Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Ocak 2022 Perşembe

At Pazarlığı, Kayıkçı Kavgası, İp Cambazı...


AT PAZARLIĞI

At almak için at pazarına gidenin cebinde bol parası vardır, at pazarında bir atı gözüne kestirip çekişmeli pazarlıklar yaparken, pazarlık uzar da uzar, pazarlık yapanların çevresine gşderek daha çok kalabalık birikir, “para önemli değil, ata bak sen…” muhabbetleri edilir…

At pazarlığında araya bir ara bulucu (!) At Cambazı da girer tabi... Pazarlık uzar da uzar, kalabalık giderek artar...İknâ kabiliyeti yüksek, sempatik ve taklacı, çenesi kuvvetli kıvrak zekâlı at cambazı hem piyasayı kızıştırır, hem alıcı ve satıcıya dönük tavsiyelerde bulunur..."bu at kaçmaz, ederinden ucuz" der birine, ötekine "bu adam gerçek müşteri, bu fiyat iyi..." gibi sözler ile yeteneklerini ortaya koyar....
Sonunda uzun uzadıya pazarlık biter, alım satım gerçekleşecekken, tam da ederinin çok üstünde fiyata at satılmışken alıcı elini cebine atar...cüzdan yok !
Hırsızı, tırnakçısı, tantanacısı marifeti ile alıcı cebindeki paradan da olur, attan da olur...el ve avuçta olanı kaybederek at pazarında soyulmuş soğana  dönmüş olarak pazardan ayrılır…



KAYIKÇI KAVGASI

Eski İstanbul’da boğazın iki yakası arasında kayıkçılar yolcu taşır…müşteri beklerken kendi aralarında kayıkçılar sıkça kavgaya tutuşur göstermelik/sahte kavga ederlermiş.

Bu kavgalar esnasında bağırış çağırışlar içerisinde kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulurmuş. Kavgayı seyir için gelen kalabalıktaki bazı insanlar kafalarına kürek darbesi alırmış. Bu kavgalarda kavgaya tutuşanlar ise hiç darbe almazlarmış !

Aynı kavgalar bazen su üzerinde kayıktan kayığa da yapılır, kürek itiş-kakışı sırasında kayık sağa sola sallanır, ancak kazanan ya da kaybeden taraf olmazmış.

Kavga izlemeyi sevenlerin o kalabalıkta kafalarına yediği dayaklar yanlarına kâr kalır, cüzdan ve paralarını hırsızlara kaptırdıklarını ise sonradan fark ederlermiş ...

Sonraları bu göstermelik kavgaları tantanacılar karada da yaparak halkı oyalarken soymaya devam eder olmuşlar...

      Fotoğraf: Sinan Genim arşivinden(*)

CAMBAZA BAK

Bir zamanlar halka açık meydanlarda yerden yüksek bir konuma ip gerilir, cambaz elinde denge çubuğu ile ipin asılı olduğu bir uçtan diğerine yürür...öyleki bazen izleyicilerin yüreğini ağzına getirecek akrobatik hareketler yapar. 

Hatta cambazların bazen hırsızlarla iş birliği yaptığı da olurmuş. 

İzleyicinin pür dikkat ip cambazını izlemesi sırasında bir nevi hipnoz olmuş hâlleri yankesici, tırnakçı hırsızlar için elverişli bir ortam oluşturur, hırsızlar seyircilerin ceplerini rahatça boşaltırlarmış. 

Cambaz ipten inip illüzyon bittiğinde seyirciler hırsızlara yem olduklarının farkına o vakit varırlarmış...


Bugün toplumlarda at pazarlığı yapanları, kayıkçı kavgalarını, ip cambazlarını büyük kalabalıklar izlerken kıymetli vakitler heba olmakta, seyirciler el ve avuçtakinden, cüzdanlarından olmakta, kalabalıklar taraf tutmaya itilmekte, zihinler bulandırılmaktadır, değil mi ?
★★★
Göstermelik kavga ve pazarlık tarafları bir yandan reklam yapma, seyirciyi artırma, taraftar bulma peşindedirler, öte taraftan da seyre gelenlerin cüzdanları, vicdanları tırnaklanıp tırtıklanmakta, akılları kiralanmakta...

Ey azîzan;
Biz biz olalım, kayıkçı kavgasını seyre dalmayalım, at pazarlığı yapmaya kalkmayalım ve cambaza baka kalmayalım...vicdanımızı cambazın kontrolüne bırakmayalım, aklımızı kiraya vermeyelim... 
__________
(*)https://www.osmanliistanbulu.org