Mutluluk, umutlar tükendiğinde, yürekdeki bahçeye dönebilmek...
Mutluluk, şikâyet etmemek, isyan etmemek, hased etmemek, fesat olmamak, kıskanç olmamak...
Mutluluk, razı olmak, huzurlu olmak, Huzur'da olmak...
Mutluluk, gökkuşağının yedi rengini de içinden atıp, renksiz olabilmek...
Parada, malda, mülkde, güzellikde, yakışıklılıkda, başarıda aranan sahte mutluluklar, insanı, insan olmaktan çıkaran gösteriş hastalığından başka birşey olamaz.
Paranın satın alabileceği herşeyle mutlu olduğunu zanneden psikolojisi bozuk kişiler, gerçek mutluluk için paraya gerek olmadığını bilselerdi ne yaparlardı acaba?
Bütün dünyaları (tapıp, put edindikleri herşey) yıkılırdı. Yani asıl olması gereken olurdu.
İşte o zaman İnsanlığa doğardı, "insan". Atardı içindeki gökkuşağının yedi rengini, renksiz kalır, aslına dönerdi.
Gökkuşağının altından geçebilenin dileği kabul olurmuş derler. Bu mümkün olmayan birşey.
Hem, kimler ne dilekler diledi gökkuşağına gerek kalmadan.
Sonra emir buyurdukları dilekler olmayınca isyan ettiler, şikâyetci oldular Allah'dan, kabul etmedi, olmadı diye.
Belkide tek hataları, karanlık, sıkıntılı diye düşündükleri günlerinde dilemekti dileklerini. Oysa ki, öncesinde bağışlanan gündüzün rahatlığına aldanıp, şükretmeyi unutmuşlardı. (1,2)
Kaybettiler umutlarını...
Bilmiyorlardı umutsuzluğun (Allah'dan umudunu kesmenin) büyük günahlardan olduğunu.(3)
İnsan umudunu kaybetmemeli, ümitvâr olmalı !
Umutları tükendiğinde yüreğindeki bahçeye dönmeli. Bir bir umutlarını ekmeli o bahçeye. Sonra büyümelerine yardım etmeli. Duygularıyla, yaptıklarıyla, yapacaklarıyla, dualarıyla beslemeli onları. Beklemeli büyümelerini, sabrederek. Sonunda ereceği mutluluğun (vuslat), hepsine bedel olacağına iman etmeli...
Gökkuşağının altından mutlu olmayı dilemek için geçebilmek mi ?
...imkânsız....!
Eğer insan gerçek mutluluğu istiyorsa, Rabbine dönmeli. O'ndan dilemeli. "O"ki bize şah damarımızdan daha yakın, herdaim bizimle.
-Peki biz kiminleyiz, ne ileyiz ?
Gerçek mutluluk Allah ile olmakta...
__________
1)Fussilet suresi, 51: "İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur."
2)A'râf suresi 10 : "Andolsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz!"
3)Yusuf suresi, 87: “Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.”