Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Mart 2024 Pazar

Seyr ü mukadderât...


Yahyâ Kemâl'in ifadesiyle; "Dinleyen söyleyen kadar ârif" olmalı ki, eyyamda zuhur edenler, enfüsî ve afakî düzlemdeki tecellileri firâset ve bâsiret ile görsün ve zuhurata tabi olsun...

Gerçi seyr ü mukadderât ademe hiç bir şey ifâde etmeyebilir amma âdem/ârif olana ne çok şey söyler...

Ânı vahidte ne çok zuhuratı ayine-i mücellâda temâşâ eder ârifler, hem eyyama dair tecellilerin ne nihayeti ne de tekrarı olmadığını bilirler...demişlerdir ki:
  • "Hudâ kim her sıfatla bir tecellî eylemiş dehre, Serâpâ enfüs ü âfâkı rengârenk göstermiş" (Leskofçalı Gālib).
  • "Hallâk-ı âlemi kabul eden cemî-i ahkâm ve tecelliyâtıyle kabul eder, gerek rûy-ı lutf olsun ve gerek rûy-i kahr olsun" (İsmâil Hakkı Bursevî).
Eyyamın mânâ ve ehemmiyetine dair temaşa edilen zuhurat, gereği içün bir remiz olsa gerek ârif olana...

..


İşitelim Hoca Nasreddin'in lisânından eyyama dair bir iki kelâm...