Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

19 Ekim 2022 Çarşamba

Mülk sahibi...

El Melik (c.c.)
İster isen mülk-i hüsn âbâd ola dâd(*) eyle kim
Pâdişehler dâd ile mülkünü âbâd eyledi
(Dehhânî).

Bana derler ki bütün Osman eli mülkün senin 
Kâfirim ger var ise içinde bir taşım benim
(Yavuz Sultan Selim).

Mülk-i dünyâ kimseye kalmaz sonu berbâd olur 
Ey Muhibbî şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz
(Kānûnî Sultan Süleyman)

Bu dünyaya kanmayalım. Fanidir aldanmayalım. Bir iken ayrılmayalım. Gel dosta gidelim gönül. 
(Yunus Emre)

Kim umar senden vefayı, Yalan dünya değil misin?
(Yunus Emre)

Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi, mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan.
(Yunus Emre)

Unutma ey gönül, burası dünya; sefası da fani, cefası da. Öyleyse nankör olmaktan kork gönlüm. Geçici elemlere ve imtihanlara sabret! 
(Mevlana)

Bir mülke mâlik eylemiş ol pâdişah 
Mülk-i Süleyman onların yanında bir vîrânesi 
(Niyâzî-i Mısrî)

Üç beş sene seyretmek için mülk-i fenâyı 
İnsan çekiyor inleyerek bâr-ı kazâyı 
(Ali E. Bolayır)

Istırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer. 
(Neyzen Tevfik)

Bu fenâ mülküne ibretle nazar kıl, ey cân!
Gafleti eyle hebâ, hâli değildir meydan,
Hani Sultan Süleyman, hani İskender Han?
Sâdhezâr ömrü sürûr ile geçirsen bir an
Ne güle, bülbüle bâki, â gözüm bâğ-ı cihân
Kime yâr oldu, muradınca felek-i devr-i zaman.
Tama' ve hırsa uyup nefs ile makhûr olma,
Rahatın zâil olur, nâm-ı meşhur olma.
Sohbet-i ârif-i billaha eriş, dûr olma,
Saltanat-ı mesned-i dünya ile mağrur olma,
Zevk-i dünyaya firîb olmadılar ehl-i kemâl
Bildiler hâsılı hep zıllu huve'l lu'bu hayâl,
Zevke teşbihi cihanın hele rüyâya misâl;
Dâmen-i aşkı tutup buldu kamu kurb u visâl
(Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi)
Gel mülk sahibini an da, rükuya eğil
Fenâ mülkü kimselere asla bâkî değil
Felek ömür fırsatını bir kez vermiş ademe
Mahkeme kadılara hiç bir zaman mülk değil
__________
El-Melik: Hükümdar, Melik, mülkün sâhibi, mülk ve saltanatı devamlı olan... Kur’an’ın ilk sûresi (Fâtiha) ve son sûresinde (Nâs) Allah’tan Melik olarak söz edilir; yâ'ni mülkün sâhibi, bütün eşyânın ve yaratılanların tek mâliki; mülkünde emretmek, istediği gibi tasarruf etmek, hiçbir şarta bağlı olmaksızın sâhip olmak O’na mahsustur. İstediğini azîz, dilediğini de zelîl etme kudretine sâhip olan yalnız O'dur...

(*)Dâd, başkasının zulmünü def ve izâle eylemek.