Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Nisan 2019 Cuma

Kalbe şifâ, gönle ferah...

Şifâ mı arıyorsun, sana hitâben yazılanları okudun mu ?

Şifâ kaynağından haberin var mı ? (*)

Rahmete muhtaç mısın ?
Kaynağını aramayı denedin mi ?
"Ürpererek ve ümit ederek dua edin ona. Hiç kuşkusuz, Allah’ın rahmeti, güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.” (A'raf sûresi, 56)

Mevzu sadece harfleri tanımak, hecelemek, kelimeleri kıraat etmek değil...tabiki huruf lâzım amma mâ'nâyı da idrake açık olmak, anlamaya gayret etmek lâzım değil mi !

Mâ'nâ; hududu belirler, mâ'nâ hukukî çerçeveyi inceden ince çizer, mâ'nâ neticede hulku, fıtrî olan ahlâkı tesise ve inşâya dair ilkelerden bahis açar.

Oku da niçin okuyorsun deyiver hele !
Okumak, nefsinin dünyevî yahut uhrevî çıkarlarını temin etmek hırsı için mi ?

Yunus Emre ne der:
"Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni"

Eyvallah okumayı söktün, söktün de umdelerini yaşamaya başladın mı ?

Yine Yunus Emre derki:
"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?

Okumaktan mana ne, kişi Hakkı bilmektir,
Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru emektir.

Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme,
Eri hak bilmez isen, abes yere yelmektir.

Dört kitabın manası bellidir bir elifte,
Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır?

Yiğirmi dokuz hece, okursun uçtan uca,
Sen elif dersin hoca, manası ne demektir?

Yunus der ki: Ey hoca, gerekse var bin Hacca,
Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir. "

Yoksa bilgini ve bildiklerini göstermek, satış yapmak, pazarlayarak daha çok müşteri bulmak, itibâr görmek midir gayen !

Yaşamakla yalamak aynı şey değil !
Balı yemek başka, bal kavanozunu elde tutup göstererek yalamak başka ?

Yaşamaya başladıysan bir ömür yaşatmaya da çalışacaksın. Çünkü bu umdeler hem bireysel hem toplumsal bağlamlar ihtiva etmekte...

Bunları okumak, hudutlarını öğrenmek, yaşamaya başlamak ve yaşatmak için yürmiüç yıllık bir inzâl ve tebliğ süreci örneği var önümüzde...O halde önce dön bir tarihe bak, örnek hayatlardaki değişimi, dönüşümü öğren, anla ve uygulamaya başla !

Öyle altı şartı bildim, beşin üçüne de imkânım var, oldu da bitti mâ-aş'Allah...

Ne çok "nefy/isbât" kıraat ettin, hâlin müsbet yönde değişti mi ? Değişmediyse mâ'nâdan bîhabersin...papağandan farkın olsun !

Yok öyle yağma, kalastan mobilya yapacak marangoz ne çok ölçer-biçer, yontar, zımparalar, cilalar değil mi ?

Odun o kadar emek isterken... insan olmak emek istemez mi ?

Hadi diyelim ki yıllar yılı bunlar için çaba sarfettik... yol kesen eşkiyâlara da kaptırmamak lâzım, sermâyeyi bir gecede kumarda kaybetmek de var !

Misâl mi; bir irfân sahibi demiştiki, "...bir ömür sevap peşinde koşar, mücevher toplar, hazine odasına koyar insan, bir öfke kibriti ile ateşe verir kül eder, hebâ eder..." El Hakk doğrudur !

Allah’ın âyetlerine teslimiyetle hoşnutluk kazanılır...
 “Allah onlardan razı olmuştur onlar da Allah’tan.” (Tövbe sûresi, 100)

“Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis! 
 Sen O'ndan razı, O senden razı olarak dön Rabbine.” (Fecr sûresi, 27-28)

Allah emeklerinizi, emeklerimizi zâyi etmeyecek yollar çıkarsın karşımıza.

___________
(*)“Allah, mümin bir topluluğun kalplerine şifa versin/gönüllerini ferahlatsın!” (Tevbe sûresi, 14)
…Gönüllerdeki dertlere şifâdır…” (Yûnus sûresi, 57)
…Onların (arıların) karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır…” (Nahl sûresi, 69)
Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (İsrâ sûresi, 82)
Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.” (Şuarâ sûresi, 80)