Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Nisan 2019 Pazartesi

Sadrî deyişler...özden öz...

Ey insan; işgâle uğratma sadrı, cazib görünür cihânın meyvesi, hânesi, meyi, sevdası...

Dünya var ya !
Mürekkeb gibi bulanık, arap saçından dolaşık...

Öyleki; bir zehirli sarmaşık,
bak ardınca koşmakta bütün insanlık,
olmuşlar hepsi ona kör kütük aşık.

Var git araki, bulasın öyle bir ayna ki,
hem ziyâdar, nurdan ola onun cevheri, dünyada yoktur asla benzeri,
ne kiri sever, ne hicâb denen perdeyi.

Kem söz, pis nefes, hasedî nazar var ya ! İşte onların hepsi dışarıdan atılan düşmanca oklardır ha...

İçerdeki hainler; çirkin hayâl, vesvasî evham, nefsî hevâ ve istekler...

Sadırda saklı o gizli hazine, hepsi onu ele geçirmek içün fırsat arayışı içinde...

[ irfân ehli der:... iç içe halkalar gibidir nefs, sadr ve kalb, nefs en altta, kalp üstte, sadr ortadadır. Nefs ve kalp, sadr ortak alanında yer alır. Nefs bütün şerlerin müsebbibi, kalp bir yönüyle Hakk'a bakar "O"nun arşıdır, diğer yönüyle halka yöneliktir, sadr ise kalpten gelen fuyuzâtın algılandığı merkez.
Kalb öyle bir arş ki; "Yere ve göklere sığmayan Allah mümin kulunun kalbine sığmıştır".]

O bir cevher ki, aslı nûr, o ziyânın şuasının zerresi dünyaları ve içindekileri eder ihyâ ve berhudâr...

O, sırra âşina, arşa yakîn, kürsiye bitişik, lübbü'l lübb, özden öz....öteden beriye açılan bir pencere, bir göz...nefessiz kelâm, alevsiz ışık, sadasız söz...

Duanız var ya;
dışınıza değil içinize doğru... iletişim merkezi üzerinden, hitâben "O"na, başka muhâtabınız mı var, yoksa ?

Velhâsıl-ı kelâm;
ağızdan çıkan sözü kulak işitir, unutmamalı ki, sadrın kelâmı sadradır, sadra...!

Satırdan sadıra yol almak niyâzıyla...
__________
  • "Gerçek mü'minler yanlarında Allah zikredilince kalbleri titreyenlerdir." (Enfâl sûresi, 2)
  • "Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.(Hacc sûresi, 46)
  • "İnananların kalpleri Allah'ı anmakla yatışır. İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı anmakla yatışır" (Râd sûresi, 28).
  • “Kalbleri var ama onunla bir şey anlamıyorlar” (A‘râf sûresi, 179)
  • “Kalbi olanlar için bunda öğüt vardır” (Kâf sûresi, 37)
  • “Allah göğüslerde olanı bilir.” (Âl-i İmrân sûresi, 119, 154)
  • “Allah bir kimsenin hidayetini dilerse göğsünü İslâm’a açar” (En‘âm sûresi, 125; Zümer sûresi, 22)