Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Mart 2022 Cumartesi

Bestelerin hikâyeleri: Hey onbeşli onbeşli...

Türk san'at mûsıkîsinin alt yapısını güftekârlar ve bestekârlar yanında sazende ve hanendelerden müteşekkil fasıl heyetleriyle icrâ edilen fasıllar ve meşk kültürü oluşturur.
Edebiyatımızda; divan edebiyatı şairleri ve sonraki devir şairlerimizin  aruz vezni ve hece vezni ile kaleme aldıkları şiirleri, usûl açısından bestekârlara mühim bir zemindir aslında...
Bestekârlıkta prozodi, yâ'ni söz kalıplarının hece yapısının nota kalıbına, nağme ve usûle tam tamına oturmuş olması, müzik kompozisyonu açısından da çok önemlidir, önemsenir...

Ayrıca, güfte olarak ele alınan şiirin duygu durumu ile bestenin makamı arasında da bir uygunluk olması önemlidir...
Mûsıkî eserlerimiz arasında hüzünlü hikâyeleri olan ağıtlar, yakılmış türküler de vardır...

Ne yazık ki bazı ağıtların, -acılara dayalı hikâyelerine rağmen- oynak nağmeler içeren şekilde bestelendiğini de biliyoruz...

Hüzün dolu bir şiirin-güftenin, hareketli (oyun havası şeklinde) bir usûl ile bestelenmesi müzikalite ve form açısından uygun olmamakla beraber, maa't-teessüf bu tür bestelere rastlanmaktadır ki bunlardan birinin misâli de:
"Hey onbeşli onbeşli, Tokat yolları taşlı..." dır.

Bahsi geçen -15’li-  ile kast edilenler, rumi takvimle 1315 yılı doğumlu olan gençlerdir.

Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletleri karşısında takviye kuvvetlere ihtiyaç duyulur ve Sultan V. Mehmed Reşad 14 Mayıs 1331(27 Mayıs 1915) tarihinde Askeri Mükellefiyet Kanunu’nda yapılan değişikliği onaylar.

Bu yaştaki gençlerin silâh altına alınarak cepheye gitmeleri üstüne türküler yakılmış, ağıtlar söylenmiştir. İşte bu ağıtlardan biri de: “Hey Onbeşli Onbeşli” türküsüdür.
1315 yılında dünyaya gelen Halil adlı genç hânesindeki tek erkek evlat olduğu (18 yaşında olmadığı) için kanun gereği silâh altına alınmaz, cepheye çağrılmaz. Ancak o gönüllü olarak Çanakkale'ye cepheye gider.

Bu dönemde rum çetesi tarafından Halil'in  annesi öldürülür, sözlüsü Hediye ise bu çete tarafından kaçırılır, çete mensupları uzun bir aradan sonra Hediye'yi serbest bırakırlar, Hediye köyüne döner. Hediye'nin kötü yola düştüğü köyde konu edilip durur. Çanakkale savaşı sonrası köyüne dönen Halil, sözlüsü Hediye hakkındaki dedikodulara inanarak ona küser. Bunun üzerine Hediye, köyü terk eder, kayıplara karışır ve Halil ile kavuşamazlar.

Bu hadiseye ağıt mahiyetinde yakılan türkü gerçekte Halil ve Hediye'nin karşılıklı konuşması şeklinde söylenir yörede...

Hey onbeşli onbeşli Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor kızların gözü yaşlı

Aslan yarim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel geriye
Fistan aldım endazesi onyediye

Giderim elinizden kurtulam dilinizden
Yeşil baş ördek olsam su içmem gölünüzden

Aslan yarim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel geriye
Fistan aldım endazesi onyediye
...