Genel geçer evrensel ahlâk ölçüleri var da...bana göre, bize göre, ötekileştirdiğimize göre mi adaleti tarif edeceğiz ?
Yoksa "İlâhi adalet" diye tabir edilen ölçüye göre mi hüküm verilecek !
Amiyâne tabirle, hayvanat içinde kendini kral ilân etmiş bir hayvanın koyduğu orman kanunları da bir ölçü tabi, ancak bu ölçü ormanda geçerli...orada ormanlar kralının egosunun emrettiği hukuk geçerli olacak tabiatıyla...
★★★
Hüküm sahipleri kime/neye göre adalet terazisinin başına geçecek ve tartım yapılacak, burası mühim...Hazreti Ömer'in adalet anlayışı mı, Neron'un mu, Kazıklı Voyvoda'nın mı, Haccac-ı Zalim'in mi, hangisi ?
★★★
Orman kanunlarını adalet bellemiş olanlar yaşamışlar işte öylesine sürü ahlâkının gereğini, bilip gördükleri ise hep nefslerin taleblerinin yerine getirilmesi olmuş, bunlar isteklerinde kendilerince haklıdırlar... Gün olur, cahil ve zalim, kibir ehli birileri de adalete muhtaç olur ve adalet istediğini dile getirir de, bilmez adaletin hakikâtinin ne olduğunu !
Sürü ahlâkı yaşamayan, ölçüsü ilâhi adalet olan insanların adalet anlayışı orman kanunlarından bittabiki farklı olacak...ve onlar adalet terazisi ile tartacaklar.
Demeliki insan bilir el-Adl nedir...gayrisi ne bilsin...
Bu ömrü azîzi boşa geçirmemeye gayret ettik çok şükür...ve; nüfuzlu ve muktedir olunca adalet ve eşitlikten ne anladıklarının işaret fişeklerini söylemleriyle anlatan, sonrasında eylemleriyle sergileyen, imkânları kullanarak doğmamış çocuğuna don biçen, nalıncı keseri gibi olan çoklarına şahid olduk...
Bu babda yeri geldi serdedelim, bir söz var, rahmetli bir lider çok kullanırdı: "Hadi ordan..."
★★★
Adalet; kişi neye müstehak ise, ona hak ettiğini vermektir. Ne bir fazla ne bir eksik.Taltifse taltif, tenzilse tenzil, ecr ise ecr, ceza ise ceza.
Müstehakını vermemek, gereğini uygulamamak ise zulümdür, zulüm.
Zalim ile mazlumu bir tutmak adalet değil zulümdür. Bu, eşitlikçi bir yaklaşım da olamaz.
Adalet gübre böceğini kelebekle karıştırmamaktır, biri gübrelikte olacak diğeri güllere konacak, tersini yapmak yahut eşitlemek birine yahut her ikisine de zulüm etmektir.
Adalet, kişiler arasındaki münasebetlerde haklıya hakkını tam ve zamanında ödemek, suçluya cezasını vermekde gevşeklik göstermemek, hakka riâyet ile işi ehline teslim etmek demektir.
Eşitliğe gelecek olursak, benzerler ve aynılar arasında zerre fark gözetmeden bakmaktır...bu ise yaşa başa, rütbeye makama, berikine ötekine bakmaz...meselâ; çalışan ile çalışmayan, iyi ile kötü, işe sarılan ile kaytaranı eşit mi tutacağız, asla ve kat'a !
Malumdurki, biri iki gören şaşılar, hakkı ayakta tutmayanlar, boynuna bukağı takılmış gibi gezen huzurdan kovulmuşlar, kadir kıymet bilmez nankörler, Allah'ın adaletinden bîhaberdirler.
Ha, burada zikretmek gerekirki, hatasını anlayanların ıslâh olabileceği ve pişmanlık duyacağı kanaati var ise, o zaman hüküm sahibinin afv yolunu tutması kemâlât açısından hakkın tavsiyesidir.
★★★
Ey kendin akıllı sanan
Hep hükmetmek için yanan
Muhtediyle yatıp kalkan
Açılır ha defterimiz
Cürmlerini âlem bilir
Yazan kalemler dillenir
Setr olunan faş olunca
Dilden dile hep söylenir
Cahilâne ta'n eyleyen
Bilmez, hak okur dilimiz
Sakın ha kem söz söyleme
Kadıya varır yolunuz
Konuşmayız câhil ile
İş tutmayız bâhil ile
Tükenmeyiz bühtân ile
Bilen bilir ahvalimiz
Bir münâdî ta'n eylermiş
Dönüp ardına bakmazmış
Müsavattan anladığı
Nâ-ehili kayırmakmış
Adl ismin sırrın biliriz
Hak'la işimiz eyleriz
Akl-ı maaştan geçmişiz
Nefslere hizmet etmeyiz
Adalet, ahlâk ve erdem ölçüsü arayanlara adalet ile ilgili bazı âyetler (*)...buyursunlar !
__________
(*)"Allah size emanet edilen şeyleri, ehil olanlara tevdi etmenizi ve her ne zaman insanlar arasında hüküm verecek olursanız, adaletle hükmetmenizi emreder..." (Nisa, 58).
"Ey Davut! Seni yeryüzünde hükümran kıldık. O halde insanlar arasında hakkaniyetle hükmet, hevaya uyma. Yoksa seni Allah'ın yolundan saptırırlar..." (Sad, 26).
"Siz ey imana ermiş olanlar! İnsaf ile hakikate şahitlik yaparak Allah'a bağlılığınızda sıkı durun. Ve herhangi bir kimseye karşı nefretiniz sizi adaletten sapma günahına itmesin. Adil olun..." (Maide, 8).
"Yarattıklarımız arasında (başkalarına) doğru yolu gösteren ve onun ışığında adaletle davranan insanlar vardır" (A'raf, 181).