Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Mayıs 2018 Perşembe

Hasb-i hâl:Esved mi Beyzâ mı ?...Abdulkerim Erdem

Kendini gör ! Esved misin, Beyzâ mı ?
-Günaydın hocam
-Günaydın Beyzâ, "yed-i Beyzâ" yı bilir misin ?
-Bilirim hocam. Siz bahsedince bakıp araştırmıştım. Hz. Musa'nın mucizesi; tertemiz, beyaz eli demekmiş.
-Hııım, peki Musa (a.s)'yı, A'sâ'yı ?
-A'sâ'yı bilmem.
-Demekki tam "OKU"mamışsın. Hz. Musa'nın bastonu, değnek. Kızıldeniz onunla yarıldı...ayrıca sihirbazların sihirlerini yutan oldu A'sâ(*)
-"...!?"
-Senin adın Beyzâ da...Yed-i'n Beyzâ mı ?
Ya gönlün ? Aklın, fikrin Beyzâ mı ? Hele deyiver bakalım ! Hızır'ı bildin mi ha !
Hani sorup duruyordun İlm-i ledün'ü. Gayba dair bilgiyi ki, Allah'tan başkası bilmezmiş demiştim sana değil mi ?
-"..!" Bilemedim, bulamadım, aklı- fikri boş bırakınca Beyzâ olmaktan da geçtim, hinliğe çalışıyor aklım hocam, ben de mümkün olduğunca doldurmaya çalışıyorum.
Tesbihât ve namazı olmayanın ilim neyine hocam, ya kibrini artırır ya hinliğini, değil mi ?
-Güzel söyledin. Rabbin seninle de, sen kiminlesin Beyzaaa !
-Siz söylemeden ben sizin yerinize söyleyeyim: ben nefsimleyim.
-Terk etmiyor seni değil mi ?
Yapıştı sana ! Kontrol onda, nereye çekerse oraya.
-Asla etmiyor. Beni, bu hayatı dosdoğru yaşamaktan alı koyuyor, sürekli derdi var.
-Beyzâ az ye, az uyu, az konuş ! aç bırak onu aç...başka çaresi yoook Beyzâ ! Her arzusunu yerine getirir, tıka basa doyurursan söz dinlemez, başına buyruk kesilir, azar da azar...gezip tozar.
Ve hem unutma ki, her nefesi O'nun sayesinde alıyorsun... ama  yine de O'ndan gafilsin Beyzâ !
Her yerde "O", her şeye tasarruf eden :O"...
-Ben dünyaya sadece O'nu bilmeye ve bulmaya geldiğimi biliyorum, ama O'nu aramayı bile bilmiyorum. Belki de denemiyorum.
-Kendini ara, kendinde bul Beyzâ...dışardakini içerde, içerdekini dışarda bulacaksın Beyzâ. Gaflet nereye kadar, bak zaman hiç durmuyor. Gafletle aldığın nefeslere pişman olacaksın unutma, o günler de gelecek Beyzâ...
-!?
-Bir günaydın dedin bu kadar lâf işittin. Haydi rast gele, iyi yolculuklar Beyzâ !
-İşiteceğimi biliyordum hocam, istediğinizi söyleyebilirsiniz hiç sorun değil.
-Şey...peki ben gaflette ve günahta bu kadar inat ederken siz asla yorulmayacak mısınız ? bana yol göstermekten bıkmayacakmısınız !
Bana benden daha çok inanmanız ve ısrarınız bir yandan beni hayrete düşürüyor, diğer yandan çok mutlu ediyor.
-Demekki Rabbi'n halen seni gözden çıkartmamış, ama bu çıkartmayacak anlamına da gelmez, opsiyon tanıyor..şans veriyor....kredini bitirene kadar. Ama sınırsız kredi de yok, unutma. Krediyi  bitirince ipini koparır insanın, Allah korusun. İşte o zaman vay haline Beyzâ, vay hâlimize.(**)
Kredin tükenir de, artık iflah olmaz bu,  adı Beyzâ ama kendisi de Esved, aklı-fikri-gönlü de esved (çok siyah, günah kiri ile kaplı) kanaati oluşturursan, inadının kemikleştiğini görürsem, ben de  hatırlatma ve ikazları bırakacağım. Hatırlatıcı olmayacağım sana.
-Ben, sanırım yol göstereni uzaklarda aradım, ama siz hep burdaydınız... Allah beni ıslâh etsin o halde hocam. Bu güzel konuşma için de çok teşekkür ederim. Gününüz hayırlı ola...
-Rast gele Beyzâ, esved olma emi...
_________
(*)Taha suresi, 70: فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا “Böylece bütün sihirbazlar secdeye kapandılar.”

Hz. Musa elindeki asayı yere atınca, onların sihirlerini yuttu. O zaman sihirbazlar bunun bir sihir olmadığını, Allahın ayetlerinden bir ayet, mu’cizelerinden bir mu’cize olduğunu anladılar. Bunu anlamaları, yaptıklarına bir tevbe ve gördükleri harika durumdan hoşnutluk ve ona saygı olmak üzere kendilerini yüz üstü secdeye varmaya sevketti.

قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَى “Harun ve Musa’nın Rabbine iman ettik”dediler.

(**)Haşr suresi, 19:
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنسَاهُمْ أَنفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir.