Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

18 Şubat 2018 Pazar

Kederi gideren var ki,"O"...sen değilsin

Bir telaş ki, gün be gün azalmıyor, giderek artıyor, yaşanılan her yaşın getirdiği sorumluluklar...
Sabah evden çıkarken, akşama kadar gün içinde kimlerle neler ile karşılaşacak insan, belirsiz...
Plan yapsa da insan, araya giren işler, görüşmeler.
Akşama, bir patates çuvalı gibi eve dönüş, bitik vaziyette... ve günün bitişi.

Hayat içinde yoğunluk serhoşu insan. Dünyanın yükü altında ezilen insan.
Ağırdır dünyalık serhoşu insanı taşımak, yükü ağırdır bu insanın.
Hem kendini zor taşıyan başkasını nasıl taşısınki.

Yine de razı olunandan razı olunur.
Gönülleri hoş edenin gönlüne misafir olunur.

Gönlü dünya ile yüklü olanın yükü ağırdır.
Gam yükü gönlü karanlıklara boğar.

Gamsız gönüllü mütevekkil ise, yârânın olsun, miskin ise uzak dur.
Gam kanaatsizlere, şükürsüzlere, günahkârlara yoldaş olur.

Biliriz ki; gamı/endişeyi gönüle şeytan nakış nakış işler.

"Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir (Haşr, 19.)" buyruğunun tecellisi ve zuhurudur, gam, vehim ve endişe.

Nefsin isteklerinin ardından koşan, günaha bulaşarak şeytanın kucağına düşer, şeytan da sonrasında onu gam, vehim ve endişe denizine iter.

Gam düşünceye salar insanı, ancak bu tefekkür değildir; bunalımdır, kabz halidir.

Gam kuyusundan ancak tevekkül ve tevfiz ipi ile çıkılır, akl-ı maaş ile değil.

Derdi dert olmaktan çıkarıp devâya dönüştüren, sebebin arkasındaki hikmeti, firaseti ile görür.

Tenzil yahut taltif, kâr yahut zarar, her ikisi de ilgilinin yaklaşımı ve kabulüne göre, içinde şerri de hayrı da barındırır.

Derdi dert olmaktan çıkaran, gam yükünü boşaltmaya sebep olacak şey, işte bu basirettir.
Kalem suresi, 48. ayette rabbimiz buyuruyor: "Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir hâlde Rabbine yakarmıştı."

Enbiyâ suresi, 83. ayette: "Eyyûb'u da hatırla. Hani o Rabbine, "Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin" diye niyaz etmişti."

Niyaz, yöneliş, acizliğini idrak, huzura kabül ve af dilemek..

Ey âciz, şımarık, kendini beğenmiş ve eyvallahsız, kendine (Yaratıcısının emir-yasaklarını (!) takmayarak) zulmederken iyi bir şeyler yaptığını zanneden kişi; dünya ve dünya bulaşıkları için hırslandıkça yükünün ve endişesinin arttığını farketmeyen kişi;
kederi gideren var ki,"O"...sen değilsin..!