Âşkı uşşâka sormalı, ağyar âşktan ne anlar
Âşk bineği ile yol alan, dünyalığa mı bakar
Hoşaftan anlamayanlar karpuz kabuğu tadar
Uşşâkî dairesine giren orda durur bir karar
Gözü meyvede olanlar çekirdeği ne bilsin
Meyvelerin müptelası ağacı nasıl görsün
Haz ve lezzet gelip geçer tadı damakta kalır
Cennetteki yasak meyva ni'meti elden alır
Uşşakîye uşşak geçki hicaza yol buldurur
Sûz-i dîl ve sûz-nâk ile gönlü yanar kavrulur
Çar-gâh, segâh, dügâh gezip "O" yegâha vardırır
"Mâkâmlardan âzâde"yi, aşkta karar kıldırır.
__________
Uşşâk: Âşıklar
Ağyar:El, yabancı
Çar-gâh, segâh, dügâh, yegâh:Türk san'at mûsıkîsinde mâkâm isimleri. Kelime anlamları, sırasıyla; dört kapı, üç kapı, iki kapı, tek kapı. (Hacı Bektaş-ı Veli dört kapı kırk mâkâmdan bahseder...)
Sûz-î dil:Türk san'at mûsıkîsinde bir mâkâm ismi, aşk ıztırâbı, mâzî hasreti.
Sûz-nâk: Türk san'at mûsıkîsinde mâkâm ismi, gönlü yakan, gönlü yakıcı, dokunaklı.
Âzâde: Hür, (nefsle ilgili) bağımlılıktan/kölelikten kurtulmuş