Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Kasım 2017 Pazar

Zulümatî efkârı dağıtan ve gafleti mahveden bir rüzgâr, tefekkür / Nursultan Ahıskalı


Düşünmek Kur’anî mânâda ise tefekkür hâli ile vahdetin kurbiyyetini celb eden bir yol olur… nefsanî / hannâsi ise sürekli renk değiştiren kıvamda gerçekleşir.

Tefekkür, ya’ni fikretmek gafleti mahveden, etraflıca düşünmek ise zulümatî efkârı dağıtan bir rüzgâr gibidir.

İnsan, varlığın(ın) mahiyeti hakkında derin tefekkür ile “esrâr-ı hakikât”ı idrake çalışmalı, tefekkür için sahip olduğu donanımı gayesi dışında kullanmamaya gayret etmelidir.








Enfüsî tefekkür hakikat pencerelerini açan bir vasıta iken, âfâkî tefekkür, tafsilatı ile dipsiz bir kuyudur, hele hele hannâsî bulaşmaların sinsiliği işe karışırsa…enaniyet galip gelir, gaflet hâli uyanır. Bilinmelidir ki; kesret denizinin derinlikleri farklıdır, kesrete dalan dalgıcın havası (bilgi-tecrübe) her kişiye kâfi gelmeyebilir. Sonuçta vehim girdabı insanı bir solukta yutabilir. Filozofi ile hikmet arasındaki en büyük fark da bu noktada ortaya çıkar.

Bir saat tefekkür, bin yıl nâfile ibadetten hayırlıdır“(Hadis-i şerif)

Vahdete kurbiyyet teessüsü için bu hadis-i şerif ile buyrulan tefekkür; enfüsî kaynaklı, âfâk’taki kesretin hannâs ile bulaşık olmayan şeklidir.

Bu Kur’an, kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.”( İbrahim suresi 52. Ayet)

Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”( Sad suresi 29. Ayet)

Tefekkür algı düzeyi ve bilgi kapasitesi kadar gerçekleşen bir olgudur.. Hayır da, şer de sebep sonuç ilişkileri doğrultusunda ortaya çıkan birer görünüş, somutlaşan niyet ve nihayetinde gerçekleşen eylemlerdir. Ve her birerinin arka planında bir düşünce yatmaktadır.

İbrahim Hakkı Hazretleri bir şiirinde ne de güzel anlatır;

Hakk şerleri hayreyler, Zannetme ki gayreyler, Arif anı seyreyler
Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler

Sen Hakka tevekkül kıl, Teslim ol da rahat bul, Her işine razı ol
Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler

Deme niçin şu şöyle, Yerindedir ol öyle, Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler


Niçin şu şöyle” sorgusu da âfâkî bir tefekkür biçimidir, âdetullah değişmeyeceğine göre evveline bakan ahirini görür.

Tefekkür; enfüs ve âfâk’ta zuhur eden tecellilere bakıldığında, evvelde olanın ’an’ da zahir olması, kinetiğe dönüşenin aslında onun potansiyelinden kaynaklı olduğunun idrak edilmesi şeklinde olmalıdır.

Bir kaç misâl verilecek olursa:

Terbiye edici ve öğretici olan Rabb, adil olan El-Adl, rahmetini esirgemeyen Er-Rahman, zalimden intikam alan El-Müntekim, koruyan gözeten El-Müheymin, her şeyi muntazaman yaratan El-Musavvir, en yüce olan El-Azîz, her şeye hakkıyla gücü yeten El-Kadîr, herşeyi hakkıyla bilen El-Alîm olan,…. ALLAH (CC)’ın tecellileri şeklinde zahir olanlardır, görünenler !

O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.”( Mü’min suresi 67. Ayet)

Bizi yokdan var eden Yüce Allah var olduğu için düşünebiliyoruz. Çünkü fehmetme, vehmetme, firaset, basiret dediğimiz hassaların hepsi O'nun bahşettikleri...

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerde, denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.”(Bakara suresi 164. Ayet)

Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklamaktadır.”( Bakara suresi 242. Ayet)

Her birimiz fena bulma kıvamına gelene kadar var olduğumuz zannından kurtulamayacağız maalesef.

Allah var (nefsanî) hesap yapmak (endişe etmek) yok” diyene kadar tevekkül ve tefekküre devam edelim….her daim Allah ile olmak, unutmamak duasıyla…