Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Ocak 2024 Salı

Bal yapan arı var...bal yapmaz arı gibi vızıldayan var !

Arılar, yeryüzünde tanımlanmış 144.695 türle  temsil  edilen bir böcek grubu, %75'i parazit veya parazitoid türdür... Bu türlerden biri bal arısı  (Apis melliferae) çiçeklerden nektar toplayarak bal yapan bir tür.... 

Bal arıları bir yandan çiçek çiçek dolaşarak nektar toplarken bir yandan da çiçeklerden kıllarına bulaşmış polenleri (çiçek tozlarını) taşıyarak bitkilerin  tozlaşmasını (polinasyon) işlemini sağlayarak çiçekli bitkilerin üremesine ve neslini sürdürmesine yardımcı olan çok önemli bir türdür. 

" Dünya üzerindeki bitkilerin % 70’inin polinasyonu arılar tarafından sağlanmakta, gerçekleşen polinasyonun % 80’inden fazlası da bal arılarınca yapılmaktadır. Bu nedenle arıların böceklerle tozlaşan bitkilerin üremesindeki rolü çok önemlidir. Dünya gıda tüketiminin yüzde 90’ını sağlayan besin çeşitlerinden 82’si, büyük oranda arılar aracılığıyla yetişiyor. Bu bitkilerin tozlaşmasında toplam yüzde 63’lük paya sahip olan arılar, özellikle de bazı sık tüketilen bitki çeşitlerinde bu oranın çok daha üstüne çıkabiliyor. Arılar olmadan, bitki türlerindeki verimliliğin yüzde 90’a kadar düşeceği öngörülüyor"(1)

"Bal insanların çok eski zamanlardan beri şeker kaynağı olarak kullandığı bir besin. Bal büyük oranda şekerden oluşur. Ayrıca içinde enzimler, amino asitler, vitaminler, mineraller ve başka organik maddeler de vardır. Nektar, çiçekli bitkilerde nektaryum olarak isimlendirilen yapılar tarafından salgılanır. Nektarın temel kaynağı fotosentez sonucu oluşan besin maddeleridir. Nektar büyük oranda sakkaroz, fruktoz ve glikozdan oluşur. İçinde şekerin yanı sıra amino asit, lipit, organik asit gibi maddeler de vardır. Nektarın yapısındaki maddelerin türü ve miktarı bitkiden bitkiye değişir.
Toplayıcı arılar çiçeklerden topladıkları nektarı vücutlarındaki bal midesi olarak isimlendirilen bölgede depolar. Bu süreçte salgıladıkları bazı enzimler nektarın yapısındaki disakkaritlerin (özellikle sakkarozun) monosakkaritlere (glikoza ve fruktoza) parçalanmasını sağlar.
Toplayıcı arılar topladıkları nektarı kovandaki işçi arılara aktarır. Kovandaki işçi arılar toplayıcı arılardan aldıkları nektarı yaklaşık 15-20 dakika boyunca geri çıkarıp tekrar içer. Bu süreçte enzim içeren salgılar nektarla karışmaya ve nektarın yapısındaki sakkaroz glikoza ve fruktoza dönüşmeye devam eder. Daha sonra kovandaki işçi arılar nektarı bal peteklerine aktarırlar.
Kovana taşınan su miktarı ortalama 25 mgr olup 50 mgr.a kadar çıkabilir. Dolayısıyla bir arı bir günde 1250 mgr su taşımaktadır.
Balın en önemli özelliklerinden biri içindeki su oranının hayli düşük olmasıdır. Kovandaki işçi arılar kanatlarını çırparak kovanı havalandırır, bu da bal peteklerinde biriktirilen nektardaki fazla suyun buharlaşmasını sağlar, petekteki balı kuruturlar. Böylece bitkiler tarafından salgılanan nektardaki su oranı %83 düzeyindeyken, bu oran balda %16’nin altına düşer ve petekteki balın su miktarı azalır ve  kurutma işlemi bittikten sonra işçi arılar bal mumu ile peteğin dış yüzeyini kapatarak işlemi bitirirler.
Kovan peteklerine doldurulmuş nektarın bala dönüşümü 1-3 gün kadar sürer.
Bal, zayıf asit özellikte bir maddedir. Bunun nedeni yapısındaki glukonik asit gibi organik asitlerdir. Balın tadı ve kokusu ise içindeki kolayca buharlaşabilen (uçucu) organik maddelere bağlıdır." (2)

Görülüyorki bal arıları sindirim sistemlerinin bir bölümü ile özel bir enzimle nektarı karıştırarak bal yaparken, diğer bir bölümü ile de kendi beslenmesini sağlayarak hayatını devam ettirir.
***
Bir arı kolonisinde kraliçe, işçi ve erkek arılar vardır. Kraliçe arı 5 yıl kadar, işçi arılar 1.5 ay kadar yaşar.  İnsana göre 1,5 aylık bir ömür devede kulak, ihmal edilebilir bir süre iken bal arısı bu kısacık ömüre neler sığdırıyor neler !

Yumurta içerisinde gerçekleşen gelişim sonrası ilk hafta kovanın, petek gözlerinin temizliği ve kraliçenin yumurta bırakacağı ortamının hazırlanması  gibi kovan içi işlerle stajyer olarak çalışırlar. 

Daha sonraki haftada, larvaların beslenmesi işini üstlenirler. 12 ila 17’inci günler arasında bal mumu üretmek ve altıgen biçimli peteklerin inşası görevlerini üslenirler.

Kovan içindeki ısının sabit tutulması da yine işçi arıların sorumluluğundadır. Soğuk zamanlarda kümelenip kanat çırparak vücut ısılarını kas enerjisi sayesinde artırarak kovan iç sıcaklığı artışına; sıcaklarda ise kanatlarını çırpıp hava akımı sağlayarak ya da dışardan kovana vücut kıllarının arasındaki su damlacıklarını kovana taşıyıp buharlaşmasını sağlayarak klimasyonu gerçekleştirirler. Bu klimasyon ve sıcaklığın belirli bir seviyede tutulması bal biriktirilen peteklerdeki fazla suyun buharlaştırılması ve balın olgunlaştırılması açısından da işçiler tarafından gerçekleştirilen bir diğer görevdir.

Bu işlerden sonra bir diğer görev üslenilir. 18 gün yaşına geldiklerinde işçilerden bazıları kolluk kuvveti olarak kovan girişinde girişleri kontrol görevine başlarlar, çiçeklerden nektar taşıyıp kovana geri gelen, kovana giriş yapan işçi arılara kovan mensubu ise geçiş izni verirler. Ya da kovana bir yabancı girişi yahut tehlike durumunda koloniyi uyarmak için feromon salgılayarak kimyasal yolla onları uyarırlar. Tehdit anında kovanı, korumak için işçi arılar zehir iğneleri ile tehdit eden düşmanlarına saldırırlar,  saldırı sonrasında iğneyi geri çekemezler ve iğneyle birlikte alt gövdelerinden bir parçasını daha kaybederler, bu işçi arıların hayatına mal olur, kendilerini feda ederler.

Kovan içindeki 21 günlük iç işleri tamamlayan başka bir deyişle stajyerlik dönemi sona eren arılar kovan dışı görevlerine çıkmaya başlarlar. Önce bir hafta boyunca .her gün 1 saat süren test uçuşları yaparlar, ardından uzun mesafe uçuşlara başlarlar. Sabahın erken saatlerinde başlayan kovan dışı görevleri  gün batımına kadar sürebilir. Her 1 dakikada 10 çiçeği ziyaret edebilirler. Kovana döndüklerinde, çevrede en iyi nektar kaynaklarının nerede bulunduğunu birbirlerine dans ederek anlatırlar. Nektar kalitesi, hangi yönde ve ne kadar uzaklıkta olduğunu anlatmak için bazı özel figürler kullanırlar. Ne de olsa bilgi paylaştıkça çoğalır!

Yaz aylarında kovan içi ve kovan dışı çalışmaların oldukça yoğun olması nedeniyle arıların ömürleri görece kısa olur. Ortalama 6 hafta, başka bir ifadeyle 1.5 ay içerisinde hayata gözlerini yumarlar. Kış aylarında doğan bir arı için ise durum biraz daha farklı olacaktır. Nektar toplama söz konusu olmayacağından hareketleri yavaşlar. Yaşam süreleri 12 haftaya kadar uzayabilir ve fakat mücadelenin yalnızca biçimi değişmiştir. Hava sıcaklığının 14°C’nin altına düştüğü günlerde kovan içi sıcaklığı korumak ciddi bir sorundur. Kovan içi sıcaklığını korumak için işçi arılar kraliçe arının ve yavruların etrafında kümelenirler. Arıcı tabiriyle “salkıma geçerler”. Kümenin merkezinde bulunan arılar yavaşça dışarıya, dışarıdakiler yavaşça içeriye doğru yer değiştirirler. Bu yer değiştirme hareketi sayesinde her bireyin vücut ısısı korunur. Kış aylarında en büyük sorunu açlıktır. Zira kovan içinde yeterli miktarda bal bulunmasına rağmen, hava sıcaklığının özellikle 0°C’nin altına inmesi balın donmasına neden olacaktır. Arılar kristalleşmiş bu balı tüketemezler ve adeta kıtlık yaşanır. Bir kovanın tamamının yok olmasına neden olabilecek toplu ölümler bu sebeple görülebilir. 

Arı kovanlarında üç çeşit arı var sınıfı var: Kraliçe arı, işçi arı ve erkek arı. Kraliçe arı  5 sene kadar yaşar, kovanın hiyerarşisi, görevi yumurtlamak yoluyla kovan birey sayısının artırılması ve her bir sınıfın nüfus sayılarının ayarlanması gibi görevleri vardır. Ömrü boyunca 15-20 erkek arı çiftleşir ve her her 10-12 saniyede bir yumurta ırakır, 75-100 yumurtadan sonra bir süre dinlenir ve günde 1500 yumurta döllenmiş  bırakır. Yılda 300.000 yumurta bırakabilir.Çif tleşme sonrası erkek arı ölmektedir. Kraliçe arının yumurtladığı yumurtalarından bazıları dişi bazıları erkek bazıları da  işçi arı olur.

İşçi arılar dakikada 11 binden fazla kanat çırpar ve ömürleri boyunca yaklaşık 800 km uçarlar, ömür boyu ancak bir çay kaşığının 12'de 1'i kadar bal yapabilirler. Bir kilo bal için yaklaşık 40.000 işçi arının, 6.milyon çiçeği ziyaret etmesi ve nektar/polen toplaması gereklidir. 

Sonuç olarak bir işçi arının ömrü bir mevsimi geçmez. Yaz aylarında yaşayanların yoğun çalışma temposunda, kış aylarında yaşayanlarınsa barınma ve beslenme sorunlarıyla tamamladıkları ömürlerin ortak noktası, tür devamlılığına adanmış mücadeledir! 

İnsana göre hayatının sadece 6 haftası… Bal arısına göre beslenme, barınma, güvenlik ve yavru bakımı koşuşturması içinde geçen bütün bir ömür.

Bir işçi arının hayatı boyunca yapabileceği bal miktarı, yalnızca bir çay kaşığının 1/12’si kadarmış!

Bir kavanozu bal meğer kaç arının ömrüne bedelmiş, evet şimdi ne düşünüyorsunuz ?
***
Ey insan !
Bal arısı gibi olmak var, sorumluluklarının dışına çıkmayan, görevlerini hakkıyla ve layık-ı vechile yerine getiren, üreten ve paylaşan; yahut eşek arısı gibi hazırcı, hırsız, gaspçı, asalak bir ömür sürdüren. 
İkisi de arı amma fark çok büyük değil mi ? 


"Rabbin bal arısına:
Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; 
sonra her çeşit üründen ye; 
sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü" 
diye öğretti. 
Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. 
Düşünen bir toplum için bunda ibret vardır." (Nahl sûresi 68,69)
_________________
1)Kekillioğlu, A., Bostan, Ö.E., 2023, Polinatör Hymenopterler (Arthropoda: Insecta), International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches Volume 7, pp. 402-409
2) https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/arilar-nasil-bal-yapar-balin-yapisinda-hangi-maddeler-var