Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Ocak 2024 Çarşamba

Eskici bağırır da, antikacı bağırmaz..!


Efendim derler ya; 
"Bitli baklanın kör alıcısı olur"...
"Kör satıcının kör alıcısı olur"...

Evet, "her arz kendi talebini yaratır"...

Öyle olmasaydı hurdalar para etmez, hurdacılar ekmek parası kazanamaz, hurdacılar sitesinin ziyaretçisi, hurdanın müşterisi asla olmazdı...

Yahut eskiyi yenileyen eskici ustaları, eskici babalar olmazdı...

Arz ve talep arasındaki ilişki piyasa şartlarını ve pazarın çerçevesini belirler. Bu ilişki için, İbrahim i. Edhem diyorki:
"bir malın pahalı olduğundan şikâyetleneceğinize almamakla onu ucuzlatınız".

Ancak yine de unutmamak lâzım:
"Ucuz etin yahnisi yavan olur."
"Bedava peynir fare kapanında olur."
"Parası olmayan pazardan, imanı olmayan mezardan korkar" derler.

"Var satılır da yok satılmaz."denilse de; kimi mecralarda "kendinde olmayanı varmış gibi satan" ve "göründüğü gibi olmayan"ların cirit attığı bir devri idrak ediyor olmamız da bir vakıa...

Necip Fazıl Kısakürek derki:
"Siz hiç sarrafın bağırdığını duydunuz mu?
Kıymetli malı olan bağırmaz.
Manav, pazarcı bağırır da kuyumcu bağırmaz.
Eskici bağırır, ama antikacı bağırmaz..."

Ancak, "nasıl olsa her şeyi almaya hazır bir kitle var" algısı yerleşmiş olan toplumlarda pazarlamacılık revaçtaysa, PR ön plândaysa, alan da satan da razı ise, iyi alış-verişler demek kalıyor bize...

Demekki;
baklanın biti ile protein ihtiyacını gidermek isteyen müşteriler de olurmuş !

Yarasın...!

Şahsiyyetini, insani değerlerini, inandığı umdelerini...satılığa çıkarıp vitrine koyanların lâfını etmeye gerek var mı bilmem !