Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Ocak 2019 Cumartesi

Ah aşk...!


Ah aşk…
Aşkı bilmiyorsan öğren de gel !
Ya da, sevmeye devam et kendini,
bencilce…

Övün, methetsinler seni...
Alkış tufanları kopsun...
Ayakların yerden kesilsin...
Biraz daha şişin…

Aşk;
karpuz kabuğu kemirmek,
iştah gezdirmek,
otlaklarda gezinmek,
sığır gibi semirmek,
metihlerle şişinmek,
dünyayı ele geçirmek,
şehvani arzulara erişmek,
hiç değildir...

Aşk;
kendini Cemâl aynasında seyirdir.
Aşk;
maşuka doğru seyrin adı…

Aşk;
kendi özüne vukufiyet,
gönlünün derûnunda,
zihninin ücrâsında,
özü idrâk san'atıdır...

Aşk;
Tene değil, ruha özlemdir.
Mukaddesi her yerde gözlemdir.

Sevgi zirvesine, vuslat kâbesine aşk ile çıkılır.

Aşk;
İkilikten geçmek...
Aşk;
Şekerin suda erimesi...
Aşk;
Tuzlu sudan tatlı suya,
varmaktır.

Aşk;
Öze yolculuktur...
Aşk;
Kendini arama yolculuğu,
sonlunun sonsuzu keşif yolculuğudur...

Aşk;
Akılla başlasa da,
aklı fersah fersah terkide bırakır...

Aşk;
Dünya karanlığından,
gönül aydınlığına ulaşma çabasıdır.

Aşk;
benden geçmek, aslını görmek çabasıdır.

Aşk;
Katreyi ummana taşıyan vasıta...
Çekirdeğin ağaca ulaşma çabası...
Buzun bulut olma özlemi...
Özüyle buluşma yolculuğudur.

Aşksız fiil kalıptır, ruhsuzdur, şeklidir.
Aşksız ibadet bile baştan savmacılıktır.

Aşk;
Sücuddur, iftardır, infaktır...

Nihâyeti ise:
"Yok"…