğini zanneden adem
Sen seni değiştiremezken, sana mı kaldı âlem
Muktedir isen, doğdurma şu güneşi madem
Yazılmadı mı hükm-i ezel, kırılmadı mı kalem

4 Şubat 2022 Cuma

Mâ'nâ âlemine dalmalı bu mevsim...

 

Temizliğe nereden başlasak...

Fikirlerimizi mi, yeyip içtiklerimizi mi, ruhumuzu mu, hatıralarımızı mı, geçmişimizi mi önceleyerek temizlik yapsak bu mevsim...

Çevremizi ayıklamakla mı başlasak ?

Yahut topyekûn bir temizlik hareketine mi girişsek...
★★★
Anti-oksidan özelliği olan besin tercihleri, perhiz takvimleri...hepsi bedeni zehirli metebolitlerden arındırmaya yönelik...

Vücudumuzu zehirli atıklardan, oksidasyon ürünü metebolitlerden temizlemek içün detoksu (detoksifikasyon, zehirli maddeler temizliği) plânladığımız gibi, yukarıda ifâde edilenleri de arıtmaya, öteleyip ertelemeden başlasak...iyi hoş da,  ne zaman ?
★★★
Her ayın dolunay günlerini; fikri, akli ve ruhsal detoks içün bir fırsat bilmeli meselâ...

Her yılın üç aylarını, mânâ iklimini de...

✓Gönüllerdeki ilim tohumları çimlenmeli, irfân çiçekleri açmalı, gülistanı bûy-i ezhâr kaplamalı bu mevsim...

✓Muhabbet esintisi gönülleri okşar, his âleminde vecd ve huşu galebe çalar, zemmedilmiş huylar akıl, fikir ve gönülden çıkarılıp atılır bu mevsim...

✓Kötülere ve kötülüklere kapılar kapatılır, iyilikte yarışanlar safına katılınır bu mevsim...

✓Gureba ve fukara daha çok hatırlanır, börtü böcek, kuş, kedi köpek korunup kollanır bu mevsim...

✓Yetim başı okşanır, konu komşu hatırlanır, sıla-i rahim içün vakit ayrılır bu mevsim...

✓Tenzih ve tesbih ile Afüvv, Gafûr, Rezzak ve Kerim'in afv, mağfiret, (maddî ve manevî) ni'met kapıları daha sık çalınır bu mevsim...

Gönüller semâsından rahmetin sağanak sağanak yağdığı mânâ ikliminden azamî istifâde edebilme niyâzı ile...

2 Şubat 2022 Çarşamba

Edebiyat Yapma ...!


Ne âlâ…
Sıcak soba karşısında kestane kebap yapmak...
Şömine başında romantizme dalmak...
Değil mi ?
★★★
Bir de;
Soğuktan tir tir titreyeni
Hikâye etme edebiyatı...
Var ya !
★★★
Hele;
Masa başında hayal edilen
Naylon çadırdaki
evsizin aç bî-ilaç çaresizliği...
İçini acıtıyordur !


Ya da;
Lapa lapa kar yağarken
Kısa kol tişörtler içinde
Pencereden seyredilen
kağıt toplayıcısı…
Güneş/soğuk yanığı tenli
bir deri bir kemik gençleri
(senin deyiminle "fit" vücutlu)
görmenin iç acıtan dayanılmazlığı işte...
Tabi onların "fitness" yapmalarına gerek yok...
Ne diyelim !
★★★
Üstüne üstlük;
Şaşaalı mekânlarda,
kuş sütü eksik sofralarda
Fukara edebiyatına dair şairane düzmeceleri ağdalamak...
Salon/sahne adamı olarak
ah vahlarla garip gurebayı anma söylenceleri...
Ne gam ama, değil mi ?


Yapma !
Yapmacık fukara edebiyatı yapma bana
ey şair

Bilmem mi !
Senin söylemlerin
her daim reklâma dair…

1 Şubat 2022 Salı

Ve İnsan...

 

“İnsan, kötülüğe açılan gayya kuyusuna mesafeli ve mani olabilen, iyilik deryasına pupa yelken açılabilendir.”

“İnsan, dünya ve dünyalığa aklı ve kalbini kiralamayan, huzuru ötekilerin “yalnızlık” dediği "H u z u r"da aramaya koyulandır”

“İnsan, dünya ve dünyalıkta meşru olan ile yetinen, tatmin ve mutlu olabilendir.”

“İnsan, herkese ve şeye adalet ölçüsü ile bakabilendir.”

İnsan, güç sahibi iken af yolunu tutabilendir.”

İnsan, vicdanının (kalbinin) onayına göre hareket edebilendir.”

“İnsan, tevazusu ile güçlü, merhameti ile kuşatıcı olandır.”

“İnsan, ilmin aydınlığında irfânî basiret ile duyumsayan ve görendir.”

“İnsan, hem sade ve yalın, hem de sevgi ve nezaket sahibi olandır.”

“İnsan, şikâyeti terk ile, isabeti hikâyeleştirmeyendir.”

“İnsan, kuyunun dibinde iken bile karanlıkla kavga etmeyip, tepesindeki ışık hüzmelerine ulaşmaya çabalayandır.”

“İnsan, taleplere yetişmeye çalışan, âmâya baston, mahzun gönüllere neş’e, sevgisizlere muhabbet ikrâm edebilendir.“

“İnsan, çölleşmiş gönülleri vahaya döndürebilendir.”

“İnsan susuz toprakları suyla, çorak toprakları ekinle buluşturandır.”

“İnsan, fırsatları ve ni’meti eşit paylaştırandır.”

“İnsan, aklından ve kalbinden kötülüğü kovarak eyleme dökmeyendir.”

“İnsan, kapısına geleni boş çevirmeyendir."

"İnsan, vicdanını kırk kapı ardına kilitlemeyendir."

"İnsan, insan olduğunu unutmayan, insan kalabilmeyi sürdürebilendir."