|
Para ile tartılan mı ? Çook... |
Şâir Bâkî bir beyitinde şöyle der:
"Hâsılı âvârelik vakti bahâr eyyamıdır"
Zamanın behrinde bir bahar ikindisi ve hafta sonu...
Âvâre dolaşan üç arkadaş azıcık soluklanmak için varırlar bir kıraathâne mekânına...
Biri cimri, biri müsrif, üçüncüsü hem cömert hem mutedil üç arkadaş...(1)
Havadan, sudan, eyyâmdan ve meydândan lâf-ı güzâf uçururlar...(2)
Garson masaya yaklaşır:
-"Ne alırsınız" der
Mutedil:
-"Arkadaşlar buyrun, ne içersiniz ?"
Cimri Müsrife dönerek
-"Sen söyle"
Müsrif:
-"Tabiki Türk kahvesi, orta şekerli..."
Cimri ile Mutedil de kahve isterler...
Muhabbet kahveler yudumlanırken de aynı minval üzre sürdürülür.
Bu arada konu fal bakmaya kadar yuvarlanır. Fal bakmanın günah (3) olduğundan da bahsedilir ama yine de içlerindeki dayanılmaz yönlendirici fısıltıya kulak vererek Müsrif'i fal bakmaya ikna ederler.
Fincanlar kapatılır fal fallanır. Güyâ ve hâşâ(!) gaybden haberler, gelecek projeksiyonları yapılır !
Fasıl biter kalkmaya niyetlenirler. Müsrif yine parasız, Cimri her zamanki gibi hesap isteme ve geri durma konusunda kendini geri çekme modunda, Mutedil cömertliğinin verdiği atılganlıkla ön almak üzere garsondan hesabı ister...
Hesap ödenir ve Mutedil ters çevrilmiş fincanın tepesine 1 Lira bahşiş koyar. Garson masayı toplamaya gelmemiştir henüz.
Oturdukları yerden kalkarlarken Cimri elini yavaşça uzatarak, Mutedilin fincanın üstüne koyduğu 1 Lirayı usulca alır ve cebine koyar !
Müsrif ve Mutedil gördükleri bu davranış karşısında şaşırmış ancak utandırmamak için de görmezlikten gelmişlerdir.
☆☆☆
Hikâyenin üstünden 40 yıl geçer.
El'ân Cimri para üstüne para koymak için kan ter içinde koşturmakta... Müsrif'in iki yakası bir araya hiç gelmemiş, her zamanki gibi borç içinde yüzmekte...
Mutedil mi ? Onun hâli vakti de huzuru da yerinde. Nasib-i müyesser ni'metlere şükür ile meşgul.(4) Darlık da çekmiyor, cömertce yaşamaya devam ediyor ve hayırda yarışıyor ! (5)
☆☆☆
"Tapısı para-pula olanın açılır kapısı nâra
Kupası hamr dolanın uçar aklı havaya"
"Haris-i muhteris olanın sermayesi ber-hava
Yeter mi son dem nasib-i müyesser olmaya"
__________
Hikayenin bağlamıyla ilgili bazı ayetler:
1)"Ve onlar ki harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de cimrilik ederler; (harcamaları) bu ikisinin arasında dengeli olur. " (Furkân sûresi, 67)
"De ki, Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Hakikaten insan çok cimridir. " (İsrâ sûresi, 100).
"Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez !" (A'râf sûresi, 31)
“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.” (İsrâ sûresi, 26,27)
"Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma. Yoksa pişman olur açıkta kalırsın. " (İsrâ sûresi, 29)
2) "Ve onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar."(Mü'minun sûresi, 3)
3)Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.(Mâide sûresi, 90)
4) "Rabbiniz şöyle buyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir." (İbrahim sûresi, 7)
"De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk sûresi, 23)
"Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin."(Bakara sûresi, 152)
5) "Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir ! Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir ! (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah'a) yaklaştırılmış kimselerdir."
”(Vâkıa sûresi, 8-11)
Sonra biz kullarımızdan seçtiklerimizi o kitaba mirasçı kıldık. Onlardan kimi kendine kötülük eder, kimi orta bir durumdadır, kimi de Allah’ın izniyle hayır işlerinde yarışır; işte büyük fazilet budur.(Fâtır sûresi, 32)