Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Nisan 2022 Pazar

Hayat mektebinde okumak...

Bir devir olur zirveyi görür insan, herhangi bir manada, iştigal ettiği sahada, yahut sırtını dayadığı güvendiği her ne ise onunla...belki burnunu diker, burun kıvırır, omuz silker, hor görür, hakir görür kendinden gayrıyı, hem etrafı...

Kendini ve hayat yolu güzergâhını kendi inşâ etmiştir ya !
Ne yazgıyı ne de hayat yolunu iplemez (!)...egosu direksiyondadır,  dünyanın çatısında keyifle gezinir durur bir müddet... 

Halbuki hayat mektebinin öğretmeninin, sorduğu sorulara verilen cevap(lar), yolun kilometre taşlarını döşemektedir akıp giden zaman nehrinde...ve o öğretmen hiç de aceleci değildir !

Yol uzun, yol ince, yokuşu var düzü var, inişi var tozu var...

Bu yolda tercihler önemli tabi...

Soru: Bilgenin tercihi ile câhilin tercihi aynı olur mu ?
....!

Akıl terazisi şuuraltı/üstü kefeleriyle tartar da tartar, sunulan tercihleri...

Öğreti bakış açısını, bakış açısı tercihi belirler bu arada...

Evet ve hayırların içinde gizlenmiş olan farklı birer hayatın var olduğunu, geriye bakınca görür firaset ve basiret ile bakmayı öğrenen  !
Yol tercihi bilgi nispetinde belirlenir demiştik ya...işte tercih edilen o yolun yolcusu yol şartlarının sunduklarını yaşar artık yaşayabildiği kadar.

Kimi günü yaşar kimi de günlük yaşar.
Günü yaşamak ile günlük yaşamak aynı şey gibiyse de, öyle olmadığı, sonradan anlaşılır...

Altın yaldızlı ambalajın içinden her seferinde altın gibi bir hayat çıkacağını ummak en büyük safdilliktir... 

Ancak ihtiras kamçısı var ya !  O kamçı egoyu kamçıladıkça muhterisin gözü biraz daha yükseklere, zirveden sonrasına, kanatlanıp uçmaya niyet eder...

Şaşaalısı da, düşe kalkalısı da, yavanı da, yamanı da,  hayat sorusuna verilen cevaplara takdir edilen notlarmış..ve hiç bir devran meğer kalıcı değilmiş !

Tercihler zirveye de çıkarır, alaşağı da eder...

Tabiki kolay değil yamaçtan zirveye tırmanmak, tabiki kolay olur zirveden eteğe hızla yuvarlanmak...dünyayı yiyip de doyacağı sanrısı ile yaşamak ise...ham hayal !
Mevzu bahis olan hususta, aceleciliğin, acele verilmiş kararın içine şeytanın bulaştığı ve cevabın ona göre tecelli ettiği de unutulmaması gereken bir hakikât...

Her kararın ve tercihin ardında ise mutlaka bir akıl seviyesi var...
Ağaca seyir içün, meyve içün çıkan insanın bindiği dalı kestiği de olur, onun da beğendiği bir aklı vardır değil mi ?
Teenni ile, ileriyi düşünerek acelesiz davranmak, dikkatli karar alarak istikbâli tohumlamak, süreci iyiye, güzele, huzura gebe kılar; tersi ise kötüye, çirkine, huzursuzluğa !
Alıcısı satıcısıyla dünya böylesi bir pazar işte !

Güzel de çirkin de, siyah da beyaz da, huzur da huzursuzluk da var bu pazarda, alıcı da satıcı da var bu pazarda...
Ömür ile kayıtlı hayatın;
bugünü de yarını da var, yazı da var kışı da var...

Hayat bir mektep, bu mektebin dersleri ise vak'alar, tecelliler... kulakları tıkamadan,  pür dikkat dinlemek, gözü dört açarak görüp okumak lâzımmış !

Okuduğunun üzerinde tefekkür etmek lâzımmış.

Ömrünün son anına kadar iyi bir talebe olmak lâzımmış.

Aza kanaatin en büyük zenginliğin, hazinelerin anahtarı olduğunu anlamak lâzımmış.

Dersi alıp ders çıkartmak lâzımmış. Dersi ezberleyip başkalarına pazarlamanın kıymetinin olmadığını idrak etmek lâzımmış...

Bilmek başka, olmak başkaymış, kâmiller bilenlerdenmiş...

Hayat mektebinde kırık not da var, takdir belgeli karne de...can simidi olan bütünleme hakkı da !
Torpil mi ?

Asla !

Hayat mektebinin yolu mu...?

Yol uzun, yol ince, yokuşu var düzü var, inişi var tozu var...

Gel ey can !
Üç günlük şaşaa, iki kuruşluk debdebe gözünü boyamasın da, ebedi olanı geçiciyle,
Bakî olanı fâniyle değiştirme...akl-ı maaşı terk ile akl-ı meada eriş, kendine zulmedenlerden olma...

Hakikât ve hikmet yolcularına selâm olsun.

Vesselâm...