Sen, ben; ben, sen...
Gel sen şuna
Biz diyelim ha...
Tılsımlı bir kelime
Tek hece, tek kelime
B i z !
Aynı dünyadanız
Aynı dünyanın toprağındanız
Ondan biteni yemişiz
Suyundan içmişiz
Havasından nefeslenmişiz
Güneşiyle güneşlenmişiz...
Boylanmış soylanmışız
Yollarında koşturmuş
Göllerinde yüzmüşüz...
Bir damla su iken suya dalmışız
Balıklara bakakalmışız
Kurdu kuşuyla
Aynı gökkubbeyi paylaşmışız
Namütenahiden gelmişiz
Adımızla sanımızı ömrümüzle sınırlamışız
Toprağın koynundayız
Aslımızla yeksânız
Hâk ile yeksânın adı mı ?
Var tabi !
Toprak...
Üstünde; dört mevsimi, hüküm süren
Üzerine basılıp çiğnenen
Binalar inşâ edilen
Yemiş ikrâmını seven
Cömert mi, cömert toprak !
Altında ateş çamuru
Üstünde güneş fırını
Koynunda çimlenesi tohumu
Bağrında akarsuyun güğümü
Gönlü alçak mı alçak toprak !
Hiç te sahiplenmiyor hem
Ey otu börtüsü kuşu insanı
Bilmez misiniz
Vücudunuz bendendir demiyor
Başımıza kakmadan
Bizi bize hatırlatırcasına susuyor
Sükun, sükut ve vakar timsali toprak
Sen, bendensin; ben, seninim..
Gerçeğini fısıldamıyor bile
Bizden biz dememizi bekliyor...
B i z !
Ne güzel bir ruhaniyet
Ne tatlı bir huzur
Ne tılsımlı bir kelime
B i z...
Kavgayı, çekişmeyi unutturan
Paylaşmayı, yardımlaşmayı çağrıştıran
Seveni sevileni kaynaştıran
Mübârek kelime
B İ Z...!
Çoğun içindeki Bir:
Biziz...
Adını çok koyduk ya !
Binleri meydana getiren birler'deniz..
B i r'iz, Bir !