Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

19 Mayıs 2018 Cumartesi

Hannâs:Şeytan, isyan ve inķâr ahlâkı...


Akıl, yaratılışı gereği dur durak bilmeden sürekli çalışır üretir,  gâh düşünceye takılır gâh hayallere, bir dem olur mazidedir bir dem olur âtîde.

Şeytanın en kolay tasarruf edebildiği mevhumlara veya mefhumlara gark olabilendir akıl...gördüğü, okuduğu, düşlediği, geçmiş yahut geleceğe dair şeylere "menfi" yaklaşımlar, "isyan ve inķâr ahlâkı"na temayüller, ego tarafından şeytana ipotek edilmiş aklın ipuçlarıdır...

Spektrumun solu böyle.

Sağına geçmek için "müsbet" yaklaşımlar gerekir, "hamd ahlâkı"na, şikayeti terk etmeye, razı olmaya "besmele, hamdele ve salvele" ye
(Bismillahirrahmanirrahîm. Elhamdulillahi rabbil alemîn. Vessalatu ve’sselamu ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn ) yöneliş, ipoteği kaldırmak için; hür, selim ve kâmil aklın galebe çalması için mutlak gerekliliktir.

Şeytanın tuzağından ve akla tahakkümünden kurtulmanın reçetesi; aklı, menfiliğin tefelluc halinden çıkararak müsbete erdirmek, anarşi halini lağv etmekten geçer.

Menfiyi müsbete tahvile gelince:
Tefekkür; gafleti izâle eder, tezekkür; müzekki-i nefs (nefsi temizlemek), teşekkür; "münkir'in ni'met" i izâle eder:
Buna sabahın seherinde bir terkib ile başlayıp, sabah ve akşam olmak üzere iki terkibe çıkmak, "hannâs" ın tasfiyesi, mevhumların tahliyesi için başlangıç olarak yeterli olsa gerek.

Mevlâna derki: “Şeytanı görmedinse kendini gör !

Şeytanın kendisi bir cesed ile görülmez. Nas sûresinde bahsi geçen “Hannâs” olan şeytanın, hem cinlerden, hem de insanlardan olduğunu dikkat çeker.

Hannâs, kirpi gibi kâh başını çıkaran, kâh büzülen anlamındadır. Şeytanın kalbe saldırması buna benzemektedir.” der Mevlâna.

Evham, yâ'ni olmayacak bir şeyi olur zannı ile takmak, bir diğer ifade ile takıntı, hannâs kaynaklı, Kur'an ahlâkına muhalif yaşamanın sebep olduğu batınî bir maraz olsa gerek.

Takıntılar(*), boş durması muhal olan aklın, fıtrata münasip iştigalinin hannâs kaynaklı kayış atması sonrası, ham hayal ve evhamlarla meşguliyetidir.

Hannâs, hunus eden yani Allah’ı anmaktan uzak duran kimse demektir.

Hannâs sıfatı, şeytana ait olup vesvese ve evhamlarıyla insanın aklını ve fikrini boş şeylerle meşgul eder. Allah anıldığında kaçar, fırsat buldukça yine musallat olur.

Allah’a sığınan,  nefs ve şeytandan firar etmeyi imân ve iradesi ile başarabilen kimse, hannâsa takılmaz, mevhumları takmaz vesselâm.

__________
(*)"Takıntı:
OKB (Obsesif-kompülsif bozukluk), uzmanlarınca özetle şöyle ifade ediliyor: insanları düşünce ve davranışlar döngüsüne ve tekrarlara tutuklu hale getiren, kontrol edilemeyen ve stres yaratan düşünce, korku veya görüntüler (obsesyon) nedeniyle huzursuzlukla seyreden bir hastalık.
Bunun sonucu ortaya çıkan anksiyete bazı kalıp düşünce ya da davranışları acilen uygulama ihtiyacına (kompülsiyon) neden olur. Takıntı haline gelen düşünceleri önlemek ya da akıldan uzaklaştırmak için başvurulan, sürekli tekrarlanan sayı dizileri gibi."