Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Ocak 2018 Pazar

Sîreti de sûreti de güzel olmak

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol !
Mevlânâ
Sûret, "Musavvir" olanın tuvaline yansıttığı, DNA'ya şifreleyerek kodladığı morfo-genetik işlemler sonucu şekillenmiş morfoloji...her bir yaratılmış için.

Sûretin eylemselliğini ise, morfolojinin lokomotoru, müteharriki olan sîret sağlar...

Sûret ile sìretin ara kesiti ise, plastisitesi olan nefs...hâkim olanın şekil verebildiği !

Sîret, deruni, gönülde,  batında olan; fikir-düşünce, hayal, vesvese veya ilhâmın yüze çıkan, çıkınca görünür hâle gelen, hissedilen iç âlem...buna hâlet-i rûhiyye, totipotenz, kinetize olan yahut olmamış potansiyel de denilebilir.

Sîret, ruh-u insanın kontrolunde iken pozitif, evrensel erdemlilik olarak da
kategorize edilebilen bir kıvamda... Dolayısı ile kinetize olduğunda eylemleri de iyi/güzel/kabul görür/müsbet/vicdanî olarak görülür...

Hedonik(haz düşkünü) veya egoistik yapının (Nefs-i emmarenin) kontrolü ele aldığı durumda ise sîretin sûrete yansıması, kötü/menfi/çıkarcı/agressif/iddiacı/dediğim dedik/hakka riâyet etmeyen tipoloji şeklindedir..

İnsan özünde en güzel şekilde yaratılmış ve başlangıç döneminde bunu korumuş iken, baliğ olunca sîreti çoğu kez nefsaniyyetin kontrolüne girer.
Nefsî ve şeytanî dürtüler onu ahsen-i takvîm'den giderek uzaklaştırır.

Bu sîret kirliliği hemen/daima az ya da çok sûrete yansır ki, eylemselliği ile sûretten sîreti okumayı mümkün kılar...Tıpkı toprak
testinin içinde ne varsa onu gözeneklerinden sızdırdığı gibi...testide sirke varsa sirke, bal var ise bal sızar.

Yâ'ni insan hem hâl olduğu iç âleminin kesâfet durumuna bağlı olarak, ya aydınlık, ya puslu veya karanlıktır. Eğer karanlığa gark olmuşsa, yüklendiği statik elektriki yük ve ondan kaynaklanan negativite; asiliğe ve marjinalliğe iter. Bunun sîret kökeninde; kibir, hased, kıskançlık, gösteriş, beğenmezlik, bencillik, hak-hukuk tanımazlık...yatar ki, bu hâlet-i rûhiyyede olanın atmosferi, etraftakini bunaItıp sıkar, eylemselliği ortaya henüz çıkmamış olsa da...
Bu tiplere toplumda "Allah c.c. nurunu üstünden çekmiş" derler...Çünkü (sîretlerinin) yoldaşı iblis ve ego denilen nefs'tir bunların...

Sûret için bir misal  olmak üzere; kalayı gitmiş bakır kap nasıl zehirini yemeğe katarsa, sîreti bozuk olan insanın bulunduğu ortamı dûçar olduğu hâlet ile zehirlediği, zeminini bulduğunda fitne ve fücur çıkardığı, çıkarsız ve hesapsız adım atmadığı, şeytanla oturup kalktığı, menfaati varsa iyilikten (!) bile kaçınmadığı ehlince gözlemlenmiştir ve tecrübe ile sabittir...

Aksine; iyilerle, ahlâkı güzel olanlarla (salihlerle) oturunuz kalkınız derler ya... bu söz doğrudur, sîreti güzel olanların sahip oldukları güzel ahlâk, etrafındakilerin üstüne sirâyet eder...

Hâsıl-ı kelâm;
batını güzel olanın zahirine bu güzellik yansır.

Sûretini değil, sîretini/ahlâkını güzelleştirmeli insan, sîretin güzelliği de çirkinliği de mutlaka sûrete yansır.

Yine nice güzel yüzlü vardır ki, bunaltır sûretine yansımış iç âleminin "cîfe"si, atmosferleri insana nefes aldırmaz !

"Hakka aşıkların sûreti de sîreti de güzeldir" sözünü boşuna dememişler !
_____
Cîfe:Kokmuş et, ölü hayvan, leş