Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Temmuz 2022 Cuma

"Kültür" ve "Edeb"...

 

Balık tutmanın, balığa gitmenin de algısı, mantığı değişti, biraz ironik yaklaşımla; oltasını alıp yanındaki akvaryuma atarak balık tutma kolaycılığını her kesim, yaş grubu, insan tipinde görmek artık mümkün desek pek yanlış olmaz galiba !

Toplumsal algılar, değer yargıları akan zaman ile çok hızlı değişirken, bu esnada değişmez sandığımız değerlerinde törpülendiğini, aşındığını daha çok görür olduk...

İnsanın her şeyden evvel umûmî ahlâka ve örflere hürmetkâr olması gerekir. İnsana yakışanı da budur.

Amma ve lâkin, edebin rafa kalktığı, değişik çevrelere duhul olan cahil güruhta yozlaşma yadsınamaz bir hakikat...Kötü taklitçilik zelîl davranışlara yansıyor hemen."Esas"tan uzak bir şekilcilik hâl ve hareketlere yansıyor...

 Bunlar hibrit "kültür" yansımaları...

Artık armut dibine düşer sözü mazîye gömülmüş bir "antika" tavır olarak kitaplarda anlatılacak olsa gerek.

Kültür hibritleşmesinin derecesinin; oriental mi, oksidental mi, arktik mi, antartik mi olduğunu kestirmek çok zor !
Belki de ortaya karışık !

Arada kalmışlık ve yozlaşma numunesi "Jön"ler tarihin çöplüğünde ayrıştılar, hâk ile yeksan unutulup gittiler de,  kış uykusundan yeni uyanmış da uyku sersemi, burnu havalarda, cehâleti kaf dağının doruğunda,vaktini oyun oynaş ile harcayan hibrit kültüre gark olanlara ne demeli acaba, bilemiyorum !

İnsanî değerler, normlar, yüksek ahlâk ve erdemler mi ?....umurlarında bile değil. 

Atı alan; Paristen, Berlinden, Hollywooddan, Londradan, bin yıllık yurtluğumuz anadoluya dörtnala girmiş, cirit atıyor. Ya da "kır atın yanında duran ya huyundan ya suyunden" derler ya !

İstikbal elden kayıp gidiyorken, nesiller çarpılmış, çalınmışken..iyi niyet(!) uykusunun rüyâlarıyla daha ne vakte dek oyalanılacak...

Başladığımız ile bitirelim,  umûmî ahlâka ve örflere hürmeti olmayan, insana yakışanı, edebi terk ile, şeklen medeniyyet dairesine girdiğini zannedenlerin, melez kültür ile büyümüşlerin  "insanî" değerleri anlaması, fabrika ayarlarına dönmesi çok zor görünüyor.

Edebiyat tarihçisi Mehmet Tâhir derki:
"Edep hem terbiye hem edebiyat demektir. Şinâsî merhûmun, “Fenn-i edeb bir mârifettir ki insana haslet-âmûz-ı edeb olduğu için edeb ve sâhibi edîb tesmiye edilmiştir” fıkrası da bunu teyit eder"

Ve Yunus Emre demiş:
"Gezdim Halep Şam,
Eyledim ilmi talep,
Meğer ilim bir hiçmiş,
İlla edep illa edep"

Hakk'ın, azîz milletin yardımcısı olması niyâzı ile...