Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Eylül 2020 Cumartesi

Vandalizm ve örümcek ağına takılmış sinek...

Örümcekler genellikle zahmetsiz kazanç peşinde olan omurgasız hayvanlardır. 

Az biraz gayretle böceklerin uğrağı yahut uçuş/geçiş güzergâhları gibi münasip yerlere ağlarını örer, sonrasında tuzağa takılanların yiyebildikleri kadarını yer, artanını ağ iplikleri ile makara/bobin şeklinde mumya gibi  sarıp sarmalar, av kıtlığı döneminde tüketirler.
☆☆☆
Azazilin de biraz gayret ile ördüğü çeşitli tip tuzakları var ki; sinek tabiatlılar bu ağa kolayca takılır.
Azazilin tuzaklarının en başta geleni kibirlenmektir...ayrıca kendini üstün görme ve beğenme, şehvet, yalan, nefret, cimrilik, dedi-kodu, söz taşıyıp fitne çıkarmak, fesatlık ve benzeri şeyler de onun kurduğu diğerleri... bu tuzaklara ise takılıverir egosunu salıvermiş mahlûkâtlar  !
☆☆☆
Yunus Emre meşhur şathiyesindeki bir beyitte derki:
"Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu"

Bu beytin bir çok yorumu yapılmış ehl-i irfân tarafından. 

Sinek ego, kartal insanî ruh yorumu yapıldığı gibi;  küçümsenip önemsenmeyenin, hâkir görülenin güç ve nüfuzlu olanı Rabbinin yardımı ve koruması ile yere çalması şeklinde yorumlar var...

Bu yorumlardan birisi de Niyazi Mısrî'ye ait: O'na göre kartal ile kastedilen üç tip insandır. 

Birincisi: Makam ve mevkisine güvenen, bu yüzden kibirlenen tekebbür ehlidir. 

İkincisi: Öze dair hususlarda bir şey yapmayan ancak kendini öyleymiş gibi gösteren gösteriş düşkünleri riyakârlardır. 

Üçüncüsü de hor ve hakir görenlerdir. 

Sinek ise bu üç grubun hor ve hakir gördüğü, zayıf, nüfuz karşısında gücü olmayan, korunmaya, adalet ve merhametle davranılmaya muhtaç gariban ve fakir kimselerdir.

Fuzulî ise bir beytinde; bu zayıf ve hakir görülen kimselerin, Rablerine sığınıp, işi O'na havale etmekle aslında toz kaldıracak güce eriştiklerini,  teslimiyetlerini konu eder:

"Hakîr bakma bana kimseden sağınma kemem
Fakîr-i pâdişâh-âsâ gedâ-yı muhteşeme"
☆☆☆
İnsanlar bir hedef uğruna gayret eder, kartallar gibi yükseklere çıkmak için kanatlanabilirler, ancak unutulmamalıdır ki; sürekli yükseklerde uçmak riskleri de barındırır. Anî hava değişikleri kartalı yerlere kadar inmeye mecbur kılabilir.

Nâbî de ikbâl sarhoşluğu içindeki kartal içün şöyle demektedir:
"Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde 
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
Bir gün eyler dest-beste pâygâhı câygâh
Bî-aded mağrûr-ı sadr-ı itibârın görmüşüz" 

Bu babda demeli ki; Nemrud kendini kartal gibi görürken burnundan giren bir sinek onu yere çalıvermiş...sonunu getirmiş !

İnsanı insanlığından uzaklaştırıp yere çakacak kibriya, nüfuz düşkünlüğü ve benzeri gibi küçük gibi görünen temayülleri olabilir, ancak kendini bilenler, insanî derekesini korumaya çalışarak şeytanî tuzaklara düşmezler. Eğer bu rikkat ve hassasiyet olmazsa, bu tenezzül kişiyi şeytanın yukarıda söz edilen tuzaklarına kolayca düşürür. 

İnsanlık tarihinde hikâye edilmiş ve ömürleri ağda debelenen sinek gibi neticelenmiş nice firavn, nemrud ve karunlar gelmiş geçmiş !
☆☆☆
İnsana düşen, azazilin ördüğü tuzaklara takılan sinekleri hatırdan çıkarmamak, vandalizme kapı aralamamak, insan geldiği dünyada şeytanlaşmadan, insan olarak gidebilmeyi başarmak için gayretkeş olmaktır vesselâm !