Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Haziran 2024 Cuma

Zihnin şirazesi, insanın yelpazesi...

Âlim var ilmiyle amil ve âlemi eyler tenvir

Âlim var zihninin şirazesi dağılmış, say ki kitap yüklü merkeptir(1), olmuş mel'un ve müzevvir

Kimi kitabı okur da ilim tahsil eder, âlim olur; 

Kimi de var ki kitap onun canına okur, ilmin altında ezilir, un ufak olur...

Kimi bilmek içün okur, çün bilmek farîzadır(2)

Kimi satmak içün okur, tek talebi meblağdır

Kendini bilmeyen âlemi bilmez, âlemi bilmezden ilim(hikmet) sadır olmaz

İlim, kıymeti bilinmeyen yerden göçer, ilim göçünce, şehir cehâlet karanlığına mahkum olur

Cehâlet putuna tapınan cemiyetlerde kütüphaneler ıssızdır, kitap gereksiz...çarşı pazar tıklım tıklım, avm-ler büt-hane...

Cahiller meclisinde herkes konuşur, lâf cümbüşünü dinleyen yoktur; ilim meclisinde suskunluk hâkimdir, az kelâm üzerinde çokca tefekkür edilir.

İlmiyle âmil insanın nefesi gül kokar, olmayanın nefesi sap-saman...biri dane içün harmandadır, öğütür un eyler, fırınlar, ekmek yapar ve ikram eder; öteki sap-saman içün harmandadır, kendi nefsine hizmeti yeğler.

Sümmânî derki:
"İlimledir şerâfeti insanın
Ne farkı var câhil ile hayvanın"

Dünyevî çıkarlar uğruna bütün ahlâkî değerleri feda edebilme bayağılığında boğulmuş olan kitap yüklü merkeplerin, beşik kertmesi veya hatip kertmesi cühelânın cemiyette bir gün ilmiye, adliye, mülkiye sınıfında yer bulacağını hayal etmesi bile korkunç değil mi ?

Hak edilmemiş diplomalar ile gelinen ve hizmet içün ihdas edilmiş olan makam-mevkileri dolduran zevât, ehliyet ve liyakat yoksunu olunca, makam şarhoşluğunun kibir ve gururu ile mağrur olacak, hizmet etmek yerine imkan ve fırsatları nefsi içün kullanmaya çalışacak, kendine hizmet ettirme yolunu seçecektir...bu arada kılıfını da hazırlamıştır tabiki...


Ahmet Râsim'in ifâdesiyle:
"Bu zihniyyet-i câhilâneyi bir derece daha yükseltmek kābil olamaz"

Bir cemiyetin ileri gelenlerinin, beyaz yakalılarının, maddî kir ve pisliğe bulaşması söz konusu olursa, tedbir alınmadığında etrafına bulaştırma tehlikesini de içinde barındırır. Bu  aslında arka plânındaki ruhî kirliliğin (hırs, kibir, kul hakkı yeme, haramı mübah görme, yalan, çıkarcılık vs) açığa çıkması durumudur. Böylesi bir cemiyette zihnin şirâzesi dağılmış, terazinin şirazesi bozulmuş, adalet kantarının topuzu kaçmıştır...

Cemiyetin iyiliği eğitime, eğitimin kalitesi alimlerin kalitesine ve ahlâklı olmasına bağlıdır. Bu sebeple âlimin bilgisini ve titrini ne içün kullandığına öncelikle bakılması elzemdir...Çünkü istikbâlin muallimleri âlimler elinde şekillenir...Milletin istikbâli gençler de ilim ile mücehhez bu ahlâklı muallimler tarafından eğitilecektir, vesselâm...

___________

(1)"Tevrat’la yükümlü kılındıkları hâlde onun gereklerini yerine getirmeyenlerin misali, koca koca kitapları yüklenen (fakat içinde yazanları anlamayan ve/veya yaşamayan) eşeğin misali gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan bir topluluğun misali ne kötüdür. Allah, zalimler topluluğunu hidayet etmez." (Cum'a sûresi, 5)

(2)De ki: “Bilenler ile bilmeyenler, hiç bir olur mu? Hiç şüphesiz ancak akıl sahipleri (bunu) idrak edip anlar.”(Zümer sûresi, 9)