Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Mayıs 2024 Perşembe

Behlül Dânâ'dan bir hikâye: Çarşı-pazarın zaten bir ağası varmış !


Bir gün Behlül Dânâ, Harun Reşit’in yanına gider ve der ki;
-Bana bir iş ver. 

Harun Reşit düşünür ve der ki; 
-Sana fırınları denetleme işini veriyorum. Git fırınların ağası ol, onları denetle. 

Behlül Dânâ hemen yola koyulur ve fırınları denetlemeye başlar. İlk fırına girer, ekmeklerin gramajlarını kontrol eder. Bakar ki normalinden eksiktir. Hemen fırının sahibini çağırır ve ona;
-Durumun nasıl, hayattan memnun musun, hayattan lezzet alabiliyor musun, çocuklarınla aran nasıl, geçimin nasıl, iyi mi ?,  diye sorar. 

Fırının sahibi bütün sorulara olumsuz cevap verir; mutsuzdur, huzursuzdur, sıkıntısı hiç bitmemektedir. Fırıncıyı can kulağı ile dinler ve konuşması bitince oradan ayrılırken fırıncı arkasından seslenir:
-Ya Hu Behlül ceza kesmeyecek misin  bana?

-Hayır, der Behlül ve yoluna devam eder, başka bir fırına girer. 
Orada da yine ekmeklerin gramajlarını kontrol eder. Bu fırında ise ekmeklerin gramajı olması gerekenden daha fazladır. Fırıncıyı yanına çağırır ve ona da aynı soruları yöneltir: 
-Durumun nasıl, hayattan memnun musun, hayattan lezzet alabiliyor musun, çocuklarınla aran nasıl, geçimin nasıl, iyi mi ?

Bu fırıncı soruların hepsine  hep olumlu cevaplar verir, işi ile eşi ile evlatları ile toplum ile bütün muamelatından memnundur, hiç şikâyeti yoktur, şükürden başka bir şey ağzından çıkmaz. 

Behlül Dânâ başka bir fırını denetlemeye gerek görmez, bu iki fırını denetlemekle görmesi gerekeni görmüştür, derhâl Harun Reşit’in yanına çıkar ve Harun Reşit’e der ki: 
-Ben bu işi yapmayacağım, bana başka bir iş ver. 

Harun Reşit:
-Ya Hu daha az önce bir iş istedin, biz sana bu işi vermedik mi, ne demek şimdi bu, kalkmış yeni bir iş istiyorsun ?

Behlül açıklamasını yapar ve der ki: 
-Efendimiz, çarşı-pazarın zaten bir ağası varmış. Benden önce ekmeklerle birlikte vicdanları da tartmış ve ona göre herkesin hayatta iken, şimdiden hesabını ödemekte olduğunu gördüm. Yani bana ihtiyaç kalmamış...
★★★
Dünya hayatında, her hâl ve kârda alış veriştedir insan oğlu; işi ile eşi ile evlatları ile toplum ile bu muamelat sürüp gider.. Alış-verişlerini dosdoğru yapan ve yapmayanlar ve bunların hayatlarına dair yukarıdaki hikâye  bu hususta ibretliktir. Dosdoğru olmayanlar bunun ne bereketini görür ne hayatta  huzur bulur, ölçü-tartı ve muamelatta dosdoğru olanlar ise bereketli ve huzurlu bir hayat yaşarlar...

Allah asla ihmal etmez, ama mühlet verir.  Alış-veriş ve ölçü-tartı ile ilgili olarak Rabbimiz buyurur:

"Ölçü ve tartıya hîle karıştıranların vay hâline! Onlar, insanlardan bir şey ölçerek aldıkları zaman tastamam alırlar. Fakat kendileri başkalarına bir şey satarken, eksik ölçüp tartarlar. Sahi onlar, yeniden diriltileceklerini hiç akıllarına getirmezler mi?" (Mutaffifin sûresi, 1-4. ayetler)

"Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. (Şuayb onlara) Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer inanıyorsanız."(Araf Suresi, 85. ayet)

"Ey kavmim, ölçüyü ve tartıyı -adaleti gözeterek- tam tutun ve insanların eşyasını değerden düşürüp- eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."(Hud Suresi, 85. ayet)

"Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam tutun ve dosdoğru bir tartıyla tartın; bu, daha hayırlıdır ve sonuç bakımından daha güzeldir." (İsra Suresi, 35. ayet)

"Ölçüyü tam tutun ve eksiltenlerden olmayın."(Şuara Suresi, 181. ayet)

"Dosdoğru olan terazi ile tartın."(Şuara Suresi, 182. ayet)

"Sakın mizanda haksızlık ve taşkınlık yapmayın. Tartıyı adaletle tutup-doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın"(Rahman Suresi, 8-9. ayetler)