Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Editörden...

E-dergi formatıyla yayınladığımız "Nefes ve
Kelâm" blogunun değerli takipçileri,

15 Ağustos 2017 tarihi itibarı ile elektronik ortamda yayınlamaya başladığımız yazılarımıza, siz takipçilerimizin ilgisi her geçen gün giderek artmıştır ve bazı aylık dilimlerde 18.000'e yakın sayfa okunma sayısına, bu dönemlerde günlük ortalama olarak da 597 sayfa okunma sayısına ulaşmıştır (mayıs ayı bir aylık sayfa görüntüleme sayısı: 17.912 olmuştur, bunun oransal dağılımı ise: % 76 Türkiye, % 24 diğer ülkeler).
Genel toplamda ise 24 aylık süre zarfında sayfa okunma sayısı 283.761 olmuştur. Ortalama günlük 394, aylık 11.823 sayfa tıklanma/ziyaret sayısı gerçekleşmiştir.

Bir süre farklı meslek gruplarından yazar / şair / san'atçı /eğitimci arkadaşlarımızın yazıları  da blogumuzda yayınlanmıştır.

Bu arada birkaç genç evladımızı düşündüklerini yazmaya teşvik için yazar kadrosuna bir süre dahil ettik.

Yayın politikamız doğrultusunda millî-manevî fikirler, ahlâk felsefesi, popüler bilim, tasavvuf, san'at-kültür ve estetik muhtevalı nesir, manzum, edebî yazılar yayınlanmıştır ve yayınlanmaya devam edecektir.
Yazılarımızda mümkün olabildiği kadarıyla bilimsel terim ve terminoloji kullanmaktan kaçınmaya çabaladığımızı da ayrıca belirtmeliyim...

Amacımız düşünen ve düşündüren insana/nesillere hitap etmek, güzel ahlâk ve yüksek seciyeli insan olma gayretini canlı tutmaya çalışmak ve hatırlatmak, bu hedefe giden yollardaki dikenleri ayıklamak, savunduğu erdemleri ve değerleri yaşayan nitelikli insanlardan oluşan topluma has değerleri gündemde tutmaktır. Dahası blogda kaleme alınan yazıları teknoloji ni'metini de kullanarak dünyanın her noktasındaki insanlara ulaştırabilmektir.

Bu yüzden "Google"nin mütercim butonunu da bloga koyarak bir çok lisanda  yazıların tercüme olunarak okunmasını sağladık.

24 aylık zaman süresinde dünyanın 5 kıtasındaki 99 ülkeden blog yazılarımız takip edilme noktasına gelmiştir.

Toplam dağılıma bakıldığında ise 283.761 sayfa okunma oranının % 88.7'si Türkiye, % 11.3'ü diğer ülkelerdendir.

Blogda yayınlanan ve editör olarak tarafıma ait olan yazıları  4 kitap haline getirip bastırarak ücretsiz dağıtımını yaptık.

İlmin yaygınlaşması, bilim perspektifi ile bakış açısının öne çıkartılması, millî ve manevî değerlerimize sahip çıkılması, irfan dünyamızın zenginleşmesi, zengin kültür köklerimizin canlı tutulması adına, blogumuzu ömrümüz yettiği, elimizin kalem tuttuğu, akademik çalışmalardan ve eğitim-öğretim faaliyetlerinden fırsat buldukça devam ettirmek çabası içinde olacağız inşâ'Allah.

İlim öğrenmek farz, öğrendiğini/bildiğini yaşamayan ve öğretmeyen ise sorumlu...Allah Teâlâ bildiklerimizle amel edenlerden eylesin, ilme'l yakîn/bilmek, ayne'l yakîn/bulmak, hakka'l yakîn/olmak (*) şuur ve irfanına sahip olanlardan eylesin bizleri....

Kaleme aldığımız yazılarımızı, okuyan ve paylaşan okurlarımıza şükranlarımızla...

Hanelerinizin şen, gönlünüzün gülşen olması; "Nefes"siz  kalmamanız ve "Kelâm"dan uzaklaşmamanız temenni ve niyazı ile...Allah'a emanet olunuz.
                                                                                                                    
                                                                                                 Editör
_________________________________________________________________________________
(*)Yakîn: Bilgi, bilmek anlamındadır.
İlme’l-Yakîn: İlim ile kesinliği ispatlanmış bir şeyi bilmek ve tanımaktır.
Ayne’l-Yakîn: Gözle görerek bilmek anlamında bilginin kesinliğini ifade eder.
Hakka’l-Yakîn: Bir bilginin hakikatine erme hadisesidir.  Bilgiyi özümseme, hakikatine erme, doğrusunu anlama algı düzeyindeki bilgiyi kast eder.

Kur’ân-ı Kerim'de “İlme’l-Yakîn” ve “Ayne’l-Yakîn” ifadeleri Tekâsür sûresinde geçmektedir: “Çokluğunuzla övünmeniz sizi aldattı. Ta kabre varıncaya kadar. Dikkatli olun! İleride bileceksiniz. Sonra ileride daha iyi bileceksiniz. Keşke, İlme’l-yakîn bilmiş olsaydınız. Cehennemi göreceksiniz. Sonra ayne’l-yakîn görerek bileceksiniz. Sonra o gün dünyadaki nimetlerden hesaba çekileceksiniz.” (Tekâsür sûresi, 1–8. ayetler)
"Hakka’l-Yakîn" ise  Vâkıa ve Hakka sûrelerinde geçer: “İnkâr edenler kaynar suların bulunduğu, cehenneme kesinlikle girecek, hakka’l-yakîn kesinliğinde görecektir.” (Vâkıa sûresi, 92–95. âyetler) “Bu Kur’ân-ı Kerimin bilgileri hakka’l-yakîndir(hakîkatin açık seçik yaşantısıdır)” (Hakka sûresi, 51.âyet).

Bilgi aklî kesinliğe ulaşırsa İlme’l-yakîndir, bilmeyi ifade eder; tecrübeye dayanırsa Ayne’l-yakîndir, bulmayı ifade eder; içselleştirilip de yaşanır hâle getirilirse Hakka’l-yakîndir, olmayı ifade eder.