Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Ağustos 2022 Çarşamba

Kitâbü'n-Netîce'den hâşiyeler...


Kimki ehl-i takliddir, o ahâlî-i beldeye tâbi'dir.
Yoktur mukallidde ma'rifet, olanı ibtidâî nazar ve istidlâldir.
Evveli zann üzerine mebnî olan nesnenin âhiri halel kabûl eder. Ehl-i nazar ve istidlâlin ekser-i ahvali budur.
Sûret ve ma'nâ, ilim ve zevk müctemi' olmazsa da'vâ sahîh olmaz
Ma'lûm olan meşhûd değildir, velâkin her meşhûd olan ma'lûmdur.
Nâkısın hâli kâmile ma'lûm, kâmilin zevki nâkısa meçhûldur...
Melek beşerin cüz'ü gibidir. Küll cüz'e vakıftır, cüz' külle gayr-i vâkıftır.
Sende ki âhû gibi misk-i hakîkî vardır, canavarlar arasına girme ve bi'zarûre sûretin ile girdin ise dahî onlara misk kokutma. Ve bu âlemde bi-lâ-münâsebetin ictimâ' yoktur, herkes kendi cinsiyle müctemi' olur.
Şol söz ki insân çâh-ı gurûra düşürür, onun meclisinin kenârında bile durma...illâ gerdânına halka-i la'net olur. Zîrâ, her sûretin bir ma'nâsı olduğu gibi her amelin dahî ma'nâda sûreti vardır.
İnsânın istikâmet ve inhirâfı intisâb ettiği kapıdan bellidir.
Dürr-i yektâ ile sâir cevâhir müsâvi olmaz ve akîk elmas mertebesin bulmaz.
Ve matbah-ı aşkda kaynamak gerektir, tâ ki nâ-puhtelikten (hamlıktan) halâs  ve belki matbûh ve muhterik ola.
Sıfat-ı noksândan  kemâl netîcesi olmaz. İmdi bu sırrdan âgâh oldunsa serinin tedârükün gör...
_________
Kaynak: 
İsmâil Hakkı Bursevî, Kitâbü'n-Netîce I, İnsan Yay.,1997