Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Mayıs 2019 Çarşamba

Yol-yordam, akl-ı maaş/akl-ı maâd...

Onlarki;
Kalpleri örtüler içinde, kulaklarında ağırlık, hakikat ile aralarında bir perde var...(*)

Herkes istediğini yapsın bakalım, herkes yoluna...
Biz de istediğimizi yapacağız, hak ve hakikat yolunda...

Ey aciz;
Senin yükün sana yetmiyor da, bir de başkasının yüküne de mi talip oluyorsun !

Al aklını başına, vazgeç ser hoşluktan... herkes kendi yaptığından mesul, bu hususdaki vekaletnâme kabul görmüyor !

Şu arz denilen dünya misafirhânesinden, ne çok ser hoş geldi geçti, hem de meşâhîr olarak, bir düşünsen...

Tabi akl-ı maaş müsade etmiyor belki, Yüce Yaradan aklî ma'lûliyyet vermesin...bu hâl, hem dünya hem ukbâ içün ne kötü bir melal, bir zeval, bir muhal...

Mümkün ile muhal arasında kalmak zor tabi, bir o yana bir bu yana, döndürürmüş yana yana...

Yolu; yoldan gelene sormayan, çok ararmış, sora sora yorulur kalırmış...

Yoğurdun bile yenilmesi yol-yordam ister...
Ve eğer hayat yolunda yordamın alâyiş, tantana, debdebe, gösteriş olursa, nasıl karşılanacağının yordamını öğrendin gitti !

Hayat öğretir, akıl sahiplerine, talebeye, okumayı sökebilenlere !

Şikâyet yok...! referanslarını değiştirmezsen eğer, hayat hep baktığın yüzünü gösterir sana, arka yüzünden bîhaber bırakır, unutma !

Baş başa, baş da başa bağlı derler ya !

Akibeti tahmin ve neticeyi bilmek isteyen içün, sorunun cevabı, tuttuğu yol, tutunduğu sebeplerde yazılı !

Vah, tüh, eyvah, keşkeler, med-cezir hayat yolunu tutanlar içün final homurdanmaları...

Allah, cümlenin çok beğendiği akl-ı maaşını akl-ı maâda tahavvül eyleye, sırât-ı müstâkim üzre yolculuk nasîb ede, akibeti hayr eyleye.
Vesselâm...
__________
(*)Fussilet sûresi, 5