Nefes ve Kelâm blog yazılarını sesli dinlemek için (podcast) yayın...
e-Dergi: Fikir, Kültür, Edebiyat ve San'at, Popüler Bilim muhtevalı yazılar - Editör: Prof.Dr. Suat Kıyak - Redaktör: Nursultan Ahıskalı - İletişim: nefes.kelam@gmail.com
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
31 Aralık 2022 Cumartesi
30 Aralık 2022 Cuma
29 Aralık 2022 Perşembe
Haddini bilmek ve budala...
Budala adamlar, aklı ersin ermesin her şeye karışır, kibirlenir, avazesini salıverir, üst perdeden konuşur, türlü potlar kırar, haddini bilmez ve şaşkın olur, tâ ki, kahharın kahrına denk gele...
Bilmezki en çirkin sesin anıran merkep sesi gibi avazesini salmak olduğunu...
Kibrin şeytanî olduğunu ve huzur-u Mevlâ'dan kovulmaya sebep olduğunu...
Güzel ahlâkın önemli şartlarından birinin haddini bilmek ve edeb olduğunu...
Edebin aklın güzelliğinden kaynaklandığını...
Nefesini nefsinin (egosunun) tiranlaşması adına kullanmanın aşağılara kapı araladığını...
Haddini aşmanın aklın nâkıslığına ve edebsizliğin tesciline delil olduğunu...
Bir "Osmanlı Tokadı" ile kendine geldiğinde(!) vaktin geçmiş olacağını ve telafi etmenin imkânsız olacağını...
Onun çün vakit var iken, lütuf ile muamele edilirken, şeytanın adımlarını terketmek, öncelikle kendine insaf etmek gerektiğini fark etmek, budalalığı bırakıp akl-ı selim'i tahtına oturtmak yaraşır er kişiye, "insana", değilse yeryüzünde milyonlarca mahlûk var, ipini kopartmış avazesini salmış gezmekte olan...
Ve...hepsi de bir gün azîz ömrü tüketip toprağa karışacaklar!
İrfân gerek insana, ancak mahlûk buna müdrik değil !
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz"
(İnsaf ile, âdilâne bakan göz gibi terazi olmaz ve kişinin kendi kusurunu bilmesi irfanın ta kendisidir)
Vesselâm...
27 Aralık 2022 Salı
24 Aralık 2022 Cumartesi
23 Aralık 2022 Cuma
21 Aralık 2022 Çarşamba
20 Aralık 2022 Salı
19 Aralık 2022 Pazartesi
18 Aralık 2022 Pazar
17 Aralık 2022 Cumartesi
16 Aralık 2022 Cuma
13 Aralık 2022 Salı
Kılı kırk yarmak...
"Ulum-ı akl ile âmil olanlarMi'rac-ı kemâle vasıl olanlarBir kılı kırk yarmış kâmil olanlarYine demişler ki kemâl nicedir"
Olacak olan olur, varacak olan varır, gelecek olan gelir...
Yapsan hesap kitap, koşsan kan ter içinde, patlatsan kafanı...★
Er kalkan yol alır, mütevekkil ön alır, hesabî yolda kalır...
Akl üzeri akıl var, el üstünde el var, aksaçlı ya da kel var...★
Kelâm ile kemâl olmaz, akl ile kıl yarılmaz, edeb yoksa varılmaz...
Diz kır da tedris eyle, bukağıları terk eyle, aklı gönlüne rapt eyle...★
Nakısı nakış eyle, gevşek olanı berk eyle, fani olanı terk eyle...
Tac u tahtın sahibi var, bu mülkün maliki var, ağyar da var yar da var...★
Niyâzsız olma sakın, dua et yaklaş yakın, yalvar da yalvar...
Bu âlemde yal da var, yalvaran da var, şımaran da var...★
Nakıs da, esfel de, vasat da var, kemâl sahibi kâmil olan da var...
10 Aralık 2022 Cumartesi
Güç, hak, müstehâk ve adâlet...
"Güç, adâlettir; adâlet ise herkese lâyık olduğunu vermektir"
6 Aralık 2022 Salı
Koş git getir fizandan...
5 Aralık 2022 Pazartesi
Şâirlerden Seçme Beyitler...
4 Aralık 2022 Pazar
2 Aralık 2022 Cuma
Harfsiz heceler...
1 Aralık 2022 Perşembe
29 Kasım 2022 Salı
Kişiyi refiki mayalar...
27 Kasım 2022 Pazar
Dip notlar: Kim mesul, kim mazur...
İnsan olmak yolunda doğduğundan beri çabalayan, insanın insanlığına gedik açmakta olan kara delikleri, (egoizmini ve şeytanını) gördükçe onarmaya çalışan, "kendini bilme ve öğrenme yolculuğunda" gayretini son nefesine kadar sürdürmeyi birinci sıraya koymuş, insan doğmanın ve insaniliğinin önemini keşfetmiş, öğrendikleri pozitif ve insana yararlı şeyleri evvelâ yaşantısına uygulayan ve kendi iç âlemindeki eğitimini sürdüren anne/baba ve öğretmenlerin; "bilen mesuldur, bilmeyen mazur" hükmünce öğretmekden yorulmayan, şahıslar olması gerektir...
Bu öğrenme/öğretme sürecinde, sağlam karakterli, millî ve manevi değerleri özde yaşayan ve yaşatan, aydın/münevver gelecek nesillerini yetiştirme gayreti ile azîz milletimizin, şiir gibi akışı olan lisanı, gelenekleri, sosyal yaşantısı, san'atı için gerekli muhitin yaşatılması ve sürdürülmesi; değerlerin ve unutulmaması gerekenlerin, yeni nesillere aktarılarak istikbâlin şekillenmesi asıl gayedir....
Kurdukları tezgâhlar ve çarkları ile küreselci işgalcilerin; tarihi boyunca medeniyyetler inşâ etmiş uygar milletimizin istikbâli olan yeni nesilleri; köksüz, egoist, yoz kültür ile enfekte etmeye ve öğütmeye çalışmaları hız kesmeden devam ediyor...
Gökler tarafından övgüye mazhar abide şahsiyetler yetiştirmiş, yüzyıllar boyu görkemli ve yüksek medeniyetler inşâ etmiş, insanlık niteliğini yüceltmeyi ve insana hizmeti şiar edinmiş, cesur, kahraman, çalışkan, Hakk'dan gayrıya eğilmeyen, zulme karşı dimdik ve mazlûmun yanında duran, özü sözü duruş ve davranışı ile "numune insan"larla, milletler tarihinde hak ettiğimiz yerdeyiz.
Ancak fırsat buldukça üzerimize saldıranlar, biz yaptıkça yıkmaya yakmaya çalışanlar; zihinlerimizi gönüllerimizi işgal etmeye ve esaret altına almaya çalışanlar, bugün olduğu gibi binlerce yıldır hep vardı.
İçimize sinsice sızıp bizi, milli şuurumuzu, kimlik ve kültürümüzü içten içe kemirmeye, kendimize yabancılaştırmaya çalışanlar, muktedir olmak ve bizi yönetmek istek ve plânlarından hiç vazgeçmediler...
Milli ve manevi kültür ve medeniyyetimiz binlerce yıllık bir tarihten bugünlere akmış olup, istikbâlde de gelecek nesillerce yaşatılacaktır.
Atalarımızın attığı temeller üzerine, onlar muasırı koyacaklardır.
Azîz milletin kültür mirasının yaşaması/yaşatılması içün gayret edenlere müteşekkiriz...
23 Kasım 2022 Çarşamba
Öğretmeni yılda bir gün mü hatırlayacağız ?
Öğretmen veya bir diğer deyişle muallim, mürebbi; öğretici olması yanında eğitici, terbiye edici bir kişi(lik)dir, ya da öyle olmalıdır...
21 Kasım 2022 Pazartesi
17 Kasım 2022 Perşembe
Muhabbet-i hakîki demlenir...
16 Kasım 2022 Çarşamba
Sözün özü...
12 Kasım 2022 Cumartesi
İkbal, mühür ve saltanat...
Dest-i kahr ile salarsan teber-i şer’i eğerKesile bâğ-ı cihandan şecer-i fısk u fücûr (Mesîhî)
11 Kasım 2022 Cuma
Gördüğünüz görmediğinizin ipucudur...
"Gördüğünüz görmediğinizin ipucudur"
Sîretin nâ-pak ise hayr umma çık germâbeden
Evvelâ tathîr-i kalb et sonra tathîr-i beden
(Recâîzâde Mahmut Ekrem).
10 Kasım 2022 Perşembe
Yolumuz mu ? Dosta gider...
9 Kasım 2022 Çarşamba
Aşka dair sorular...
8 Kasım 2022 Salı
Müdâhene...
Âliman:Alimler
İrtikâb: Bir makamı âlet ederek, hakkı olmayanı (para veya malı) hile ile almak.
Kevn ü fesâd: Var olup sonra bozulmak.
7 Kasım 2022 Pazartesi
Âdem-i Mânâ...Celb-i Kahhar
3 Kasım 2022 Perşembe
Meydan lâfazanlığı mı dediniz ?
2 Kasım 2022 Çarşamba
Ne çok söz söylendi anlayana...
Ne çok söz söylendi, ne çok kelâm sarf edildi canlar !
Duymak isteyen duydu, istemeyen "aman sende" dedi !
Dünyaya kazık çakan akıllıların (!) akibeti bile o hamakât ehline ders vermedi !
Gevheri sandıktaki kuyum zannedip de biriktirdi dünyacı !
"Dil"i lezzet tomurcukları, lokma yutucu ve lakırdı edici bir vasıta bildi gafil, dil ki gönül idi, ey hakikâtten bîhaber !
Dünyalıkla övündü, kibirlendi, sevindi, oynadı, oyalandı, biriktirdi, süslendi, eğlendi; şımardı, azdı, azgınlaştı, kazık attı, takla attı, kırdı, döktü, saçıp savurdu, çaldı, arakladı...
Alınca kazandığının verince kaybettiğinin hesabında yanıldığını bile fark edemedi.
Sınanırken sınadığını zannetti...
Gördüğünü gördüğünden ibaret zannetti de hakikâti ıskaladı.
O çok sevdiği, doyamadığı dünyanın bir gün kendini üteceğini, soyup soğana çevireceğini ve yutacağını anlamadı !"Bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûşTazyî-i nefes eyleme tebdil-i makâm et"
1 Kasım 2022 Salı
Behlül Dânâ'dan kıssalar...
Kıssadan hisse odur ki, ciltler dolusu bilgilerden elde edilecek bilgiyi bir hülasa-i kelâm ile serd ede...
-Ey Hârûn Reşîd ! Yerin içinde, yerin üzerinde ve göklerde en çok olan nedir?
Hârûn Reşîd;
-Yerin içinde ölüler, yerin üzerinde hayvanlar ve bitkiler, gökte ise melekler, der...
Behlûl Dânâ;
-Hayır cevabı bu değil
Hârûn Reşîd;
-Peki nedir?
Behlûl Dânâ;
-Ey Hârûn, yerin içinde çok olan ölülerin pişmanlıkları, yerin üzerinde insanların hırsları ve tamahları, gökte ise âdil hükümdarların sevapları en çok olanlardır...
-Ey Behlûl! Şu paha biçilmez hırkayı sana hediye ediyorum, der.
Behlûl Dânâ;
-Babamın bana nasîhati ve vasiyeti var, bana dediki: Oğlum, toprağın üstünde yat da sakın döşek kazanmak için kimsenin önünde eğilip bükülme, el etek öpme, pamuk hırka ile de yetin...o yüzden alamam !
-Behlûl ne yapıyorsun burda?
-Bana eziyet etmeyen, benim gıybetimi yapmayan burdaki insanlarla oturdum da sohbet ediyorum. Çünkü burdakiler yeryüzündeki dirilerden, dolaşanlardan daha iyiler...
Behlûl sesini çıkarmadan dinler ve oradan ayrılır, başka bir fırına uğrar, yine birkaç ekmek alır tartar. Bu fırındaki bütün ekmeklerin gramajından fazla olduğunu, eksik gramajlı bir ekmek bile olmadığını görür.
Bu fırıncıya da ötekine sorduğu soruları sorar, aldığı cevaplar üzerine bu defa şükreden, huzuru yerinde, hanesi şen, kazancı bereketli bir insan vardır karşısında...
Behlûl için bu denetim sonuçlanmıştır, rapor etmek üzere Hârûn Reşid'in huzuruna çıkar.
Behlûl;
-Çarşı pazarın bir denetçisi varmış! Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, herkese hesabını ödetmiş, ceza ve mükâfatlarını da vermiş, bana ihtiyaç kalmamış...
-Filanca akraban öldü, büyük bir miras kaldı sana, derler...
Behlûl Dânâ mezarlığa doğru dönerek mezarlığa doğru bağırır:
- Ben alırım
-Kaça alırsın?
-İki kuruşa alırım
-İki kuruşa sana sattım
Miras haberini getirenler :
-Ne yaptın Behlûl ! Binlerce liralık mülk iki kuruşa satılır mı ?
- Yarın kıyâmetde mal hesâbı kızgın bir sacın üzerinde verilecek. O kadar lirayı tek tek şuna şu kadar verdim, buna bu kadar verdim diye sayana kadar, iki kuruşa sattım derim, kurtulurum! Üstelik alan da akıllı değil, görmüyor musunuz !
31 Ekim 2022 Pazartesi
Seyyâh ve seyrân...
29 Ekim 2022 Cumartesi
Mübârek vatanın gözü pek neferleri....
28 Ekim 2022 Cuma
Ferahnâk...
27 Ekim 2022 Perşembe
Kader değirmeni öğütür...!
Yahyâ Kemâl der:"Hiç durmadan hayat öğütür devreden bu çarkÖlmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark."
Ve Necip F. Kısakürek der:"Zamânın çarkları"Ben"i öğütüyor"
22 Ekim 2022 Cumartesi
Ben, biz, işbirliği, şikâyet, tefekkür ve ahmaklık üzerine...
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak'kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Vesselâm.
21 Ekim 2022 Cuma
Kalp, dem-i fâsid ve rahat-ı vücûd...
Gel ey can !
Geç benden senden, bul özde bizi
20 Ekim 2022 Perşembe
Hamâkat ve hayırhâh zümresi
Bu asırda da cehl-i mürekkeb ehline medenîyet aşılamak isteyen hayırhâhlar vardır elbette, ancak kurumaya yüz tutmuş ağaç gibi ise ademler, işte onlar fazla eğmeye gelmiyor !
-Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok!
Hz. İsa o kadar hızlı koşuyordu ki, acelesinden adamın suâline cevap veremedi. Onun bu şekilde kaçışını merak eden adam, sonunda ona yetişti ve tekrar sordu:
-Ey Rûhullah! Kimden kaçıyorsun?
Hz. İsa;
-Ahmaktan kaçıyorum ahmaktan!.. Git bana mâni olma ki, kendimi kurtarayım!, diye karşılık verdi.
Adam;
-Sen nefesi ile körlerin ve sağırların şifâ bulduğu Mesîh değil misin? diye ona mûcizelerini hatırlattı ve bu kaçışın hikmetini sordu.
Hz.İsa;
–Evet ben İsm-i Âzam’ı sağır ve köre okudum; onlar iyileştiler. Ölüye okudum, dirildi. Fakat o duâyı bir ahmağın kalbine şefkat ve merhametle binlerce defa okuduğum hâlde fayda vermedi. O ahmak, katı bir taş kesildi; lâkin ahmaklığından vazgeçmedi. Çorak bir kum oldu da, ondan bir ot bile bitmedi! dedi.
Bu sözleri duyan adamın hayreti daha da arttı ve merakla Hazret-i İsa’ya yine sordu:
-İsm-i Âzam bu kadar şeye tesir edip şifâ verdiği hâlde niçin ahmaklığa tesir edememiştir? Hâlbuki diğerleri de bir hastalıktır; onlara devâ olup da buna olamayışının sebeb-i hikmeti ne olabilir?
Hz. İsa:
-Ahmaklık, kahr-ı ilâhî olan bir hastalıktır. Diğerleri ise körlük gibi kahr-ı ilâhîye uğramayan ibtilâlardır. İbtilâ da bir hastalıktır; ancak sadece mübtelâsına acınır. Ahmaklığa gelince o da bir hastalıktır, lâkin ekseriyâ başkasını yaralar ve zarar verir, dedi...
19 Ekim 2022 Çarşamba
Mülk sahibi...
El Melik (c.c.) |
İster isen mülk-i hüsn âbâd ola dâd(*) eyle kimPâdişehler dâd ile mülkünü âbâd eyledi
(Dehhânî).
Bana derler ki bütün Osman eli mülkün senin
Mülk-i dünyâ kimseye kalmaz sonu berbâd olurEy Muhibbî şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz
(Kānûnî Sultan Süleyman)
Bu dünyaya kanmayalım. Fanidir aldanmayalım. Bir iken ayrılmayalım. Gel dosta gidelim gönül.
Kim umar senden vefayı, Yalan dünya değil misin?
(Yunus Emre)
Unutma ey gönül, burası dünya; sefası da fani, cefası da. Öyleyse nankör olmaktan kork gönlüm. Geçici elemlere ve imtihanlara sabret!
(Mevlana)
Bir mülke mâlik eylemiş ol pâdişah
Üç beş sene seyretmek için mülk-i fenâyıİnsan çekiyor inleyerek bâr-ı kazâyı(Ali E. Bolayır)
Istırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer.
Bu fenâ mülküne ibretle nazar kıl, ey cân!
Gafleti eyle hebâ, hâli değildir meydan,
Hani Sultan Süleyman, hani İskender Han?
Sâdhezâr ömrü sürûr ile geçirsen bir an
Ne güle, bülbüle bâki, â gözüm bâğ-ı cihân
Kime yâr oldu, muradınca felek-i devr-i zaman.
Tama' ve hırsa uyup nefs ile makhûr olma,
Rahatın zâil olur, nâm-ı meşhur olma.
Sohbet-i ârif-i billaha eriş, dûr olma,
Saltanat-ı mesned-i dünya ile mağrur olma,
Zevk-i dünyaya firîb olmadılar ehl-i kemâl
Bildiler hâsılı hep zıllu huve'l lu'bu hayâl,
Zevke teşbihi cihanın hele rüyâya misâl;
Dâmen-i aşkı tutup buldu kamu kurb u visâl(Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi)
Gel mülk sahibini an da, rükuya eğilFenâ mülkü kimselere asla bâkî değilFelek ömür fırsatını bir kez vermiş ademeMahkeme kadılara hiç bir zaman mülk değil