Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Haziran 2023 Perşembe

"Titanik" enkazı, "Titan"ı da batırdı...

10 Nisan 1912’de, 2224 yolcusuyla İrlanda’nın Queenstown limanından okyanusa açılan 14 Nisan akşamı  bölgede buz dağları var diye telgrafla uyarılan, buzdağına çarparak su almaya başlayan, son filika yola çıktığında, yani 15 Nisan 1912 de saat 02.05’te 1514 kişiyle suya gömülen Titanik transatlantik gemisi kazasından 111 yıl sonra Titanic'in enkazını yakından görmek isteyen turistler için üretilen Titan adlı denizaltı Atlantik okyanusunda Titanik enkazının 488 m yakınında "katastrofik patlama" ile parçalandı ve denizaltıdaki beş kişi de merak ettikleri gemi enkazı yakınında okyanusun karanlık sularına gömüldüler.

Titanik, 268 metre uzunlukta, 4 bacalı, 11 katlı, 46.000 ton ağırlığında, o dönemin en lüks gemilerinden biriydi. Gemide ana güvertede yüzme havuzları, spor salonu, dans salonu, Türk hamamı, kütüphane ve tenis kortu vardı. Ayrıca 8 üyeli Titanic orkestrası da mevcuttu. Birinci sınıf ortak odaları çok özel ağaç işlemeciliği, pahalı mobilyalar ve diğer dekorasyonlar ile süslenmişti. Dekorasyonda 14. Louis, İtalyan Rönesansı ve geleneksel Hollanda tarzı bir arada kullanılmıştı...

Yani gemi şu dönemde bile aktif olsa lüks klasmanında sayılırdı.
O günün şartlarında 7.5 milyon doları ile bugünkü maliyetlerle neredeyse 400 milyon dolarlık bir gemi.
- Titanic’in 5 mutfağında toplam 60 şef ve yardımcısı çalışıyordu. 34 ton et, 5 ton balık, 40 bin yumurta, 1 ton kahve, 360 kg çay, 4 buçuk ton şeker, 1500 şişe şarap, 40 ton patates vardı gemide.
- Geminin kendine ait gazetesi bile vardı: Atlantic Daily Bulletin!
- Gemideki en egzotik objelerden biri Ömer Hayyam’ın Rubaiyat’ıydı. Eser, 1050 değerli taşla süslüydü.
- “Milyonerlerin kaptanı” lakabıyla anılan Kaptan Smith’in emekliliğinden önce yaptığı son işti Titanic.
- Uğursuzluk getirdiği düşüncesiyle “13” numaralı bir kamara yoktu!
Bu dev geminin 1. sınıf yolcuya sunduğu konfor öylesine büyüktür ki, dönemin sanayicileri, ünlü sanatçıları, aristokratları alır yerini içinde. İkinci sınıf, işadamları ile Amerika’da yeni bir hayat kurmaya giden orta sınıf aileler ve tatilcileri bir araya getirirken üçüncü sınıf, “Amerikan rüyası”nın peşine düşmüş dar gelirli göçmenlerindir. Bu şatafata rağmen işin ilginç ve mide bulandıran tarafı birinci sınıf yolcular için gösterişli bir hamam tasarlanmış olsa da 700'den fazla üçüncü sınıf yolcusu yolculuk boyunca iki küvetten faydalanma hakkına sahipti.

Titanik, döneminin en büyük, en lüks gemisiydi.

Geminin bilet fiyatları ise çok astronomik;
The Washington Times'a göre, 1912’de Titanic’e ait biletlerin fiyatları, birinci sınıf bir salon paketi için 870 £ (şilin) veya 4.350 $(dolar) 'dan, üçüncü sınıf bir salon için maksimum £ 8 veya 40 $' a kadar değişiyordu. Bir asır sonra, 2012'de bu bilet fiyatları 50.000 - 460 $ arasındaydı.

Titanik'in ilave maliyeti ile ilgili diğer hizmetler. Yüzme havuzunun kullanımı mayo kiralamayı da içeren 1 şilindir. Yolcular ilk 10 kelime için yaklaşık 3,12 dolar ücret karşılığında telgraf gönderebildiler. 12 Nisandan 15 Nisan 1912'de batmadan öncesine kadar 250'den fazla telgraf gönderilmiş ve alınmış...

Bilet fiyatları günümüz ekonomik göstergelerine göre muhtemelen şöyle olacaktı:
Titanic'te birinci sınıf bir süitte seyahat etmek 133.132 dolara, birinci sınıf rıhtımlar 4.591 dolara denk gelmekte. İkinci sınıfta seyahat etmek ise 1.834 dolara tekabül ediyor. Ekonomik üçüncü sınıf bilet 1.071 dolar...
Yukarıdaki bilgileri dikkate alırsak ve tüm birinci sınıf yolcuların rıhtım ücreti (o zamanlar rıhtım ücreti olarak biletten ayrı ödenen ekstra bir ücret vardı) olarak 6 dolar ödediğini varsayarsak, toplam ücret 1912'de 90.455 dolar ediyor, bugünün parasına göre hesaplarsak 2,75 milyon dolar ediyor.

Evet oldukça güzel bir yatırımdı Titanic !

Gelelim bilet kampanyası sloganına...geminin biletleri "Tanrı'nın bile batıramayacağı gemi" ("Even God himself couldn't sink this ship") sloganıyla satılıyor...

Geminin İngiltere-Southampton'dan ABD-New York'a doğru yapılacak ilk seferine katılacak "şanslı" insanlar arasında olabilmek için dünyanın sayılı zenginleri, kontesler, lordlar biletleri adeta kapıştılar...

Geminin maksimum kapasitesi 3547 kişiydi ama kazanın gerçekleştiği seferde toplam 1.339 yolcu ve 885 mürettebat üyesi vardı.

Altıncı hissi kuvvetli olan 20 yolcu geminin güvenilir namına rağmen batacağından korktukları için gemi hareket etmeden önce biletlerini iptal etmişler.

Belfast’ta inşa edilen gemi, ilk seferinde İngiltere ve Fransa’ya uğradıktan sonra 10 Nisan 1912’de, toplamı 2224 yolcu ve mürettebat ile İrlanda’nın Queenstown limanından okyanusa açıldı. 14 Nisan akşamı telgrafla uyarıldı. Bölgede buz dağları vardı. Yolculuğun 5’inci gününde 14 Nisan 1912’de saat 23:30’da dev gemi bir buzdağına çarptı, buzdağı gövdede bir delik açtı.  5-6 kompartman suyla doldu. Kaptan Smith, 2 saatte batacaklarını tahmin etmişti. SOS verildi, kadın ve çocuklar filikalara bindirildi. Son filika yola çıktığında, yani 15 Nisan saat 02.05’te gemi suya gömüldü. Kaptan son ana kadar gemiyi terk etmeyerek tahliyeleri yönetmeye çalıştı ve o da sulara gömüldü. Ölümlerin çoğu buzlu suyun yarattığı şok ve donmadan kaynaklandı. Batması 3 saat sürdü. Kurtulanların çoğu 1’inci ve 2’nci sınıf kamara yolcularıydı. Gemide, üçüncü sınıftaki yolcuların bir ve ikinci sınıf yolcularıyla bir araya gelmesini, hastalık bulaştırmasını engellemek, rahatsızlık vermemelerini sağlamak için bir otomatik kilit sistemi vardı ve gece o sistem devreye sokuluyordu, kilitlenmişti ve bu kabinlerde kalan yolcuların üçte ikisi gemiyle birlikte suya gömüldüler...

Titanikteki 2224 kişiden kaza sonrası 710 kişi sağ kurtuldu. 1.514 kişi öldü. Öncelikle filikalara 1. ve 2.sınıfta yolculuk yapan kadın ve çocuklar ardından erkekler, kısmen 3. sınıf yolcuları bindirildi. 885 mürettebatın 212’si kurtuldu...bu arada, o can pazarında filikalara rüşvet alarak bindiren görevliler olduğu da açık kaynaklarda var...  
Filika sayısı mevcuda yeterli olmasa da yeterince can yeleği vardı ancak ölenlerin çoğu boğularak değil, -2 derecedeki su yüzünden (hipotermiden) öldüler.

Titanic'in batışı esnasındaki Wallace Hartley tarafından yönetilen sekiz üyeli orkestra, yolcuları sakinleştirmek ve daha iyimser tutabilmek için geminin birinci sınıf bölümünde toplanmıştı. Wallace Hartley diğer 7 orkestra üyesine kaçmaları için izin verdi ancak hepsi Hartley ile kaldı. Orkestra daha sonra ilerideki bot güvertesine geçti ve gemi tamamen batarken bile müzik çalmaya devam ettiler. Gemi battıktan sonra tüm orkestra üyeleri hayatlarını kaybetmiştir.

Orkestranın son çaldığı şarkının ne olduğu hususunda çok fazla spekülasyon ortaya çıkmıştır. Kanadalı Bayan Vera ***, orkestra tarafından çalınan son şarkının "Nearer, my God, to thee" (Tanrım sana daha yakın) olduğunu iddia etmiştir. 

Kazadan kurtulup hayatta kalanlar Titanic'in sahibi White Star Line şirketine 16 milyon dolarlık dava açtı. Bunun için cesed toplama/bulma gemisi tutuldu, ödeme yapılabilmesi için gemideki kişilere ait ceset, ya da giysi kişisel eşyanın kanıt olarak getirilmesi gerekiyordu...1.sınıftaki zengin milyarder yolcuların giysilerinde isim ve soyisimlerinin baş harfleri olduğundan o kişilerin cesed toplama gemisine alındığı, kimliği tespit edilemeyenlerin gemiye alınmayıp okyanusun sularına bırakıldığı haberleri de gerçekten kapitalizmmin vahşi yüzünü ortaya koymakta...Açılan davalar sonucunda White Star Line yalnızca 664.000 $ ödedi.
"Titan" Yunan mitolojisinde bir tanrı ırkına verilen isim...

38 yıl önce 1985 yılında Titanik'in enkazı Kuzey Atlantik okyanusunda okyanusun 12.500 fit derinliğinde bulundu.

Titanic enkazını ziyaret turu için üretilen Titan adlı denizaltı son günlerde gündemdeydi, Atlas okyanusunda dalış yaptıktan sonra kayboldu denizaltı...arama çalışmaları sürüyor....

1912'de batan Titanic Gemisinin enkazı son zamanlarda 3D taramalarla ortaya çıkarılmıştı.  

Titanik enkazına turist turları sunan firmaların bilet fiyatları 90.000 - 195.000 £'a (250.000 $) kadar çıkabiliyor. OceanGate Expeditions şirketi de, bu seferleri düzenleyen bir şirket.... Şirket Titanic'in enkazını yakından görmek isteyen turistler için üretilen Titan adlı bir denizaltı ile bu hizmeti vermekte...

OceanGate'in CEO'su Stockton Rush, daha önceleri CBC'ye yaptığı açıklamada, "Titan, Titanic'in derinliğine ulaşabilen dünyadaki tek beş kişilik denizaltıdır, her şey dokunmatik ekranlar ve bilgisayarlarla yapılır, bu da aracın bir parçası olduğunuz anlamına gelir." dedi.

2021'de OceanGate Titanik'in enkazını ziyaret etmeleri için Titan'da ücretli turistler almaya başladı. 2022 itibariyle, Titanik gemi enkazına bir OceanGate seferinde yolcu olmanın bedeli kişi başı 250.000 ABD dolar...

Ve Haziran 2023... 
Titanic'in enkazını ziyaret etmek isteyen turistler için üretilen denizaltı Atlantik Okyanusunda tura çıkar ve bir süre sonra bağlantı kesilir, iletişim kurulamaz, kaybolur. 

Yaklaşık 96 saatlik oksijen kaynağıyla yola çıkan ve yolculuk esnasında bağdağ kurarak daracık mekanda oturan, yolculuk süresinin 2,5 saat öngörüldüğü Titan isimli denizaltının, "Polar Prince" adlı gemiyle iletişimi, dalıştan 1 saat 45 dakika sonra kesilmiştir.

Kurtarma ekipleri arama faaliyetlerine başladılar. Arama operasyonu devam ederken 22 haziran perşembe günü, kayıp Titan denizaltısının Titanic gemi enkazının yakınında patladığının/ parçalandığının tespit edildiği bilgisi verilir.

Denizaltında bulunanların tamamının öldüğüne inandıklarını belirten ABD Sahil Güvenlikten bir Tuğamiral, turistik denizaltının enkazını, 121 yıl önce batan Titanik'in pruvasına 488 metre uzaklıkta ve yüzeyden 4 kilometre derinlikte bulduklarını kaydetti.

Denizaltı uzmanı Paul Hankin de enkazın 5 parçaya ayrıldığını, bunun "olayın ne kadar feci olduğunun ilk göstergesi" olduğunu ifade etti.

Evet; Titan, Titanik gemi enkazı alanına yapılan bir yolculuk sırasında bir patlama ile parçalanır, şirket kurucusu Stockton Rush da dahil olmak üzere denizaltıdaki 5 kişinin hepsi ölür. OceanGate şirketi denizaltısına hizmet verecek veya onu kurtaracak donanıma sahip olmadığı için uluslararası bir arama kurtarma operasyonu başlatıldı. 22 Haziran'da enkaz, Titanic enkaz alanının yakınında deniz tabanında bulundu. OceanGate Titan'ın basınç odası, uzaktan kumandalı bir araç (ROV) tarafından deniz tabanında Titanik'in pruvasından yaklaşık 1.600 fit uzakta, diğer enkazların arasında bulundu.

Denizaltında bulunan OceanGate Expeditions'ın kurucusu ve CEO'su Stockton Rush, İngiliz milyarder Hamish Harding, ünlü Fransız dalgıç Paul-Henri Nargeolet, Pakistanlı iş adamı Sahzade Davud ve 19 yaşındaki oğlu Süleyman, parçalananTitan'da olan ve ölen kişiler.
Süleyman'ın teyzesi, Titanik denizaltısında ölen Pakistanlı milyarderin genç oğlunun seyahate çıkmak istemediğini, babalar günü olması münasebetiyle babasını kıramadığı için kabul ettiğini söylüyor...
Titan denizaltısında yer alan isimlerden OceanGate CEO'su Stockton Rush'un eşi Wendy Rush'ın, 1912'deki Titanic kazasında ölen Isidor Straus ve eşi Ida Straus'un  torunu olduğu da ortaya çıktı.

ABD Sahil Güvenliği, enkazın yakınında "feci bir patlamada" kaybolan Titanik denizaltısındaki beş yolcunun cesetlerinin Atlantik'ten asla bulunamayacağını söyledi.

Koltuk başı 250.000 $'lık seferi yöneten özel şirket OceanGate, The Independent'a yaptığı açıklamada , gemideki beş yolcunun artık öldüğüne inanıldığını doğruladı.
"Tanrı'nın bile batıramayacağı gemi"  (!) olan Titanic  ilk seferini yaptığında ancak 5 gün yüzebildi ve Atlas okyanusunun dibini boyladı, 4000 metre derinliğe battı...

Nemrut, Allah ile savaşmak için bugünkü turist gezdiren balonlar gibi kartallara bağlattığı sepet ile göklere yükselir, gücüne, kudretine, zenginliğine güvenen, zayıf ve fakirleri hor gören bir kibir ile büyüklenmiştir...nihayetinde burnundan giren bir topal sinek  helakine sebep olmuştur.


Hani Covid-19' da ilmine teknolojisine, gelişmişliğine güvenen, dünyaya hakim olduğunu sıranın uzay keşiflerine geldiğini göstermeye çalışan çağımız  insanını alt etti, iki sene evlerine hapsetti ya !

Yunus Emre meşhur şathiyesinde ne diyor:
"Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu"

O çok güvendiğin şey, hiç kimse bir şey yapamaz dediğin şey her ne ise; gün gelir küçük gördüğün veya önemsemediğin başka bir şey ile rastlaşır da seni de güvendiklerini de alaşağı eder, helak eder.

Yunus Emre’nin “ben de gördüm tozunu” dediği gibi, kartallarla uçan Nemrud'u bir topal sineğin alaşağı ettiği gibi; "Tanrı'nın bile batıramayacağı gemi"  denilen Titanic adlı çelik yığınını yine su, yâni önemsenmeyen, mukavemet ve sertlik/dayanıklılık açısından çelikle mukayese bile edilemez suyun donmuş hali buz delip batırıverdi işte, yahut Titan denizaltısı derin okyanusta suyun basıncına dayanamadı ve infilak etti parçalandı işte !

Kartal iken tozlara bulaşmış mağrurların o güvenen hallerinden eser kalmış mıdır bu neticeleri görünce...

Evet Yunus baba, "biz de gördük tozunu billahi !"

Titan denizaltısına dönecek olursak; ancak bağdaş kurarak oturulabilecek daracık bir araç (Titan denizaltısı) ile okyanusun altında 4000 m derinliğe 2.5 saatlik seyahat turuyla inip enkazı görmek nasıl bir hissiyat acaba, hem de kişi başı 250.000 dolar ödeyerek...

Konu ile ilgili haberlere yapılan yorumlardan bir kaçı dikkatimi çekti:

"Allahım böyle bir serveti bu akıl ile birlikte verme."...

"250 bin dolara ahirete bilet aldılar."...

"Peygamber Efendimiz Tebük Seferi’ne giderken Lut Kavmi’nin helak edildiği bu bölgelerden geçiyor. Sahabiler yorgun-argın, kıt kanaat imkanlarla yolculuk yapıyorlar. Bu bölgede konaklanıldığında buralardaki su kaynaklarından, kuyulardan su temin ediyorlar. O sularla ellerinde bulunan undan hamur yapıyorlar. Efendimiz -aleyhissalatü vesselam- hadiseden haberdar olunca derhal o bölgeyi boşaltmalarını emrediyor. Ve oradan aldıkları suları dökmelerini, o sularla yaptıkları hamurları da boşaltmalarını istiyor. Sebebini de “Buraya Allah’ın laneti yağmıştır. O lanetin izleri hala bulunmaktadır, diye açıklıyor."

"Peygamber Efendimiz Semûd kavminin helâk olduğu Hicr mevk­iinden geçerken, Allâh Resûlü ashâb-ı kirâma: "Burası kaçılacak bir vâdidir !” buyurdular. Ardından:"Kendilerine zulmedenlerin yurduna ağlayarak girin. Yoksa onların başına gelenler sizin de başınıza gelebilir.” buyurdular. Sonra başlarını örterek o bölgeyi hızlı geçtiler. Oradan alınan suları dök­türdüler. İsraf husûsunda çok titiz olmalarına rağmen, bu su ile yapılmış olan hamurları da at­tırdılar." 

Evet,  ne kadar doğru...111 yıllık batık geminin çürümekte olan enkazını okyanusun 4000 metre altına gidip görmek ne kazandıracaktı bu milyarderlere...Tanrı'nın gazabının isabet ettiği "Tanrı'nın bile batıramayacağı gemi"  batmıştı işte sonuçta değil mi ?

Yukarıda da ifade edildiği gibi, Nemrud da Allah'a meydan okumuştu değil mi ?

Nemrud'un burnundan başına giren bir sivrisineğin sebep olduğu şiddetli ağrılar yüzünden sürekli olarak kafasını tokmakla dövdüren Nemrud sonunda büyük bir acıyla bağıra bağıra ölmüştür.

Elindeki nimet, güç yahut imkân içün 'bunun hiçbir zaman yok olacağını sanmam' (Kehf sûresi, 35) diyerek üstünlüğe yeltenenlerin hâli ve sonları ne kötüdür (*), yukarıdaki hikâyelerde de görüldüğü üzere !

Ne demiş irfân ehli:
"Mâla mülke mağrûr olma deme var mı ben gibi
Bir muhâlif rüzgâr eser savurur harman gibi"

İbret alacak ne çok şey var değil mi, boş gözlerle bakmayana !

Ez cümle siz siz olun kartallığınıza sakın ha güvenmeyin, bir sinek gelir, tozunuzu attırır vallahi ve billahi...
__________
(*)Kehf sûresi 32-44.âyetler:

32. Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlik koymuştuk.
33. Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
34. Derken onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki: "Benim malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm."
35. Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: "Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum."
36. "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülsem bile andolsun bundan daha iyi bir sonuç bulurum."
37. Arkadaşı, ona cevap vererek dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla döl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah'ı inkâr mı ediyorsun?"
38. "Fakat O Allah benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."
39,40. "Bağına girdiğinde 'Mâşaallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır' deseydin ya!. Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak hâline geliverir."
41. "Ya da suyu çekiliverir de (bırak bir daha bulmayı) artık onu arayamazsın bile."
42. Derken bütün serveti helâk edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş hâldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini oğuşturuyor ve şöyle diyordu: "Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım.."
43. Onun, Allah'tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.
44. İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah'a mahsustur. O'nun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha hayırlıdır.