Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Ocak 2022 Cumartesi

Fârâbi, Türk Mûsıkîsi, Dârüşşifâ, Tedavi-Terapi...

Fârâbi (870 - 950)
Şair Bakî, güzel seslinin gök kubbe altında bırakacağı hoş bir sadâ’dan öte elde bir şey kalmayacağını, bir şiirindeki beyitte ne de hoş ifâde eder:

“Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş”

Kelâm-ı Kibâr için derler ki: "Kelâmın kibârı, kibârın kelâmıdır..."

Fâtır sûresi 10. âyette Rabbimiz buyurur: "Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar."

Medeniyyetimizde hoş sadâ ve güzel söz övülmüş, kötü söz ve çirkin ses de yerilmiştir. Bu cümleden olmak üzere milletin hayatiyyetinde mûsıkîmizin; kültürümüzü yaşama, yaşatma ve gelecek nesillere aktarmada çok mühim bir rolü vardır.

Mûsıkîmiz, coşkun duygularımızı, geleneklerimizi, san’atımızı, estetik anlayışımızı, edebiyatımızı ve maneviyatımızı ifade eden kültürümüzün en önemli taşıyıcıları ve  en önemli unsurları arasında yer alır.

Mûsıkîmiz; klasik Türk müziği, Türk San’at Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Tasavvuf Müziği gibi isimler verilse de, aynı kökten beslenen dalların meyveleri olarak hayatımızda yer almaktadır.

Senfonik dokunuşlar - Kar Tanem. Göksel Baktagir:

Türk topluluklarında kopuz ile türkü söylemek geleneği zamanla ozanlar, aşıklar eli ile bugünlere ulaşmıştır. Bağlama, divan sazı, cüra gibi isimler alan enstrümanlar kullanılarak icrâ edilen halk müziğimiz çok zengin eserlere sahiptir. 

Senfonik Müzik -Allı turnam bizim ele...

Yine aynı şekilde tambur(a) ile şarkıların icrâsı Türk sanat müziğinin temel taşlarından olmuştur.

Türk müzik tarihinde müzik nazariyatına dair ilk önemli çalışmayı yapan ünlü Türk bilgini ve filozofu Fârâbî, Türk sanat müziği ses sistemimizi Horasan tamburu üzerinde ikame etmiştir. Fârâbî konuya dair Kitâb el-Ağânî, Kitâbu’l-Îkâ‘ât , Kitabu İhsâ’ el-Îkâ‘ât, Kitâbu’l-Mûsikî el-Kebîr ve Kitâbu İhsâ ul-Ulûm gibi önemli eserler kaleme almıştır.

Kitâb el-Ağânî adlı eserinde Fârâbî, şarkı seslendirmenin tavır ve kaideleri ile, ses aralıkları ritim ve usule dair bilgiler vermiştir.

Besteleri de olan Fârâbî’nin aynı zamanda bir icrâcı olarak iyi derecede Ud çaldığı, icrâsı ile dinleyicilerinde neş’e, hüzün gibi hâlet-i ruhiyye oluşturduğu, hatta bu icrâ sonunda dargınları barıştırdığı, dile getirilir.

Fârâbî, “Kitâbu’l-Mûsikî el-Kebîr” isimli eserinde mûsikî âletlerinden horasan tamburu hakkında ayrıntılı bilgi vermiştir.

Yine ünlü filozof Fârâbî, Türk müziği makamlarının hastalıklara etkilerini ve günün vaktine göre ruha nasıl etki ettiklerini de izah etmiştir.

İbni Sina'dan Farabi'ye, Selçuklulardan Osmanlılara kadar uzanan müzik ile terapi anlayışı, fiziksel ve ruhsal hastalıkların tedavisinde başarılI bir şekilde uygulanmıştır.

Bu tedavi merkezlerinden birisi Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesidir. 1488 yılında Edirne'de Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmış olan külliyenin içinde dârüşşifâ ve tıp medresesi bulunmaktadır. 
Döneminin en önemli, sağlık, sosyal, eğitim ve dini kurumlarından biri olan külliye; hastane, tıp medresesi, cami, misafirhane, imaret, hamam ve köprü gibi çok sayıda birimden oluşur. 
Külliyenin şifahanesinde (Dârüşşifâ)
hastalar tedavi edilir, medresesinde öğrenciler yetiştirilir, camisinde ibadet edilir,  tabhanesinde misafirler ağırlanır, aşhanesinde ise fakir fukara doyurulur...

Dârüşşifâda, uzun yıllar dertlilere deva olunur, sonraki yıllarda, sadece akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği bir merkeze dönüşür. 

Bu hastanenin en büyük özelliği, tedavide; dönemin hekimlik bilgilerinin yanı sıra mûsıkî, su sesi ve güzel kokuların kullanılmış olmasıdır. Mûsıkînin ve su sesinin huzur verici tınıları taş duvarlarda yankılanarak hastalara şifa dağıtılır. 
On kişiden oluşan hanende ve sazende topluluğu, haftanın üç günü müzik sahnesinde yerini alır, her hastalığa göre farklı makam çalıp söylerler...
Örneğin, havale ve felç rahatsızlıklarında Rast, sinirli kişilere Irak, baş ağrısı için Rehavi, kalp hastalıkları için Zengule, zihni açıp zekâyı arttırmak için ise İsfahan makamı çalınır...

Bu terapi-tedavi anlayışı ve yaklaşımı çerçevesinde, bazı Türk mûsıkîsi makamlarının insan üzerinde fiziki, psikolojik, duygusal etkileri ile ilgili derlenen bilgiler ve bu makamlarla ilgili örnek eser kayıtları şöyle:

Acemaşiran makamı: Kemiklere ve beyne etkilidir. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur.

Acemaşiran Peşrev:

Buselik Makamı: Kuşluk vaktinde ve öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu belirtilir. İnsana kudret verir

Buselik Peşrev:

Büzürk makamı: Kulunça ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli rahatsızlıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer, kalp ve yan böğür (basen) üzerinde etkilidir. Cesaret verir, yatsıdan sonra etkilidir.

Büzürk Peşrev:

Hicaz makamı: Kemik, beyin ve çocuk hastalıklarını tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir. İnsana tevazu (alçakgönüllülük) verir, ikindi vakti etkilidir.

Hicaz Peşrev :


Hüseyni makamı: Güzellik, iyilik, duygularını canlandırır, sükunet ve rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp hastalıkları üzerine etkilidir. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Sol omuza etkilidir. Sabahleyin etkilidir.

Hüseyni Saz Eseri:

Irak makamı: Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol ve ellere etkilidir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastalıkları tedavi edici etkisi vardır. Akşam üstü etkilidir.

Irak Peşrev:

Isfahan makamı: Ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek üzerinde etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. İnsana hareket kabiliyeti, güven hissi verir, gün batarken etkilidir.

Isfahan Peşrevi:

Neva makamı: Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. İnsana lezzet ve ferahlık verir, akşam vakti etkilidir.

Neva Peşrev

Nihavend makamı: Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır.

Nihavend Peşrev

Rast makamı: Kemik ve beyine etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Nabzın yükselmesine yardımcı olur. Bünyede oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyi gelir. İnsana safa (neşe-huzur) verir, güneş iki mızrak boyu yükselmişken etkilidir.

Rast Saz Semaisi

Rehavi makamı: Sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, akıl hastalıklarına, göğüs, mide ve yan böğür için faydalıdır.
Doğuma yardımcı olur.  İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir, sabah vaktinde etkilidir.

Rehavi Peşrev

Saba Makamı: İnsana kuvvet, şecaat, cesaret ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.

Saba Peşrev

Segâh makamı: Şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur.

Segâh Peşrev

Uşşak makamı: Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Ayak ağrılarına faydalıdır.

Uşşak Peşrev

Zengüle makamı: Kalça eklemleri, bacak kalp hastalıkları, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal âlemini geliştirir, uyku ve masal duygusu verir. Gün batımından sonra etkilidir.

Zengüle (Çargâh) Peşrev

Zirefkend makamı: Uyku zamanı etkilidir. Sırt, mafsal ve kulunca ağrılarına faydalıdır. Kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir.

Zirefkend Peşrev

Pentatonik melodiler: Bu müzik asya kökenli Türk mûsıkîsinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi önerilir.


Fârâbi’nin bahsedilen eserleri yanında 10. yüzyıl mûsıkî üstâdlarından olan Abdülkadir Meragî tarafından kayıt altına alınan eserlerin notları da, bugün bilebildiğimiz en eski kayıtlar arasında yer almaktadır.

Takib eden devirlerde Türk mûsıkîsi, gerek san’atsal ve gerekse bilimsel gelişmeler ışığında gelişimini sürdürerek gönül telimizi titreten, bizleri derûnî iç âleme yönelten bir çok makamın tezahürü olarak gelişimini sürdürmüştür.

Bugün 600’e yakın sayıda makamın olduğunu, ancak eserleri icrâ edilenlerin sayısının bunun en çok üçte biri kadar olduğu, bunlardan da 40-50 makamda yeni besteler yapıldığı ve genellikle bu çerçevede eserlerin icrâ edildiği ifâde ediliyor.

Millî ve manevî kültürel vasıtalarımız olarak edebiyat, san'at, mûsıkî kökü derinlerde olan medeniyyetimizin önemli unsurlarıdır.

Fârâbi, Abdulkadir Meraği, Dede Efendi, Mustafa Itrî Efendi, Hacı Ârif bey, Tanburî Cemil Bey, Sadettin Kaynak, Prof.Dr. Alaeddin Yavaşça'ya kadar bir çok bestekârımız millî zevkimizi ortaya koyan eserleriyle bugüne kadar bu değerlerimizi yaşatmış ve taşımışlardır.

Yahya Kemâl Beyatlı merhûmun sözleri ile bahsi hitâma erdirelim:

“Çok insan anlayamaz eski mûsıkîmizden
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.”

"İçimde dalgalı Tekbir’i en güzel dinin; 
 Zaman zaman da “Neva-Kar’ı” doğsun, Itrî’nin."

Buhurîzade Mustafa Efendi (Itrî)'nin Segâh Tekbiri: 

Buhurîzade Mustafa Efendi (Itrî)'nin Neva Kârı:

Nağmelerin ve hoş sadânın mûsıkîşinâs gönüllere sürûr ve cilâ, kalplere şifâ olması niyâzı ile...

__________________________________ 

Kaynakça:
http://www.edirne.gov.tr/sultan-ii-bayezid-kulliyesi-saglik-muzesi
 http://isamveri.org/pdfdrg/D00038/2014_19/2014_9_KOLUKIRIKK.pdf
https://tumata.com/muzik-terapi/turk-muzigi-makamlari-ve-etkileri/ http://muzikdersinotlari.blogspot.com/2014_02_01_archive.html