Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

4 Kasım 2021 Perşembe

Bir varmış Bir yokmuş...yüzleşme

Sıkıntılar, musibet, hastalıklar, ağrı ve acılarla başbaşa kalınca; insan ego kılıfını soyuyor, adeta yılanın deri değiştirmesi gibi 'ben'inden benliğinden soyunuyor.

Dert, sıkıntı ve benzeri olumsuzluklar sebebi ile pelte hâline gelmiş haşmetmeab ego için bu hâl, yardıma muhtaç, zavallı biri hâline gelivermek, asla kabullenemeyeceği bir hâl..

Bu hâldeki insan içün dünyadaki ve dünyalık her şey önemini yitiriverir.

Dün, yarınlar, mazi, ati, geçmiş, gelecek hepsi ama hepsi çöpe atılır...beklentiler, egoistik sevgiyle bağlı oldukları, makam ve mevki, maddiyatla ilgili olanlar, hesap kitaplar... hepsi de unutulur.

Bu ve benzeri dibe vurma durumlarında kişinin hayata bakışı ve algısında büyük değişimler yaşamasının önü açılır.

Önemli önemsiz, ehem mühim sıraları değişir.

Dün anlamı olanlar egonun dip yaptığı bugünde değersizleşir.

Bakara sûresi 216.âyet: "Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz."

Evet, şer bildiklerimizde hayır vardır...
★★★
Egonun dibe vuruşu ruhu özgür kılar...
Hayat koşturmacası içerisinde meğer ruhunuzu ne çok ihmâl ettiğinizi, balon gibi sönünce hiç hükmünde olacak şeyleri ne kadar gereksizce önemsediğinizi, boşa kürek çektiğinizi, dert ettiklerinizin aslında öyle dert edilecek şeyler olmadığını açılan bu yeni pencereden seyre dalarsınız.
Ve Yüzleşme...
Günlük telâşlarınız ve sorunlarınızdan soyutlayınca kendinizi; özünüzle, hakikâtinizle yüzleşirsiniz...

Bu hakikât penceresinden; dünyadaki koşuşmalar, hırslar, çekişmeler, arzu ve heveslerin çoğunun geçici birer oyalanma ve ne kadar da büyütülmüş mâ'nâsız şeyler olduğunu görürsünüz.

Gereksiz yere üzüldükleriniz, bezginlik ve bıkkınlıklarınız, yorgunluklarınız, kararsızlıklarınız...ve üstünden belli bir zaman geçince değmezmiş dedikleriniz...

Elde avuçta belki de sadece tortusu kalacak, hatıra bagajında gereksiz yer işgal eden şeylerden kurtulmak içün bu öze dönüşü bir fırsat olarak görüp, hakikâte, insani öze yönelmenin penceresinden bakmak içün bu durum bir karar verme zamanıdır belkide...

Fâni olanın, mazide kalanın ardından üzülmek ise boşuna...bugüne gelmeli, geçmişe demir atmamalı, ânı yaşamalı...çünkü dünya ve dünyadaki her şey geçici !
★★★
Masallara başlarken denir ya; bir varmış, bir yokmuş !
Evet, dün elde olan belki bugün yok, ya da olmayan bugün var !

Pir Sultan Abdal der:
"Sanma bu dünyâda bâkî kalırsın"

Ve Niyâzî-i Mısrî der:
"Hem dahi cümle fenâ buldukta aşk bâkî kalır"

Ve Fuzulî der:
"Biz bekâ mülkünün istiklâl ile sultanıyız,
Mâ'nâ ile bâkîyiz, surette gerçi fânîyiz"

Biz beka mülkünün istiklal ile sultanıyız,
Mana ile bakiyiz, surette gerçi faniyi
Biz beka mülkünün istiklal ile sultanıyız,
Mana ile bakiyiz, surette gerçi faniy
Fâni olanı terk ile Bâkî'ye karîb olunur inşâ'Allah...