Ne derler gülü seven dikenine katlanır...
Niyetiniz gül yetiştirmekse, sabır, gayret ve çaba gerektirir...
Bahçıvan fidelerin suyunu, gübresini, budamasını ihmal etmez de gülşende gül yetiştirir. Ancak aynı toprakta yabani ot ve dikenlerin tohumlarının olduğu, onların da büyümeye başlayacağı bir gerçek...
O gülü verecek sürgün dalı önce dikenlerle bezenir, uçta tomurcuklanır, sonrasında gül açar ve gül kokusunu etrafına yayar...
Güzel ahlâklı insan da öyle değil mi ?
Bu sebeple "bahçıvan, bir gül için bin dikene su verir" (A. Arvasî) denilmiştir.
★
Eğitimci de bahçıvan gibidir, hatta idareci de...
Gaye gül yetiştirmek ise, gül yağı sürünmek ise eğer; dikensiz gül ağacı olmayacağını bilir kişi, neticede gülün açması sağlanır...
Gülistandaki yaban otları ve öteki dikenler ise, zamanı gelince tırpanlanır...
★
Mevlânâ buyurur:
“Gülün dostu dikendir. Gül, dikeni kendine âdeta dost edinip onunla hoş geçinmek sâyesinde, kemâl ve cemâl bulur". Yani dikenlere katlanarak, güzel bir sûret ve latîf bir râyiha kazanır.
"Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.“Gülün dostu dikendir. Gül, dikeni kendine âdeta dost edinip onunla hoş geçinmek sâyesinde, kemâl ve cemâl bulur". Yani dikenlere katlanarak, güzel bir sûret ve latîf bir râyiha kazanır.
“Bir tutam gül kokusu kalır tutan elde, zannetme ki gül dikenin himayesinde, dikenin itibarı gül sayesinde…"
★
Bir özlü sözde(Goethe):"Gülün dikeni var diye üzüleceğine, dikenin gülü var diye sevin" denmiş.
★
İnsanın da öyle !
İç âleminde gül de var dikenler de...hangi huyları öne çıkacak, hangisi tırpanlanacak...işte bu kişilik eğitimini gerektirir...şahsiyet eğitimi ile aynı türden ya dikenli "homo sapiens" ya da "i n s a n" ortaya gelecek !
Toplumlar da öyle değil mi ?