Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Haziran 2019 Pazartesi

Âlem, Âlim'in ilmiyle kuşatılmıştır...

Âlem ilim ile var oldu, ilim el Âlim'in tezgâhı..
"Âlim"in kürsüsü bütün her şeyi, gökleri ve yeri kuşatmış (1). Ve "O" ilmiyle bütün kâinata hükmetmektedir.

İlim; külli mecradan, cüz'i mahfile "kudsî ruh" ile nüzul olduğu çağın icâpları ve insanlığın beşeriyyet durumuna göre damla damla pîr nûr şuâları hâlinde irsâl olundu...

Harfsizlik âleminden hurufata bürünerek gelen ilim, kelâm oldu dile geldi...ve "kalem ile insana bilmediği(2) öğretildi"...

Bu ilim ki insanın hikmeti mühimsemesi ve onu anlama yolculuğuna çıkmasını teşvik ve temin gayesine, kendinin ve âlemin hakikatine arif olmaya matuftur.

Bütün mükevvenat, yâ'ni varoluş ve varolmuşların varlığı ilme bağlıdır, şeyler/eşyalar  ilmi özünde, yapısında bulundurur.

Örtüye bürünmüşlüğü terk edebilenlere fehâmet ikrâm (3) olundu, ve öyle olmalı ki, vehametten halas olunabilsin..

Örtüye bürünmüşler ise bunu görmekten, gördüğünü "Oku"maktan mahrum kaldı...

Yetmedi, mahrumiyete mahkûmlar üstüne üstlük, esfel âlemin sefilleri, katreyi az buçuk bilince, umman ile rakib oldukları zannına düçar oldu...
Bilmedilerki ilimsiz marifet gösterisi, kovulmuşların değirmenine su taşıyanların işi...

Hevesât sahrasında yol alan kafileler hâlinde rüzgârla sürekli yer değiştiren kum tepeleri arasında fâsid daire cihetsizliğine savruldular...

İşte onlar mazi ile atî arasında sarkaç misâli gel-git yapanlar ki, onları yaşayandan sayma...onlar geçmiş zaman hatıratı, gelecek zaman hayali ile "an"dan bîhaber...ya mazi mezarlığında ölü, ya ati hayalatında seyyahtırlar...

Akl-ı selim olan, tefekkür ehli bilir ki,
küreksiz sandal, dümensiz ve yelkensiz gemi, üstüne üstüne gelen dalgalarla başa çıkamaz...

Hele bir de pusulası bozuk geminin kutup yıldızı câhili kaptanı gibi ise (akıl) hangi rotayı nasıl izleyecek...

Kalem ile öğretenden habersizler değil, Vâhdanî olan insandır ki, o kalemi ve kelâmı ile vakte düşürdüğü kendi izdüşümünün arifidir...

Kişi kendi kazandığına karşılık bir rehin (4) olduğunu nasıl da unutuyor....
__________
(1)Bakara sûresi, 255(Ayet-el Kürsi): Allah, kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur.  O'nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir?  O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O'nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.
(2) Alak sûresi, 4-5: O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.
(3) Müddesir sûresi, 1-7: Ey (örtüsüne) bürünen! (Resûl)! Kalk, (insanları) uyar. Rabbini tekbir et (büyükle).
Elbiseni (kendini, kişiliğini ve seni çevreleyeni her türlü kirden) arındır.
Azaba götürecek şeyleri terk(e devam) et. İyiliği, (karşılığında) daha çoğunu umarak yapma! Rabbin için (her şeye) katlan.
(4)Müddesir sûresi, 38:Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.