e-Dergi: Fikir, Kültür, Edebiyat ve San'at, Popüler Bilim muhtevalı yazılar - Editör: Prof.Dr. Suat Kıyak - Redaktör: Nursultan Ahıskalı - İletişim: nefes.kelam@gmail.com
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
19 Haziran 2018 Salı
Kimlik inşâsı, pedagoji ve ahlâk...
Eğitim insan hayatında doğumdan başlayıp son nefese kadar devam eden bir süreçtir.
Çocukluk dönemi itibarı ile süreç başlar ve Pedagojik (çocuk eğitimi/bilimi) açıdan çocukluk döneminden itibaren yanlış davranış kalıplarının oluşmasına imkan verilmeden, ortaya çıkmışsa bile doğrultularak doğru davranış modellerinin uygulamalı olarak bireye kazandırılmaya çalışıldığı bir devredir.
Böylece kimlik inşâ edilmeye başlanır.
"Ey mahlas dilenen aciz kul
Halasın divan-ı Hakkta bul"
Ahlâkın bireyde şekillenmesinde inanç sisteminin doğrudan etkisi var.
Sekülarist (*) (maddeci/materyalist/dünyacı) dar anlamda, dinî öğeleri hayatında tayin ve tanzîm edici kılmayan kişiyi ifade eder. Geniş anlamda sekülerizm, birçok farklı akım, tür ve teori barındırmaktadır. Kısaca seküler kelimesi, dünyevi olanı belirtir ve dünyanın nesnel halinin göz önünde tutulması demektir.
Seküler pedagojik yaklaşımlarla kimlik inşası sonucu oluşan seküler ahlâk anlayışı, dünyacı bir mutluluğu, amaçlar, sekülarist için bu hedef nihai mutluluk olarak görülür.
Manevîyyat ışığında oluşan kimlik ve ahlâk anlayışında ise sekülaristin amacı olan öğeler gündelik hayat içinde gelip geçici mutluluklar olarak görülür. Manevî kimlik kişiye yaşanan ömür ve hayattaki mutlulukların geçici olduğunu, bunların amaç haline getirilmeden ve geçici olduğunun farkına vararak yaşanması gerektiğinin prensiplerini öğütler.
Seküler ahlâki davranış kalıpları içinde yaşamakta olan insanın elde etmek istediği şeylere kavuşması kısa süreliğine kişiyi mutlu etse de bir süre sonra daha sonraki hedefe yönelir…bu böyle ölüme kadar sürer gider.
Seküler bakış açısına sahip toplumlarda mutluluk malesef kalıcı değil, kısa süren mutluluk sonrası daha fazlasını isteyen bireyler topluluğunun mutsuzlukları…
Manevî kimlik inşasının kazandırdığı ahlâkî prensipler dünyaya tevhidi ilkeler ışığında bakan şahsiyeti ortaya çıkarır ki, eğer "müspet ahlâk"lı bireylerden oluşan bir toplum arzu ediliyorsa, pedagojik metotlar ile "güzel ahlâk" sahibi bireyler yetiştirilmelidir.
Hz. Peygamber'e sorarlar;
İslam (din) nedir ?
-"Güzel ahlâktır" cevabını verir…ve kendisi de güzel ahlâk örneklerini hayatının her anında yaşar, yaşatır ve örnek olur rol model olur. (Ahzab sûresi 21.âyet:"Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır")
Bu kimlik inşâsı nasıl olacak...
Doğru modelin rol model olarak benimsenmesi ile...
Bunun da dört şartı var; birincisi "niyet", ikincisi "muhabbet", üçüncüsü "mükellefiyet", dördüncüsü "gayret"
Mükellefiyetlerin muhabbetsiz yerine getirilmesi yasak savmaktan öteye gitmez. Yağsız, tuzsuz pilav gibi.
İnsanlık âlemi eğer maneviyyatı sadece mükellefiyetlerin yerine getirilmesine, emir ve yasaklara uyulmasına bağlı idrak ediyorsa, bu anlayış maneviyyata pamuk ipliği ile bağlı kalmak gibi bir şey olur. Göz açıp kapayıncaya kadar, bir an mesabesinde zemin kaybetmeye açıktır.
Çünkü muhhabbet eksiktir, muhabbet eksik olunca mükellefiyetler nefse zor/ağır gelmeye başlar.sonuç mu ?
Soğuk ve ruhsuz adam...kofluk !
Sekülarist algının şekillendirdiği zihin dünyası ve algı mekanizmasına esir düşmüş adamın bu soğuk manevi iklimden kurtulabilmesi ancak muhhabet ile mümkündür.
İnsanın manevi dünyasını kuşatacak izhâr-ı muhabbet ile hakîkatın ve hikmetin mânâları insan kalbinin derinliklerine nüfuz ederki, kalb bununla tatmin olur, nefs (ego) safilinden illiyyuna doğru yükselir!
Fecr sûresi, 27-30.âyetler: (Allah, şöyle der:) "Ey huzur içinde olan (mutmain)nefis!" "Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!" "(İyi) kullarımın arasına gir." "Cennetime gir."
Demekki itminan ile ihsan şuuru şekillenecek ve feyiz sağanağı başlayacak, iyi kullardan olunacak...
O'dan razı olmanın ölçüsü kişinin kendisindedir; kadere rıza göstermek, gayreti bırakmamak ancak zuhurata tabi olmak, şikayet etmemek…kişi Rabbinden razı ise Rabbi O'dan razıdır. Rabbim benden razı mı diye soracağına, ben O'ndan razımıyım yoksa şikâyetçimiyim diye sormalu insan…her imtihan edildikçe !
"Yeni bir kimlik" inşâsı için mükellefiyyetin yanına muhabbetin izhârını mü'min mutlaka "gündem"e almalı... gayret etmelidir.
Ahlâkı gösteren âmellerdir...ibadetler şekilden ibaret kalmamalıdır...ibadetin ruhunu içselleştirerek yaşamalıdır insan vesselâm...
Testi içindekini sızdırır…
Yaşantı ahlâk, ahlâk yaşantı olur…!
__________
Sekülarist: (İngilizcesi secularist)
”felsefik mânâsıyla dünyacılık yanlısı kimse” anlamına gelir.
Türk dil kurumu tarafından kelimeye "dünyacı" karşılığı önerilmiştir.