Bir âlim ile saatler boyunca onun size ayırabileceği müsait vaktini bulup sohbet etme, ilminden ve irfânından istifâde etme fırsatı bulamayabilirsiniz, ancak onun birikiminin meyvesi olan eser(ler)i ile saatlerce, başbaşa kaldığınızda o âlim ile sohbet etmiş olursunuz aslında.
Âlim bir meyveli ağaç, eser(ler)i ise gölgeliği olsa gerek...Ağacın meyvesinde çekirdeği, çekirdeğinde ise ağacın kendisi (gizli de olsa) mevcuttur hem... O çekirdek münbit bir toprağa düşerse çimlenir, sürgün verir, yeni meyve ve çekirdekleri de oluverir; ins, kurt, kuş istifâde eder...
Âlimin eserleri aynı zamanda birer ilim çeşmesidir. Kimki ilme ve hikmete susamıştır, o çeşme başına gider, dimağ kabını doldurur, hem kendi kana kana içer, hem susamışlara ikrâm eder.
Âlimler tefekkür denizinin inci toplayıcısı dalgıçlardır...bu dalgıçlar o deryadan hikmet incileri çıkaran hükemâlardır..
Tefekkür ve muhayyile dünyamızı besleyen eserleri gönül âleminden devşirip kelâma dökerek ikrâm eden âlimler, cehâlet karanlığını kovacak aydınlık fikirleriyle insanlığa kutup yıldızı gibi dosdoğru rehberlik ederler.
Allah Teâlâ: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” , "Allah’ı hakkıyla ancak âlim kulları bilir" buyruğu ile ilmin dolayısıyla âlimin önemine işâret eder.
İnsanı "kibirden tevazua, riyadan ihlasa, şüpheden yakine, dünya düşkünlüğünden zühde ve düşmanlıktan hayırseverliğe doğru davet eden”ler (Hadis) ilim ehlidirler.
Hz. Ali buyururlar:
“İlim maldan daha kıymetlidir. Çünkü ilim peygamberlerin mirasıdır, mal ise Karun, Şeddad ve Firavunların mirasıdır. Malı sen korursun, halbuki ilim seni korur. Mal sahibinin düşmanı olur. İlim sahibinin ise dostu çok olur. Mal harcandıkça noksanlaşır, ilim ise sarfedildikçe artar. Mal sahibi kıyamet gününde hesaba çekilir, ilim sahibi ise kıyamet gününde insanlara şefaat eder. Mal kalbi katılaştırır, ilim ise kalbi nurlandırır.”
Muaz b.Cebel derki:
"İlim öğreniniz, çünkü Allah için ilim öğrenmek haşyettir, onu müzakere etmek teşbihtir, ilmî araştırma yapmak cihattır, bilmeyene öğretmek sadakadır, ilmi ehline vermek Allah’a yakınlıktır. İlim yalnızlıkta dost, kimsenin olmadığı yerde arkadaş ve cennete götüren yolda işarettir."
Bu bakış açısı ile ilim öğrenmek, okumak, yahut ilim ehlinin demlediği fikirlerden istifâde ile fikir bahçesine yeni fidanlar dikmek elzemdir.
Dolayısı ile âlimlerin ilm ü irfân çeşmelerinden istifâde etmelidir, münevver olmayı dileyen her insan.
Hz. Muhammed (s.a.v.), ilmi/hikmeti, mü'minlerin yitik mal gibi araması gerektiğini, ilim öğrenmenin her müslüman için farz olduğunu, ilim yolcusunun cennet yolunda olduğunu buyurmuşlardır.
Hasıl-ı kelâm;
Dünyanın meyveli ağacı, âlimdir; ve o ağacın gölgeliği eserleridir... meyveleri, ilm ü irfândır...
Rabbimizin "Oku !" emrini enfüs ve âfâkda, her dem ihyâ edebilmek niyâzı ile...