Her kimin dolup taşsa, ambarı zevahir
Zahirde zengin olup da, batınında ola fakir
Bir de medh ü senâyla ola kim mütekebbir
Öğütür un ufak eder elbet bir gün bir kabir
Her kim ilim deryâsında, irfanda ola mâhir,
Her mecâliste hem ola muteber ve hem muktedir
Vücûdu ola arzda mukîm, gönlü ola hem semâda
Şûle-i ziyâdâr ola hem evvelde hem âhir
Anlar mı nüsha-i furkânı acep şol ehl-i zahir
Olur muymuş onda bir de mihr ü vefâ müzahir
Bukağıyla gezip duranlar var, lisânları pür zehir
Yaşayalar ömrübillâh hem mübtezel ve câhil
Olsa fenn-i siyâsada her kimki hem pek mâhir
Semâdan bîhaber olsa, arzda olsa zevahir
Durmayı bilmez işler hem çok günah-ı kebâhir
Zahiri temam olsa da, batında müflis ilâ ahir...
Ziyâdâr olsa da zahir, batında zulmet-âlud
Dünyalıklı, ukbada olabilir mi velûd
Kıymetdâr dünyalığa yokmuş orda tedâvül
Zulmet-i ebkemiyse nâr-ı cehime bir ûd