Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

6 Haziran 2018 Çarşamba

Son İstasyon...giden dönmez geri.../Halit Yıldırım


Bir yolcu bekler bu son istasyonda
Bekleşir ardında bir sürü seven
Ağıtlar yakılır
Dualar edilir
Hazîn hazîn mendiller sallanır
Bir tren kalkar
bu inilmeyen istasyondan

Bir ağıt
Bir çığlık
Bir hıçkırık sesiyle
Gider sonsuzluğa
Bomboş kalır
Ufka uzanan eller
Gider sonsuzluğa nazlı nazlı

Bir rüzgâr eser deli dolu
Yağmurlar yağdırır
En kuru pınarlardan
Döner bir kara bulut
Alıcı kuşlar gibi
Nelere gebe kim bilir
Âkıbet ne gösterir bilinmez
Gazap ve rahmet yan yana
Bir film şeridi canlanır
Canlanır hatıralar
Meğer neler de sığıyormuş
Kısacık bir ana

Kar düşer mor dağlara
Yaprak yaprak ağlar ağaçlar
Soğuktan ve ayazdan
Solar rengi yemyeşil kırların
Kurur çiçekler dallarında
Beli bükülür zamânın
Tutmaz olur ihtiyar dizleri
Son nefesini verirken güneş ufukta
Kararır gökyüzünün
O masmavi gözleri

Bir yolcu bekler bu son istasyonda
Bekleşir ardında bir sürü seven
Gözler yaşlı
Yürekler buruk
Sözler boğuk
Açılan şu kapıdan girdi mi içeri
Artık her şey biter faniliğe dair
Yeniden başlar çok şey
Hayat
Acı
Umut
Ve sair

Gidenler gider
Dönmez bir daha geri
Bir fasıl sonra
Gidenleri özleyenlerin ardından
Yeni yolcular bekler bu istasyonda
Belki de buluşurlar
Eskiler ve yeniler
Donmuş bir zamanda
Bambaşka bir mekânda
Çok uzaklarda öz yurdundan