Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Kasım 2020 Çarşamba

At yedi günde, it yediği günde unuturmuş...!

Atlar; asil, cesur, zeki, duygusal, sezgileri güçlü, sahibine çok bağlı, hatta tek biniciye alışık hayvanlardır. Binicileri ile bütünleşir ve ufak imalarını bile algılayabilirler. İnsan ile kadim dostturlar. At yiğitliğin, mertliğin, cesaretin sembolüdür.
At imparatorlukların yayılması ve hükmünü sürdürmesinde tarih boyunca çok önemli roller oynamış bir mahlûktur. 
☆☆☆
Atların sosyal zekâya ve duygusal hafızaya sahip olduğu ile ilgili bazı araştırmalar da yapılmış...
İngiltere'de bir üniversitede yapılan araştırma (1) sonucunda, atların insan yüzündeki mutluluk ve mutsuzluk ifadelerini ayırt edebildiği ortaya konulmuş.
"Brighton şehrindeki Sussex Üniversitesi'nde araştırmalar yapan bilim insanları, deney grubunda yer alan 28 atla bir çalışma yaptı. Atlara, daha önce hiç görmedikleri insanların güler yüzlü ve asık suratlı fotoğrafları gösterildi....
Sonuçlar şaşırtıcıydı. Deneyde, kızgın insanlara bakan atların sol gözünü daha çok kullandığı görüldü. Negatif yüzlerle karşılaşan atların kafalarını sola çevirdiği de gözlemlendi. Yine stresli yüzlere tanık olan atların kalp atışlarının da hızlandığı kayıt altına alındı.
Sussex Üniversitesi'nde doktora eğitimine devam eden ve araştırma grubunda yer alan Amy Smith, atların negatif ifadelere, pozitif olanlara göre daha güçlü reaksiyon gösterdiğini söyledi.
Smith, bu davranışın, atlarda çevresel riskleri ayırt etmek adına geliştiğini belirtiyor. Bu bağlamda, kızgın bir yüz görmek uyarı sistemini harekete geçiriyor ve olumsuz yüzlerin yansıması olarak negatif davranışlar bekleniyor....Atların özel bir hayvan olduğunun uzun süredir bilindiğini dile getiren Smith, ama ilk kez negatif ve pozitif insan yüzlerinin farkına varabildiklerinin ispatlandığını söyledi."(1)

ABD’li L. Kohanov, atların insanlara faydalı yönü ile ilgili olarak diyor ki;
"Atlar, enerji alanlarının farkındalığında, duygusal hassasiyetleri ve sezgileri son derece güçlü hayvanlar. Karşılarındaki insanı da önce enerji seviyesinde tarıyor, sonra en derindeki duygularını bile algılıyor ve vücut diliyle karşılaştırıyorlar. Eğer bir insanın hissettikleri ile vücut dili arasında bir tutarsızlık varsa onunla iletişime geçmek istemiyorlar. Anda değil de kafasının içindeki düşüncelerde olan insanları da hemen algılıyorlar. Onların bu algılama kapasitesi nedeniyle karşılarında rol yapamıyor, olmadığınız birisi gibi davranamıyorsunuz. Pek çok insan, duygularıyla bağlantısını koparmış olduğundan kendi duygularını bile tanımlayamazken atlar, bizlerin ne hissettiğini bizden daha iyi anlıyor." (2)
☆☆☆

At, it ve kervan:
Hedefe dörtnala giden atların yanında koşan, yahut ardından seyirten itler vardır...bu itlerin süvarilerle isimleri belki seyir hâlinde anılabilir !

Kervan menzile varana kadar sürer bu birlikte yolculuk...

Kadim kültürümüzde; atın asaletinden, itin kuyruk sallamasından da bahsedilir...

Zaman zaman yol alınan güzergahta atlardan/develerden müteşekkil kervanlara ürüyen itlere rastlansa da, ne kervan başı ka'le alır onları ne yolcusu...

İt ürür, kervan yürür...
☆☆☆
Kemik ikrâmı olduğu müddetçe kervanın yanında seyirten ve kuyruk sallayan it, ikrâmı kesildiğinde itliğini hatırlar, gereğini yapar !

Kervanların ardı sıra yürüyen kafileler, at izini de it izini de ayırd edebilir, ata at, ite it gözüyle bakar...tabi şeytani zekâlılar allem gullem ile itin patisine nal çakmamışsa !

Ancak akl-ı selim sahipleri her türlü alâmeti, izi ayırt eder. Ayırt edemeyip itin izini atın iziyle karıştıran, iti at ile türdeş/eş görenlerin gözleri miyop, idrakleri körelmiş olsa gerek...

Yanlış ile doğruyu, adalet ile zulmü, zalim ile mazlumu, hasbî ile hesabîyi, mert ile namerdi birbirine karıştıranın, ya niyetinden ya da aklından şüphe etmelidir.

Bazen; it izi, kurt izi ile karıştırılabilir, bazı itler yakın akrabaları olan kurtların arasına karışır da, bir süre sonra kurt postuna bürünmüş olarak meydanlarda dolaşabilir, işte o hâlde basiret ve feraset ile bakmayanlar, bunların izlerini karıştırabilirler...

Bu hususta Prof. Dr. ihsan Fazlıoğlu'nun "At izi ile it izini birbirinden ayırmak için tecrübe yeter; ancak it izi ile kurt izini birbirinden ayırmak için, ayrıca feraset de gereklidir" sözü çok mânidar...

Kervanlarda müstahdemlik yapan itlerin, kervanı yarı yolda terk etmeleri, ya ikrâmı beğenmezlikten, ya sadakatsizliklerinden, yahut daha yağlı kuyruk bulmalarından olabilir...
"At yedi günde, it yediği günde unutur” veciz ifadesi karakterin ve mayanın önemine işaret eder.

Hele hele it itliğini öne çıkarmışsa, değneği hak etmişse...değneği elden bırakmamalı ki, it itlik edemesin, kuyruğunu kıstırıp yola revan olsun, boşa havlayıp nefes tüketmesin vesselâm...
İt ürür, kervan yürür...!
__________
Kaynak:
(1) https://www.e-psikiyatri.com/atlar-insan-duygularini-anlayabilir
(2) https://www.elele.com.tr/saglik/psikoloji/ne-hissettiginizi-sizden-daha-iyi-anliyorlar