Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Ağustos 2022 Cumartesi

Lokmân Hekîm'den: iyi ve kötü, yürek ve dil...


Hikmet Allah’ın insana bağışıdır....
Kur’an’da hikmete dair bazı âyetlerde denir ki:
“Onlara kitap ve hikmeti öğretir” (Bakara sûresi, 129)
“Hikmeti dilediğine verir; kime hikmet verilmişse ona çok hayır verilmiş demektir; ancak akıl sahipleri düşünürler” (Bakara sûresi, 269)
Hikmet'in mâ'nâsına dair denmiştir ki; insanı cahilâne davranışlardan alıkoyan, nesnelerin mahiyet ve hakîkâtini bilme/idrâk etmek, esrârını keşfetmektir; hakîkâti açıklayan ve şüpheyi gideren delil, sahih ve muhkem sözler hikmettir; sebebin sebebi ya da gayenin neticesidir, varlıkta gizli olan gerçeğin açığa çıkarılıp lafza dökülmesidir, hikmet...

Hikmet söz ve fiilde isabettir; hakîkatleri idrâk husûsunda akla aczini kavratmaktır. Ve akılla kavranamayan nice sırlar, kâinattaki ilâhî tecellîler de ancak hikmet nazarıyla okunabilir.

Fârâbî, Allah’ın hem âlim hem hakîm olduğunu belirterek, hikmeti “en üstün ilimle en yüce şeyleri akletmek” şeklinde tanımlamıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de kendi adıyla anılan sûrede Lokmân Hekîm'in  “hikmet” ehli olduğu beyân edilmektedir:
“Andolsun ki Biz Lokmân’a; ”Allâh’a şükret !” diyerek hikmet verdik…” (Lokman sûresi, 12)
Lokmân Hekîm’in hikmetine misâl olarak nakledilen bir hâdise şöyle:

"Birgün hz. Dâvûd, Lokmân Hekîm’den bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça getirmesini istedi. 
Lokmân Hekîm de ona, kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirdi. 
Aradan birkaç gün geçtikten sonra hz. Dâvûd, bu defâ hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini taleb etti. 
Lokmân Hekîm, yine koyunun dil ve yüreğini getirdi. 
Hazreti Dâvûd, ona bunun sebebini sorunca da şöyle dedi:
–Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, bunlardan daha kötüsü olmaz !..
Lokman Hekîm'in hikmetli sözleri ve oğluna nasihatleri hakkında Kur'an'da (Lokmân sûresi, 13, 16-19) buyrulur:

“Lokmân, oğluna nasihat ederek:
«–Yavrucuğum! Allâh’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür (karanlıktır).» dedi.”
“–Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde, yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allâh onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allâh, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdârdır.”
“–Yavrucuğum! Namazını dosdoğru kıl! İyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış! Başına gelenlere sabret! Doğrusu bunlar, azmedilmesi îcâb eden, (büyük bir azim ve kararlılık gerektiren) işlerdir.”
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zîrâ Allâh, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri aslâ sevmez!”
“Yürüyüşünde mûtedil ol! (Ne çok hızlı, ne de yavaş yürü! Sükûnet ve vakarını muhâfaza et!) Sesini alçalt! (Bağırıp çağırarak konuşma!) Unutma ki, seslerin en çirkini merkep sesidir.” 
Lokman Hekîm'in bazı hikmetli sözleri:

“Ey oğlum! Dünyâdan yetecek kadar al, ona kapılma, aksi hâlde bu, âhiretine zarar verir. Dünyâdan tamâmen de el-etek çekme, yoksa insanlara yük olursun. Oruç tut, bu, şehvetini kırar. Ancak seni namazdan alıkoyacak kadar da çok oruç tutma! Çünkü Allâh katında namaz, oruçtan daha büyüktür...”

“Ey oğlum! İyiliği, ondan anlayana yap. Nitekim koç ile kurt arasında dostluk olmadığı gibi, iyi ile kötü arasında da dostluk olmaz. Çekişmeyi seven, hakârete uğrar; kötülük olan yerlere giden, töhmet altında kalır; kötülüğe yaklaşan, kendini kurtaramaz ve dilini tutmayan pişmân olur.”

“İyilerin hizmetinde bulun; fakat kötülerle dostluk kurma!”

“Ey oğlum! Emîn bir kimse ol ki, zengin olasın. Kalbin günah lekeleriyle dolu olduğu hâlde insanlara, Allâh’tan korkuyormuş gibi görünme.”

“Kendini unutup da insanlara iyiliği emretme! Yoksa senin durumun, insanlara ışık verdiği hâlde kendisi yanarak tükenen muma benzer!”

“Ey oğlum! Küçükken edepli olursan, büyüdüğünde faydasını görürsün!”

“Küçük işleri umursamazlık etme! Çünkü küçük, yarın büyüğe dönüşür.”

Ve hikmete dair sözler:

Hikmet-âmiz gerektir eş’âr
Ki meâli ola irşâda medâr (Nâbî)

Ne istersen edersin kudretin var 
Her işte nice nice hikmetin var 
(Aziz Mahmud Hüdâyî).

Hatâdır akl ile da’vâ-yı derk-i hikmet-i âlem
Hudâ’nın yoksa ef’âlinde ey gāfil hatâ yoktur. (Leskofçalı Gālib).

Bu ne kudret bu ne san’at bu ne hikmettir görün
Zerreyi kevn katreyi deryâ vü ummân eyledi (Niyâzî-i Mısrî).

Ey Niyâzî gönlüne âşıkların hikmet dolar
“Küntü kenz”in haznesinden yana yana hû deyü (Niyâzî-i Mısrî).
 
Ta’lîm edip esmâyı bildir bize eşyâyı
Duymaya “ev ednâ”yı hikmet yolunu göster (Niyâzî-i Mısrî).
Ve hikmet-i ilâhî içün derler:
Allah'ın her şeyi belirli gayelere yönelik olarak yaratması olup, yarattığı mahlukatta gözettiği asıl maksadın, onların mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması durumudur...

Ne der hükemâ: "Hikmetinden sual olunmaz !"

Vesselâm...
__________
Kaynakça:
https://islamansiklopedisi.org.tr/hikmet
https://www.google.com/amp/s/www.islamveihsan.com/lokman-hekimkimdir.html/amp