Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Aralık 2020 Salı

Tükettikçe tükenmek üzerine...


Tüketiyoruz...
Vakti; 
anı, günü, ayı, yılı...

Ömrü tüketiyoruz, ömrü...

Hayatı; 
mirasyedi gibi harcıyoruz...

Sabah olunca akşamı,
gece olunca sabahı
iple çekiyoruz...

Kahvaltıdan kalkınca öğleni,
sonrasında akşam öğününü,
düşlüyoruz...

Çocukken genç olmayı,
ardından 
kemâl yaşı arzuluyor...
Ve sonrasında gelen
yaşlanmayı kabullenemiyoruz !

Ömür denen süresi tayin edilmiş vakti, 
bol kepçe harcayarak tüketiyoruz...

Sayılı nefesi tüketiyoruz,
kimi zaman boş lakırtı,
kimi zaman lâf-ı güzaf içün...

Tüketiyoruz...
İnsani değerleri;
erdemi...
içimizdeki çocuk safiyetini,
iyi niyeti,
hoşgörüyü,
sevgiyi, hürmeti, muhabbeti...

Tüketiyoruz...
Dostları, dostlukları...

Tüketiyoruz... 
İnsanı, insanlığı,
atadan miras irfânı...

Tüketiyoruz...
Kültürü, an'aneyi...

Özümüzü...
Sözümüzü...
Bir gün bırakıp gideceğimizi,
hiç uğruna tüketiyoruz...

Tükettikçe de tükeniyoruz...

Doğayı hoyratça tükettiğimizi
söylemeye gerek var mı ?

Ve vakit tükenince de...
Zil çalıyor !
Ders bitiyor...