Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Kasım 2017 Cuma

Bir "bilge"nin okumaları…


Akrebi anlarım da fırsat bulunca sokmaya çalışan insanı asla !
Dünya ve içindekiler zamanın büyüsüne kapılmış gidiyorlar... Hani tabuta konulup mezarlığa götürülenlere atfen de derler ya; "bindik bir alâmete gidiyoruz kıyamete".
Cambaza bak cambaza !
Oyun-eğlence sabun köpüğü, bir gün bitecek !
Beden denilen binek, doğumdan ölüme giden yolda, kıyamete yolcu taşıyan bir taksi değil mi..? 
Dünya denilen handa eli çabuk olanlar var ki, "cambaza bak cambaza" derler, siz cambaza bakakalırken el çabukluğu marifeti ile gözünüzü boyarlar...
Uzmanlık alanları sihir, el çabukluğu, göz bağlama...

Unutmamak lazım, gönlü bağlı olanın, gözü açık olsa da hakikati göremez !

İnsan geçici dünya hayatında, "Allah'dan gelip "O"na döndürüleceğini"(Bakara,156) unutmamalı, kulluğunu yaşamalı, hayır ve iyi işler için elini çabuk tutmalı; nefs, şeytan ve şeytanlaşmış insan(-ımsı)ların hilelerine karşı gözünü dört açmalı.
-Yeterli mi peki?
-Hayır !
Bir de gönlünü açacak ki dünya ve dünyalıklar gözünü boyamasınlar. Çünkü dünya ve içindekiler, iblisin izinde yürüyenler, bu konuda oldukça mahir.
- Abra kadabra...elem tere fiş...

Uykudakiler uyanık geçinenlerin işini kolaylaştırıyor...tezgâhın farkına varana kadar iş işten geçmiş oluyor.

Allah Teâlâ bir hadis-i kudsî’de Davud (a.s.)’a şöyle buyuruyor:

"Ey Davud! Uyanık ol, kendine dost ara. Beni sevmekte, sana uymayanlarla da arkadaşlık yapma. Çünkü bu gibiler senin düşmanındır...."

İnsaniyetin halâskârı Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlar: “İnsanlar uykudadır. Öldükleri zaman uyanırlar.”
Ya'ni, insanların çoğu gaflet uykusundadır, dini emirleri daima uyanık bir hâlde huzur-u kalb ile yerine getiremezler. Ancak kalbi ve ruhu uyanık olanlar uykuda değildir.

İrfan kültürümüzde “Hûş der dem”, ya'ni asla gafil olmamak, daimi uyanıklık hâlinde olmak, her an huzurda durmak şuuruyla yaşamak prensibini gündelik hayata uygulayan ariflerin bulunduğunu bilmekteyiz.
Ancak, insan; gaflet uykusuna ve cehalete, huş dem der hâlinden daha fazla eğilimlidir.



Uyku, uyanıklık yahut uyanık geçinmek ile ilgili bir bilgenin şu sözlerini hiç unutmuyorum;


Dünya uykusunu(gafleti) terk edip hakikat âlemine uyanmış olanlar var, unutma !
Onlar ki (kendini uyanık zannedenlere) pabuç bırakmayanlardır !
Gönül gözün açık olsun ki uyanıklara yem olmayasın, zira perdesiz bakan içeriyi görür...
Göremeyeni aldatabilirsin, hakikatten gören ne aldanır ne yanılır.
Ebû Hureyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Bizi aldatan bizden değildir.

Kendinden habersizler kafa gözüyle gördüklerini mutlak gerçeklik sanırlar.
Kendini bilenler ise yanılsamayı elleriyle aralar, hakikate şahit olurlar.
"Muhabir"ini dinle, muhbirlere(!) kulak asma.
Yağmur damlasının sesi, sana; bulutu, rüzgârı, güneşi, denizi unutturmasın ! Sesini duyduğun damlanın evvelde denizde olduğunu ve seyahatini tefekkür et !
Her bir sonun ilki, neticenin var edicisi ve sebepleri var unutma !
Hiç köksüz ağaç gördün mü ?
Kanatsız kuşun havada işi ne ?
Akılsız başın cezasını ayaklar çekse de...seni ateşten alıkoyana uy !
Gördüğün her sahnenin cazibesine kapılma; sahnenin önündekiler daima sahne arkasını, senaristi, suflörü hatırlatsın sana.
Bak ! görüyor musun ?
Bir sürü yırtıcı etrafta dolaşıyor, kimi riskli, kimi kolay av peşinde...

Aslanların artıkları akbaba ile çakalların midesinde.
Sana gösterilmek (yutturulmak) istenene inanma...! gerçek niyetin, asıl gayenin ne olduğunu anla...
Dikkat et aldanmamaya bak, değilse kargalar bile güler, donup kalmış haline.

Kur'an-ı Kerim aldatanlarla ilgili buyuruyor ki;
"Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir"(Bakara suresi,9)

Uyanık geçineni, dünya ile sınırlı küçük hesaplarıyla başbaşa bırak, o da bir gün "binecek bir alâmete, gidecek kıyamete"…

Uyan, gafleti terk et, uyanık kal !