Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Ocak 2024 Salı

Meczubdan âkıla...huzura !


Âkıl adam:
-"Yarın Allah'ın huzuruna varınca..." diye söze başlamıştı ki, meczub sözünü kesti ve lâfı düğümledi:
-"Şimdi kimin huzurundasınki, de hele ?"
★★★
İnsan farkında olsun ya da olmasın...insana şah damarından yakın bir sahibi var !
"Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin (iç benliğinin) ona ne fısıldadığını yine biz biliriz, çünkü biz ona şah damarından daha yakınız."(Kâf, 16)

Uzak sanılan bir yakınlıkta olduğu halde, hayatın mâ'nâsını idrak edememiş olan kişi ömrünü müsrifçe harcamanın, hayatı hor kullanmanın faturasını ödeyeceğini unutur...günlerini, ruhu azab içinde kıvranarak ve  huzursuzca geçirir; ihtirasların esareti altında ve kan ter içinde geçirdiği bir ömürde, huzurda olduğunun farkındalığından ırakta yol alır...gemini azıya almış, arzu ve heveslere teslim olmuş bir şekilde huzuru huzursuzluğa inkilâb ettirmiş olur...

Halbuki, kanaât zengini, vaktin hükmüne teslim olmuş olanlar, zâtına hoşça bakar...huzuru dışarıda değil, iç âleminde bulurlar...

Onlar bilirler ki, gece sabaha, ömür ecele, kış bahara, tohum toprağa doğru an be an yol almaktadır...ilelebed karanlık da kış da yoktur bu nizamda !

Onlar bilirler ki, hayat yolunda çıkmaz sokaklara saparak  huzur bulunamaz ! Hoş bakar hoş görürler, boş bakanın boş gördüğünün farkındadırlar !

Onlara göre abes yoktur, huzurda olmamanın abesle iştigal etmeye sebep olduğunu görürler !

Huzurlu olan, huzurda olan, hâzirundan sayılan, huzur verir etrafa;  huzurdan kovulan ise huzurdan alıkoyanlardan olur...

(Gaflet üzere olsa bile) Zaten her an huzurda olan insan, bir de huzurda olduğunun farkında olsa bakışı/görüşü/duyuşu değişir değil mi !