Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Ekim 2022 Pazar

Ebu Cehil, muârız ve muhalefet...


İbn Kemal der:
Nâ-ehl olur muârız-ı ehl 
Her Ahmed’e bulunur Ebû Cehl

Niçin muârız olurki insan ?
Dominant muhaliflik ve muarızlık geni mi var bazılarında acaba, doğuştan muhalif olmaklığı buna mı bağlasak !

Akla bir çok cevap gelir, mes'elâ;
Kıskançlıktan, çekememezlikten, maziden kalan çekişmelerden, üstünlük taslamaktan, çıkar kaybından, suyun kaynağına ırak düşmekten, hükmetme yarışında olma isteğinin gerçekleşmemesinden, ehil olanı tırmalama isteğinden.... ale'd-devâm...

Hele bir de mevzûnun câhili olarak sırf muârız olmak içün ya da konuya vâkıf olmayan yahut çekimser kalanları etkileyip muhaliflerin kelle sayısını artırıp onların önüne geçmeye çalışmak için muârız olmak varki, böyle bir ekseriyyet içindekiler meâlin bile farkında olmaksızın cehlin tarafı olurlarki maazallah...
Ancak dünyanın hâli böyle, meyveli ağaç taşlanır, egosu yüksek olanlar herşeye muhalif ve herkese muarız olur.

"Niye ben değilim, ben ondan üstünüm" hastalıklı görüşüne sahip hazımsızlar hep vardı, olacaklar da...

Demeliki;
"İt ürür, kervân yürür"

Âdil, hasbî, ahbap-çavuş münasebetlere kapısı kapalı, ehliyyet ve liyakata uygun şekilde işler görülürken, muârızlar ve muhalifler varsın ürüsün dursunlar...

Ebu cehil de Ebu Leheb de (iki eli kurusun), kâinâtın efendisi Ahmed'e muârız ve muhalif değil miydi, peki neticesi !

Kalem sûresi (10-14)'nde buyrulur:
"Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme"
Affetmenin yüceliğine gelince;
"Hz Ahmed'in güzel ahlâkında; şahsına karşı câhillerin ve kendini bilmez kimselerin kabalıklarına, hakaretlerine aynıyla cevap vermek yerine, onları bağışlamanın, kusurlarını görmezden gelmenin asil davranışına dair misâllere rastlıyoruz, ancak kamuya topluma karşı olanları müstesnâ !"

Vesselâm...