Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Eylül 2022 Perşembe

Mühim biri ya da hiç...

 

Hikâye bu ya ! 
Bilgeye  bir zât sormuş: 
“Kimsin ?”. 
“Mühim biri değilim, hiçim,” demiş. 
Bu sefer bilge sormuş 
“Peki sen kimsin?”. 
Kibirlenip, göğsünü gererek 
“Kaymakamım” demiş. 
Bilge:
"Sonra ne olacaksın?” diye sorunca    “Vali olacağım” demiş. 
Peki ya sonra: 
“Bakan...”, 
daha sonra: 
“Başbakan”. 
Bilge:
“Peki, ondan sonra ne olacaksın?” deyince, adamcağız yükselebileceği bir makam kalmadığından omuzunu silkmiş ve:
“Hiç” demiş. 
Bunun üzerine Bilge:
“Bre ademoğlu, niye kibirleniyorsun ki, senin yıllar sonra geleceğin mevkideyim işte, “Hiçlik makamındayım” demiş. 
Profesör ünvanını yeni alan hocayı tebriğe giden kıdemli ve yaşlıca bir profesör:
"Tebrik ederiz yeni ünvanını, hayırlı olsun, bundan sonra iki aşama kaldı..."  deyince hedeflediği en son ve üst titri almanın rehavetine teslim olmuş olan taze Prof merak ve hayretle:
"Ordinaryüs Prof'luk artık yok ağabeyim, kıymetli hocam" deyince:
"Allah ömür versin, bir sonraki ünvanın, yaftan; sana emekli Profesör diyecekler, sonrakinde de rahmetli Profesör derler..."
İmkân ve ihsan ham ervahın maskelerini düşürür, testiden sızanı görünür kılar der irfân ehli...
Dünyâlıklara kul olanların yekûnunden imkân ve ihsan darası  düşüldüğünde tartıda sadece bir avuç değersiz tükenmişlik kalır, görene...
İmkân ve ihsan ile lezzet ve izzet bulduğunu zannedenler, ego anaforuna kapılarak zillet yükü altında paspas olduklarını farkederler mi acaba ?.
Derler ki, mekânın ve makamın şerefi onda mukîm olana bağlıdır,  mekânı şereflendirip azîz eden de, yahut tersine zelil kılan da kişidir...ki vücûd mekânı da öyle !
İnsanların gerçek (iç) yüzlerini görmenin en kestirme yollarından birisi haketmediği dünyalık bir imkân ve ihsan görünce sergiledikleri davranışlardır. Eğer bir insan bir imkân ve ihsana kul olabiliyorsa aldanmıştır, akıl tutulması ve vicdanın körelmesi ile seyreden bu durum ise insan içün en büyük kayıptır.
İnsan bir diğer insanın imkân ve ihsanına kul olmaz, olmamalı...
Meselâ kediler içün nankör derler, ancak irfânımıza göre kedi rızık veren insan elini görmez aksine Rezzakı/rızık sahibini görür, rızkını Allah'tan bilir, ancak onu öyle görenler eyvallahsız gibi davrandığını zannederler...
Mühim makamları mühim insanlar doldurmalı ki makamın izzeti zarar görmesin, muhtaçların haceti giderilsin, karşılıksız hizmet üresin...
Eğer kişi “Benlik makamı”ndan ses veriyorsa; insanlık mertebesinin/derekesinin en altındayım demek istiyordur...

Halbuki varlık vehmi şirktir, buna karşılık, fani olmaklığının idrakiyle “hiçlik makamı”nı hâl edinen kul makbuldur. 
Kişi gelip geçtiği dünyada fani olduğunu unutmaksızın ve idrakinde olarak hayat sürüyorsa "insan"lığını korumuş, hoşnut olunanlardan olmuş demektir...

Vesselâm...