Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Mart 2022 Çarşamba

Nîmetşinas ve kuş beyinli !

 
Ziyâ Paşa’dan bir beyit:
"Ni’met-i mahz-ı Hudâ’sın kâinâta adl için
Şükrün îfâ edemez bu ni’metin kevn ü mekân."

Kimi var, ni’metini yer Hudâya münkir olur. Ya da kimisi, Âlî Mustafa Efe.'nin dediği gibi;
"Ni’metini yer Hudâya şâkir olur".

Kimi vatansızlar, kemiklerinde duran, damarlarında dolaşan bedenin tuğlalarının toprağından bî-haberdir.

Ya da kimileri Nâmık Kemal'in dediği gibi:
"Vatanın nîmeti kemiklerimde duruyor" 'un idrakindedir.

Yapılan iyiliğe, verilen nîmete karşı nankörlük etme süfliliğine gırtlağına kadar batmış "küfrân-ı nîmet" ahlâk sahiplerine ne demeliki...
Bakınız Nâmık Kemal onlar için ne demiş:
"Ahlâkına o mertebede fesad ve küfrân-ı nîmet çökmüş idi..."

Ey Adem, gel vazgeç "küfrân-ı nîmet" olma, gel etme eyleme, bak şu dünyanın hâline de, "küfrân-ı nîmet" edenlerin sonunu seyreyle, sen sen ol da şükrünü her bir nefeste îfâ eyle...!

Bardağın dolu tarafı sana takdir edilen ni'mettir, boş tarafı ise seni ilgilendirmeyendir. Boş tarafa odaklanıp, doluyu görmezden gelmek yahut beğenmemek de "küfrân-ı nîmet"tir, unutma !

Kimi doluya şükreder şakir olur, kimi boşa ah u vah eder, münkir ve nankör olur ...
Seç tarafını !

Hem aç gözlerini, bak ki göresin, bir damlacık suyu bulup da içince başlarını semâya kaldırarak şükreden şu kuşlara...bir de kimi idrak ve irfan yoksulları, beyinsizlere "kuş beyinli" diyorlarmış, haşa !

Kimmiş ni'metşinas !
Kimmiş acep "kuş beyinli" !
Yahut kime ne demeli...?
Kim münkir, kim şakir ?