Adem oğluna sorsanız;
Covid sonrası "Sırada hangi musibet var acaba...?"
Covid sonrası "Sırada hangi musibet var acaba...?"
Çoğunluk ya merak etmiyordur, ya da umursamıyordur !
☆☆☆
İnsanların hâl ve ahvâline şöyle göz ucu ile bakılırsa, tabiatın fıtrî olmayana bir reaksiyonu gibi geliyor bütün bunlar...
☆☆☆
İklim değişikliği,
sera gazının artışına bağlı olarak ortalama dünya sıcaklığındaki yükselişle beraber ayak sesleri yaklaşan çölleşme;
yağış rejimi değişikliği;
okyanuslardaki sıcak su akımı (gulf stream) rejiminde değişikliğin sebep olacağı buzullaşma;
toprak ve su kirliliği gibi insan hoyratlığından kaynaklı faaliyetler...
Evet bütün bunlar mavi küreyi yaşanmaz hale getirme yolunda hızla ilerliyor..
Kuraklık dünyanın kapısını çalıyor...
Böyle giderse ardından ise dünya çapında kıtlık gelecek diyor uzmanlar !
Gıda/Su savaşları ise bu durumda kaçınılmaz...
Aşağıdaki haritada son üç aylık kuraklık haritasına bakılınca, gidişat düşündürücü...
Basına yansıdığı (1) kadarıyla, Antalya Ticaret Borsası başkanı Ali Çandır'ın kurak bir mevsim geçirdiğimiz ile ilgili meteoroloji verilerini değerlendirdiği söyleşide verdiği rakamları dikkatlerinize sunmak istiyorum:
"1 kilo domates için 184 litre, 1 kilo havuç için 133 litre, 1 portakal (100 gr) için 50 litre, 1 elma (100 gr) için 70 litre, 1 kilo kırmızı et için 15 bin 455 litre (813 damacana), 1 hamburger (150 gr biftek) için 2 bin 325 litre, 1 kilo kahve için 21 bin litre, 1 fincan kahve (7 gr) için 140 litre suya gereksinim var. Bugün yediğimiz 1 kilo domates, sadece 1 kilo domatesten ibaret değil. 1 kilo domates yemek için 184 litre su tükettiğimizi unutmamalıyız ve israf etmememiz gerekiyor" (...) İklim değişikliğinin sadece su olarak görülmemesi gerektiğini de vurgulayan Çandır, “İklim nedeniyle verimlilik düşüşleri yaşanması riski de var. Özellikle kar yağışı ve soğuk olmadığı takdirde zararlılarla mücadelede de hayli zorlanabiliriz. Son üç ay düşük giden yağışın, rekolte tahminlerini de olumsuz etkileyeceği öngörülmektedir. Örneğin zeytinde rekolte tahminiz mayıs ayındaki çöl sıcakları nedeniyle yüzde 30 düşük olacakken, son üç ayda yağış olmaması rekoltedeki kaybı yüzde 50-60'a kadar yükseltti" demekte.
Aynı haberde; Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici ise, "Meteoroloji'nin, son üç aylık kuraklık haritalarına bakıldığında, Türkiye'de kuraklığın üç temel etkeninden biri olan iklimsel kuraklığın söz konusu olduğunu açıkladı. Türkiye'nin birçok yerinin, neredeyse yüzde 80'inin meteorolojik kuraklıkla karşı karşıya olduğunu" kaydediyor ve, ülkemizde son 60 yılda, 70'e yakın doğal gölün kuruduğunu söylüyor. Dr.Kesici devamla: “Suyu tutacak en önemli doğal yapılarımız çalılar, otlar, ağaçlardır. Sellerin önlenmesi de doğal olarak suyu depo eden dere, çay ve doğal göllerin kurutulmaması ve korunmasıdır. Küresel ısınma elbette dünyada olduğu gibi buna etki etmekteyse de bizim ülkemizde en önemli sorun dünyanın en zengin su kaynaklarına sahip olmamıza rağmen bu kaynaklarımızın ilkel tarımla yok edilmesidir" diyor.
Evet, manzara bu...
☆☆☆
Bütün dünyada insanların fıtrata aykırılıklarının rolü bu gidişat üzerinde etkili mi acaba ?Meselâ göze çarpan bu aykırılıklar şöyle bir özetlenip listelense;
İsrafa, sömürmeye, zulme, savaşmaya, aldatmaya, hak yemeye, gayri meşruluğa, dünyayı paylaştığı diğer bütün canlı/cansız çevreye zarar vermeye..... tamam mı, devam mı ?
-İnsan oğlunun daha düne kadar gemi azıya almış deli atlar gibi koşturduğu sahralarda ne haltlar ettiği...
-Yüzüne dostum dediklerine attığı kazıkları...
-Üç lâf ederken birine katıştırdığı yalanları...
-Yemin billah ile yalancı şâhitlikleri...
-Yemin billah ile yalancı şâhitlikleri...
-Zararına(!) diye diye satış yaptığı günleri...
-Zulmü alkışlayarak zâlime şirin görünme çabaları...mazluma seyirci olup zulme seyirci kalması...
-Üç paralık mevkî içün çevirdiği dümenleri...
-Üç kuruşluk çıkar içün yediği herzeleri...
-Devlet malını nasıl da sinsice ve hınzırca okkaladığı...
-Yetim malına vasi olunca azcık azcık malını tırtıkladığı...
-Üç kuruşluk menfaat için el ovuşturmaktan derisinin aşındığı...
-Akitsiz şehevi birliktelikleri sonrası bebeği çöpe attığı...
-Yüzünüze Allah derken içinden şeytan ile birlik olup yallah dediği...
-Aldatmayı kazanç saydığı...
-Hakkı Hak, batılı batıl görmediği...
-Yaşarkenki kibriyasını gösterişli mezar taşı ile sürdürme isteği...
-Meşru gayri meşru demeden, ha bire kazanma ihtirası...
-İnsan hak ve hukukunu ayaklar altına aldığı...
-Edebi rafa kaldırdığı...
-"İnsan"ı omuzuna basıp yükseleceği basamak olarak gördüğü...
-İyilik yapmayı aptallık varsaydığı...
-Hayatını asalak ve tembelce sürdürmek içün uygun konaklar arama çabaları...
-Güçlüye eyvallah, zayıfa hadi yallah dediği. ...!
Fertlerin birbirlerine yaptıkları da aslında küçük çaplı birer musibet bana göre...
Ve insan doğaya karşı hoyratlığının karşılığını alıyor mu acaba !
☆☆☆
______________
1)Haber kaynağı: https://www.aksam.com.tr/guncel/meteorolojinin-haritasinda-korkutan-goruntu-olaganustu-ve-cok-siddetli/haber-1132403