Bir yandan "dava" idealizmi gargaraları yaparken, bu söylemleri ile nefsine hizmet zemini oluşturan adamların dediğine değil işine bakmayı nihayetinde zamanla öğrendik.
"Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkaracaktık. Bin zahmet ve acılar çekerek tırmandık. Zirvede sevincimiz sonsuzdu. Ama bir noksanımız olduğunu farkettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk.
Meğer biz davayı değil kendimizi dağın zirvesine çıkartmıştık."
★
Galip Erdem diyor ki;"Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkaracaktık. Bin zahmet ve acılar çekerek tırmandık. Zirvede sevincimiz sonsuzdu. Ama bir noksanımız olduğunu farkettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk.
Meğer biz davayı değil kendimizi dağın zirvesine çıkartmıştık."
★
İdealist adamlığın yolu önce "adam" olmaktan geçer, adam olmayanın bir tek davası olur, o da fırsat kollayarak, fırsatı yakaladığında herkesi ve her şeyi egosu içün kullanmak !
Davarın davası; organiğinden ot-saman, samanlık sevdası, çayır-mera, beş yıldızlı ahır ideallerini gerçekleştirmek !
Hani derler ya, ayının bildiği bütün türküler ahlat üzere, ideali armut amma bulamadığında ahlat !
★
İnsan, yaşamadığı şeyi idealize edip lafını etmeyecek, pazarlamasını yapmayacak...ya olduğu gibi görünecek, ya göründüğü gibi olacak !
İnandığı gibi yaşamayan ise yaşadığı gibi inanmıştır vesselâm...
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmazŞahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."