Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Şubat 2019 Perşembe

Köstekli ömrü köstekli saat ile geçirmek…

Köstekli saat…bir devrin az bulunan hâcetlerinden…

Dedelerden intikal bir cep saati, köstekli, antika…

Avcı kasa, her iki tarafında kapak var. Arka kapağı kaldırınca iki anahtar deliği, orta merkezdeki saat ayarı için akrep ve yelkovanı çevirmeye yarıyor, minik kurma anahtarı ile…

Merkezden uzak olan anahtar deliği zembereği kurmak için.

Ön kapağı kaldırınca mika saat camı altında beyaz porselen bir kadran, rakamlar Osmanlıca, dış çerçeve altın varak çember ile boyalı. Saniye, akrep ve yelkovan siyah renkli.

Zembereği minik kurma anahtarı ile kurunca 24 saatten fazla tıkır tıkır çalışıyor.

Biri yedek 2 kurma/ayar anahtarı köstek denilen zincire bağlı…

Marka olarak "K.Serkisoff kons...." yazısı porselen kadranda saat 12 ile merkez arasında güllerle bezeli süsleme arasına yazılmış.
Kadrandaki rakamlar osmanlıca...

130 yıllık bir antika olduğunu antika saat tanıtımı yapan bir kaynaktan öğreniyorum:
İsviçreli Bellodes firması (sonradan Zenith saatleri üreten fabrika/firma) her pazara özel üretim yaparmış; meselâ rusyaya ya da osmanlı coğrafyasına…
Fotoğraftaki saat Osmanlı pazarı için özel üretilmiş, bunu marka yazısında yer alan ibareden anlıyoruz.
Kasa 0.800 ayar gümüş. Ön kapağın iç yüzüne baskı yapılmış. Ayrıca bu iç yüzde firmanın marka amblemi yanında bir kaç adet daha baskı, seri no gibi bir çok işaret de bilgi amaçlı işlenmiş.
☆☆☆
Bize kadar intikâl eden bu antika köstekli cep saatinin zembereğini minik kurma anahtarıyla ilk kurduğumda çalıştığını görmek bir başka mutluluk.
1880-1890larda üretilmiş ve çalışan bir antika…
☆☆☆
Mekanik saat, zamanın farkında olmadan kadranına bakana zamanın geçtiğini gösteren bir dişliler sistemi…

Bu güne gelinceye kadar bu antika saati kimler cebine koydu, her gün günde bir kerre minik kurma anahtarı ile arka kapağı açıp zembereği kurdular.

Saat ayarı için şehirlerdeki saat kulelerine gidip ayar yaptılar.

Kimbilir günde kaç kez ceplerinden çıkarıp vakti bildiler, sözleştikleri randevularına ne kadar zaman kaldığını gördüler…
☆☆☆
Bir dönemin zor bulunan ve herkeste olmayan köstekli saatlerinin bugün elektronikleri üretilmiş olsa da, bir devrin tarihinin buram buram koktuğu bir saat insanı kendi şanlı tarihine köstekliyor…ataları arasında dolaştırıyor, kıraathânelerde yahut arnavut kaldırımlarda… şal yeleğin iliğine bağlı gümüş kösteği ile...
☆☆☆
Sâmiha Ayverdi hoca: "Sırtta setre, çoğu zaman şal yelek, cepten iliğe uzanmış bir külçe gümüş köstek, hîleyi düzeni kapısından içeri sokmamış, nâmus erbâbı, kanâat ehli esnaflar"ından bahsetmektedir.
☆☆☆
Cebimizdeki antika günde 2-3 dakika geri kalıyor olsa da, saniyenin önemli olduğu işimiz de yok hani.

Saat hep ileriye, gelecek zamana kuruluyor bir yandan bakınca, diğer yandan ise ömür için geri sayım aracı.

Her bir dakika geçtikçe ömür sermayesi bir dakikalık daha azalmakta…

Bir çiftçi için eyyam mevsimler ölçeğinde önemli iken, çoban için gündüz ve gece mesabesinde. Beş vakit namaz vaktini takib eden içinse bir namazdan diğerine kadar.
☆☆☆
Vakit nasıl bir şeyse; hasta için akşamdan sabaha bir asır olur, vakit uzar, geçmek bilmez bir türlü, akrep ile yelkovan ilerlememek için sanki direnirler…neş'e ve eğlenceli bir zaman dilimi ise saatler sürse bile bir an gibi gelir insana !
Saat olmasa, saate bakmasak zaman ilerlemeyecek mi sanki !
☆☆☆
Kurulmuş saat gibi şu kadar milyar yıldır geri kalmadan hem kendi etrafında ve hem de güneşin etrafında durup dinlenmeden dönen, gün- ay- mevsim sene gibi vakitlerimizi meydana getiren zembereksiz dünya zamanını plânlı yaşamak ve zamanın kıymetini bilmek için yine de saate ihtiyacımız var…ister kum saati, ister zembereği kurmalı, isterse elektronik saat…ne farkeder !

Dünya dönüyor ya !
İnsan ömrü de zamana kösteklenmiş ya !

Ne mutlu dünyaya kösteklenmeden yaşayabilen vakte kösteklilere !